Kurbandan intikamcıya

Güncelleme Tarihi:

Kurbandan intikamcıya
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 08, 2011 21:22

Fakir ve eğitimsiz ortamda büyüyen gençliğin suçla imtihanını, kurbanken intikamcıya dönüşen bir gencin üzerinden anlatan Neds, ünlü oyuncu ve yönetmen Peter Mullan’ın kamera arkasına geçtiği üçüncü filmi. Geçen yıl San Sebatsian Film Festivali’nde En İyi Film ve En İyi Erkek Oyuncu (Conor McCarron) ödüllerini alan Serseriler, izleyiciye geçirdiği gerçeklik duygusuyla zaman zaman belgesel izliyor hissi bile veriyor. Bu sağlam dramanın finalinde boğazınıza bir yumru oturması kuvvetle muhtemel.

Haberin Devamı

Suça meyilli ve çoğunlukla eğitimsiz gençlerden oluşan çetelerin içyüzü hiç bu filmdeki kadar sert ve çarpıcı olmamıştı.
Neds, uygunsuz yaşam ortamı nedeniyle zorla suça itilen bir çocuğun üzerinden gençlik çetelerinin içyüzünü gözler önüne seren bir film.
Yönetmen koltuğunda müthiş oyunculuk kariyerinin ardından yönetmenlikte de iddialı olduğunu gösteren Peter Mullan var.
Mullan, Orphans ve Günahkar Rahibeler (The Magdaline Sisters) filmleri ile pek çok ödül aldıktan sonra üçüncü filminde banliyö gençliğinin suçla imtihanını konu alıyor.
NON EDUCATED DELINQUENTS
Filmin adı bir kısaltmadan.
Neds, Non Educated Delinquents, yani eğitim almamış çocuk suçlular anlamına geliyor.
Bu, banliyölerde yaşayan, gelir düzeyi düşük ailelerin eğitimden uzak ve suça yatkın çocukları için kullanılan bir terim.
1970’lerin Glasgow’unda geçen hikâye, Glasgow’da büyüyen yönetmene göre kişisel ama tam olarak otobiyografik değil.
Mullan her ne kadar o yaşlarda filmin ana karakteri ile aynı duyguları hissetmiş olduğunu söylese de tabii ki suç işlememiş.
SUÇ MAKİNESİNE DÖNÜŞÜYOR
Filmde, asıl karakter John McGill’in gelecek vaad eden bir öğrenciyken, zaman içinde nasıl da kötücül bir suç makinesine dönüştüğünü izliyoruz.
John, iyi bir öğrenci olabilecekken, okuldan kovulan ağabeyinin kötü şöhreti altında ezilmeye başlıyor.
Diğer yanda ise evde sarhoş babasının uyguladığı şiddet var.
Küçük John bu kötü ortamda zamanla intikam duygularıyla dolu ve suça meyilli bir gence dönüşüyor.
Filmin “insanı şekillendiren çevredir, kötü bir çevreden iyi bir şey çıkması imkansızdır” fikri çoğumuza kabul edilebilir gelmeyebilir aslında.
Bu durumda devreye kadercilik ve insanın yetersizliği girer ki bu da insanoğlunun kaderi üzerinde etkisiz olduğu sonucunu doğurur.
Bu sav ve dikte ediş pek çok izleyiciyi rahatsız edecektir kuşkusuz.
Ama diğer yanda, en azından yüzdelerle konuşacak olursak, bu çıkarımın kaçınılmaz bir gerçek olduğunun da farkına varırız.
Bu tartışmadan çıkmanın en kolay yolu “her zaman istisnalar olabilir” diyerek açık kapı bırakmak ve filmin konusunu nasıl anlattığına bakmak olacak.
GENÇLERE ALKIŞ
Serseriler, hikâyesini çok iyi anlatan bir film.
Bunda en büyük payda, çoğu ilk kez kamera karşısına geçen genç oyuncularda. Başroldeki Conor McCarron’a En İyi Oyuncu ödülü getiren filmdeki tüm gençler iyi performanslar sergilemişler.
O kadar ki onlar filmin sonunda isimleri yazan kağıtları tutarken insanın kalkıp alkışlayası geliyor.
Buna tek engel, iyiyken, daha da iyi olma potansiyeline sahipken ortam nedeniyle kötüye giden, hayatı mahovolan bir gencin sert ve acı hikâyesinin boğazımıza oturttuğu yumrunun etkisinden hâlâ kurtulamamış olmamız olacaktır.

Haberin Devamı

HAFTANIN D‹ĞER F‹LMLER‹

Haberin Devamı

Orta yaşta yeni bir hayat

LARRY CROWNE
Yön: Tom Hanks
Oyn: Tom Hanks, Julia Roberts, Bryan Cranston, Taraji P. Henson
Tür: Dram-Romantik-Komedi
Süre: 99 dk.

Larry Crowne, işini kaybettikten sonra hayata farklı yöntemlerle sarılmaya çalışan ve çareyi okumakta bulan orta yaşlı ama umut dolu bir adamla, kaydolduğu halk üniversitesindeki öğretmen arasındaki ilişkiyi anlatıyor. Larry Crowne’un sorunu orta yaş bunalımı değil, orta yaş felaketi. Larry ise hayatının en mutlu döneminde, ödüllendirilmeyi beklerken bir anda işsiz kalıyor ve hayatını toparlayabilmek için büyük bir çaba içine giriyor. Larry Crowne, özünde orta yaşlı bir adamın değişim sürecini anlatıyor.
Ve ne yaşta olunursa olunsun “yeniden başlanabilir” mesajını veriyor. Diğer tarafta ise kadınlar için de “mutsuz evliliklerden, birlikteliklerden kurtulup, yeniden başlanabilir” mesajı var.
Yani anlayacağınız karşımızdaki bir nevi kendini iyi hisset filmi.
Ama bu kadar iyi niyete ve yıldızlı kadroya rağmen çok da iyi bir filmle karşı karşıya olduğumuzu söyleyemeyeceğim. Başrollerde Tom Hanks ve Julia Roberts’ın olduğu filmin yönetmen koltuğunda Tom Hanks var.

Haberin Devamı

Sanal alemden yayılan korku

CHATROOM
ÖLÜM ODASI
Yön: Hideo Nakata
Oyn: Aaron Johnson, Imogen Poots, Matthew Beard, Hannah Murray
Tür: Korku
Süre: 97 dk.

Japon sinemasının korku üstadı Hideo Nakata, Halka 2’den altı yıl sonra İngiltere’de çektiği Ölüm Odası ile karşımızda. Film, adından da anlaşılacağı gibi gençlerin sanal alemin cazibesine kapılıp gerçek dünyadan uzaklaşmasını korku malzemesi olarak kullanıyor. Nakata’ya göre internet insanoğlunun korku, kıskançlık, nefret ve öfke duygularını güçlendiriyor. 2005’te sahnelenen bir tiyatro oyununa dayandırılan Ölüm Odası, sanal dünyada kurbanlar ve hükmedenler arasındaki vahşeti gözler önüne seriyor. Kamera karizmatik William’ın açtığı bir sohbet odasında buluşan bir grup genci izliyor. William, arkadaşça ve yardımsever yaklaşımıyla saf gençleri kandırıyor. Kendi felaketine doğru ilerlerken, gerçek dünyadaki insanlara tahammülü olmayan William’ın yeni kurbanları Jim, Eva, Emily ve Mo, sanal alemden gelen gerçek bir tehditle karşı karşıya kalıyorlar.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!