Kurt kurdun kurdudur

Güncelleme Tarihi:

Kurt kurdun kurdudur
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 26, 1998 00:00

Haberin Devamı

Halen vizyonda olan 'Microcosmos'u seyredenler, yüzlerinde tuhaf bir şaşkınlık ile salondan çıkıyor.

Ayaklarının altında, arka bahçelerinde, evlerindeki halının içinde böceklerin oluşturduğu bambaşka bir dünyayı keşfediyorlar. Böceklerin ilginç davranışları insanları hayrete düşürüyor. İşte ilginç bir başka böcek öyküsü: Dev kabuk böceği sadece ladin ağacını yiyor, yırtıcı adı verilen bir başkası ise sadece onu. Biri yoksa diğeri yaşamıyor. Giresun'da 1989'da ortaya çıkan zararlı, doğal düşmanı bölgede olmadığı için, ladin ağaçlarını keyfince yemiş. Ta ki kahraman yırtıcı böceğimiz laboratuvarlarda çoğaltılıncaya kadar.

Giresun sahil yolunu Sivas'a bağlayan ilk stabilize yol yaklaşık 150 yıl önce Fransızlar tarafından açılmış. Amaç Karadeniz dağlarının ağacını ve madenlerini işletmek. Bugün hayatının sonbaharında olan köylülerin babalarının ağzından aktardıkları yolun öyküsünde, sarışın güzel bir Fransız kadından sözediliyor. Yöre insanının hafızalarına yer etmiş bu görüntüde, bir takım kağıtların üzerine eğilmiş, yol çalışanlarına direktifler veren, kendi dünyalarına tamamiyle yabancı bir kadın. Bugün büyük bir kısmı asfaltlanmış yolun. Ama bu güzel Fransız mühendisin eserinden nadide kemer köprüler halen duruyor. Bunun yanında yangından mal kaçırırcasına kesilen ağaçların, orman tabanında bıraktığı izler hala belli. Modern ormancılıkta kesilen ağaçların sürüklenerek taşınması sırasında orman taban florasının zarar görmemesi için, kesim kışın zemin karla kaplanınca yapılıyor. Ama Fransızlar hem maden hem de orman işletmesinde buna dikkat etmemiş.

Giresun'un Kulakkaya Orman Bölgesi'ne bu yoldan gidiliyor. İlk kez 1995 yılında gittiğimde, yeşil bir görüntü beklerken, karşılaştığım kurumuş ağaçlar beni bir hayli şaşırtmıştı. İlk kez o zaman duymuştum 'dumansız yangın'ı. Ağaçlar yangın felaketinden az zararla kurtulmuş gibiydiler. Bu nedenle yangın benzetmesi yapılıyor zaten.

O zaman rehberliğimi yapan Orman Mühendisi Ali Hıdır, ‘‘Gel bir de şimdi gör’’ dediğinde, böylesine bir başarı beklemiyordum. Kurumuş ağaçların ladin ormanının yeşilini boğduğu görüntü gitmiş, yerine bölgenin geneline hakim koyu bir yeşil geri gelmişti. Doğanın kendini tamir hızı ve başarısı inanılmaz. Ama bu kez genel işlevinin tersine insanın olumlu müdahalesi olmasa, bu ladin ormanının sonu çoktan gelmişti. Giresun Orman Bölge Müdürlüğü 1989'dan beri yürüttüğü biyolojik mücadelede başarı kazanmıştı.

Karadeniz ormanlarının doğal orman alanlarında büyük bir yer kaplayan doğu ladini, ülkemizin başka bir bölgesinde bulunmuyor. Zaten yayılma alanı Kafkas dağlarından Karadeniz dağlarına uzanan bir şerit halinde ve Giresun'da bitiyor. Bir çoğumuzun Karadeniz orman görüntülerinde gördüğü koyu yeşil rengi veren bu doğu ladinleri.

AĞAÇ KATİLİ

1989 yılında bölgede varlığı daha önce bilinmeyen bir böcek birden ortaya çıkmış. Orman yetkilileri daha ne olduğunu anlamadan çoğalmış ve geniş alanlara yayılmış. Bu böceğin bilimsel adı 'dendroctonus micans', ülkemizde dev kabuk ya da soymuk böceği olarak biliniyor. Giresun bölgesinin doğu komşusu Trabzon'da olmayan bu zararlının, neden birden ortaya çıktığı, Artvin Orman Bölge Müdürlüğü ile yapılan görüşmeden sonra ortaya çıkıyor. Böcek Artvin'de var. Artvin zararlıya karşı mücadele ediyor ve yayılması önlenmiş. Bu nedenle Trabzon'da yok. Giresun'a gelmesi ise ilginç bir yolculuk; Bölgede bulunan Seka tesislerine işlenmesi için Artvin'den gönderilen ağaçlar ile gelmiş ve ormana yayılmış.

Zararlının erişkin hali kanatlı bir böcek. Bu nedenle uzun mesafelere ulaşabiliyor. Sonbaharda ladin ağaçlarının kabuklarını delerek, canlı tabakaya ulaşıyorlar. Ama bu iş ortalama 6 mm'lik bu böcekler için hiç de kolay değil. Böcek sonuçta yorgunluktan ölüyor. Ama ölmeden önce son bir kötülük yapıp ağaca sayıları 30 ila 300 arasında değişen yumurta bırakıyor. Ağacın kurumasına neden olan canlılar, bu yumurtalardan çıkan kurtçuklar. Kış boyu ladinin canlı tabakasını yiyerek yaza hazırlanırken, ağacı susuz bırakıyorlar. Elverişli bir ortamda bir ağaca birden fazla dişi yumurta bıraktığı için, ağacın ömrü çok olmuyor.

BİRBİRİNE KIRDIRMAK

Kulakkaya bir tepe. Zararlı tepenin güney sırtında çok etkili. Çünkü aradığı elverişli ortam 22 derece ve yüzde 75 nem oranı güney sırtlarda var. Zararlının ilginç bir özelliği var: Sadece ladin ağacının canlı odunu ile besleniyor. Yani bulunduğu bölgede ladin yoksa açlıktan ölüyor. Kaderin garip cilvesi onun da tek bir düşmanı var: Bilimsel adı 'rhizophagus grandis' olan ormancıların yırtıcı böcek adını taktıkları diğer bir böcek. O da bulunduğu ortamda dev kabuk böceği denen zararlı olmazsa zaafiyetten gidiyor. Doğanın bu garip oyunu, ladinlere musallat olan bu belanın savuşturulması için insana büyük bir koz veriyor: Biyolojik mücadele. Yani zararlıyı onun zararlısına kırdırmak.

Basit görünüyor ama değil. Biyolojik mücadelede kullanılacak canlıyı üretmek, uzun, özenli ve zor bir çalışma.

Ülkemizde zararlının bilinen tarihi 1966 yılına kadar gidiyor. Zamanın Sovyetler Birliği'nde yaygınlaşan zararlı sınırı aşıp Artvin'e ulaşıyor. Ladin ormanını etkiliyor. İlk önceleri mekanik mücadele denen bir yöntem uygulanıyor. Yani tek tek ağaç kontrolü ve bulunan böceklerin yakılmak suretiyle itilafı. Tahmin edersiniz ki; bu yöntem pek bir başarı getirmiyor. Bu sefer kimyasal savaşa geçiliyor. Kullanılan ilaçların zararlıyı öldürdüğü açık ama başka neleri öldürdü bilinmez. Zaten ilaçlar da başarılı olmuyor. Neden sonra biyolojik mücadele keşfediliyor. Artvin'de zararlının doğal düşmanı olduğu bilinen, zaten Kafkaslar'da kullanılan kahraman böceğimiz bulunuyor. Ama böceğimizin nüfuzu az. Destek vermek gerekiyor. Laboratuvarlar kuruluyor. Böceklerin istedikleri nem ve sıcaklık koşulları sağlanıyor.

ZARARI BÜYÜK

Artvin'de 1984 - 1989 yılları arasında bütün bunlar yaşanırken. Durumdan hoşnut olmayan bazı uyanık zararlılar; ‘‘Ya abi, buranın tadı kaçtı’’, deyip, atlıyorlar kütüklere ver elini 'bakir batı'. Son durak Giresun Seka tesisleri. Ladin hazinesinin yerini bulmak zor olmuyor.

Zararlının ladin ağaçlarına verdiği zarar sonucunda sadece Giresun bölgesinde 40 bin hektar orman alanı tahrip olmuş. Daha anlaşılır bir ölçüm verelim, bu alan tam 40 bin futbol sahasına eşit. Bu zararın boyutlarının korkunçluğu Türkiye'deki toplam Doğu ladin ormanının 350 bin hektar olduğu göz önünde tutulursa ortaya çıkar. Bugün gelinen noktada yapılan ölçümler, zararlı ve yırtıcı böcek sayılarının aşağı yukarı eşitlendiği yönünde. Zaten bu, ormanın genel görünümünden da anlaşılıyor. Artık sönmeye başlayan 'dumansız yangın'ın bıraktığı iz bir başka süpriz aslında. Orman yetkililerinin öldüğüne karar verip, kestiği ladinlerden boşalan alanlar, meşe ve kavak ağacı tarafından dolduruluyor. Doğa bir kez daha kendi dengesini sağlıyor. Zaten bu yıl yine rehberliğimizi yapan Bölge Müdürü Ali Hıdır'ın söylediğine göre, yeniden düzenlemek için kestikleri ladin ormanının zemininden kendiliğinden kayın filizleri çıkıyor. Onun tahminine göre bölgenin doğal ormanı bugün belki ladin ama, ladinden önce büyük bir ihtimalle bu bölge kayın ormanıymış. Hangi olağanüstü durum kayınları yok etti ve onun boşalttığı alanlar ladin tarafından dolduruldu bilinmez. Zaten doğanın işini insanoğlu tam olarak anlamış değil. Şimdilik Doğu Ladin ormanı yaşıyor ve sağlığına kavuşmuş durumda.

'Biyolojik mücadele' için

Biyolojik mücadele için kurulan laboratuvarlarda, kesilmiş yaş ladin kütüklerinin canlı tabakasında açılan iki oyuğa 600 ila 800 zararlı kurt koyuluyor. Kurtlar ağacı yemeğe başlayınca her oyuğa bir erkek ve iki dişi olmak üzere toplam altı adet yırtıcı böcek konuyor ve üzeri mum ile kapatılıyor. Kütük yaklaşık iki ay boyunca büyük bir savaşa tanık oluyor. Öyle ki labaratuvardaki kütüklere kulağınızı dayadığınızda içeriden bayağı bayağı gürültü geliyor. Kütükteki tüm zararlılar kahramanlarımız tarafından yok ediliyor. Sonuçta kütüğün alt kısmından daha önce hazırlanan kuma inen kahramanımız, yumurtalarını bırakıyor. Böylece 6 böcek verip, gerekli 22 derecelik ve yüzde 75'lik ortam bozulmazsa 200'e yakın taze kuvvet sağlanıyor. Laboratuvarlarda yapılan işlem bu, süreç basit ama hata ve özensizlik kabul etmiyor. Orman memurlarındandan seçilip kısa bir eğitime tabi tutulan laboratuvar görevlileri işlerini kısa zamanda öyle iyi yapmaya başlamışlar ki; böceklerin cinsiyetlerini uzaktan anlar olmuşlar. Zararlıya karşı yapılan mücadelenin başarısı büyük miktarda onların eseri.

Bilimsel adı Picea orentails olan Doğu

Ladini, Doğu Karadeniz ormanlarının müstesna, güzel ve görkemli üyeleridir. Doğu Karadeniz ormanı denildiğinde akla gelen o koyu yeşil rengin, ana kaynağı onlar. Üç yıl önce Giresun'nun dağlarının bu yeşil görüntüsü sarardı. Ladin ağaçları kitleler halinde yanıyordu. Ama bildiğimiz yangın değil bu: Ormancılar 'dumansız yangın' diyorlar. Gerçekten de uzaktan bakıldığında, ağaçlar sanki yanmış gibi gözüküyordu. Orman Bölge Müdürlüğü'nün yürüttüğü 'biyolojik mücadele' başarılı oldu. Kurumuş ladinlere artık sık rastlanmıyor.






Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!