Korsan: 3 Yayıncı: 0

Güncelleme Tarihi:

Korsan: 3 Yayıncı: 0
Oluşturulma Tarihi: Ekim 16, 1999 00:00

Haberin Devamı

Ne yüyürlükteki yasalar, ne de değişiklik tasarıları korsanları durdurmuyor.

Özellikle büyük şehirlerde neredeyse her sokakta bir korsan kitap sergisine rastlıyoruz artık. Başında da genç insanlar ‘‘yarı fiyatına kitap!’’ diye bağırıyor. Hırsızlıkları meşhur ülkemizde, hırsızlıkların en alenisi günün her saati, her ilde işte böyle gerçekleşiyor. Kentin göbeğinde, güpegündüz binlerce çalıntı mal satılıyor. Kitap okuyan azınlığın önemli bir bölümü bilgiye, kültüre ucuz ama kirli bir yoldan ulaşıyor. Korsanlara karşı yürütülen mücadele ise yasaların yetersizliğive adaletin yavaşlığına karşın sürdürülmeye çalışılıyor. Geçen hafta Meclis'e sunulan yasa değişikliği tasarısı bu kusurların giderilmesini sağlamıyor.

Korsan kitaplar daha çok, çok satan yazarların kitaplarının baskıları olarak biliniyor. Hergün karşılaştığımız ‘‘yarı fiyatına kitap’’ sergileri bu tip kitaplardan oluşuyor. Ancak korsanlar, sadece kültür yayıncılarına zarar vermiyor. Yabancı dil ve ders kitaplarının da korsanları yapılıyor. Bu nedenle korsanlar Türkiye'deki tüm yayınevlerinin geleceğini tehdit ediyor.

Geçen hafta içinde hükümet sanatçıyı ve eserlerini korumak için yasa değişikliği tasarısı hazırlayarak TBMM'ye sundu. Tasarı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'ndaki cezalar arttırıyor. Tasarıya göre bir eser izin ve bandrol olmadan eserleri çoğaltan ve yayınlayanlara, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve bir-üç milyar arası para cezası verilebilecek. Bu yollarla maddi ve manevi hakları ihlál edilen eser sahibi, eserin emsallerine ödenen bedelinin en çok üç katı fazlasını tazminat olarak isteyebilecek. Ancak mahkemeler ödenecek bedeli takdire yetkili olacak.

Tasarı korsan yayına önlem olarak süreli olmayan yayınlar, müzik ve sinema eserlerinin çoğaltılmış kopyalarına bandrol yapıştırılmasını zorunlu kılıyor. Bandrolleri Kültür Bakanlığı, meslek birlikleri aracılığıyla satabilecek. Eser sahibi veya mesleki birliklerin başvurusu üzerine, Cumhuriyet Başsavcısı üç gün içinde mahkemenin onayına sunulmak üzere usülsüz çoğaltılan eserleri toplatıp, mühürleyebilecek.

Tasarı varolan cezaları arttırıyor ama yılda 10 miyon doları bulan korsan pastasını küçültecek yeni önlemler getirmiyor. Ayrıca yayıncıların tepkisini çeken bandrolü zorunlu hale getiriyor.

ÖNCE SUÇUN TANIMI

Yayıncılar Birliği ise bandrolün korsan kitapları önlemediği görüşünde. Genel Sekreter Zeynioğlu, ‘‘Bandrolle basılan kitapların tamamının korsanlarının basıldığını gördük. Ayrıca bandrol düşünce özgürlüğünün önünde bir engel. Kitap basmak için bandrol almak bunun için de devletten izin almak gerekiyor diyor. Biz 150 yayınevi olarak bandrol almayacağımızı daha önce deklare ettik. Devlet bu işte isteksiz davranıyor. Kültür Bakanlığı'nın önünde korsan kitap satılıyor. Devlet isteseydi polis, zabıta ve vergi müfettişleriyle çok daha etkin bir mücadele yürütebilirdi. Biz şimdiki mevzuatla elimizden geldiğince korsanlara karşı savaşıyoruz. Ama daha etkin bir mücadele için yasaların değişmesi şart,’’ diyor.

Korsanla mücadelenin önündeki diğer büyük engel, korsan yayıncılığın ‘‘takibi şikayete bağlı’’ bir suç olması. Yani korsanların yakalanması için eser sahibini veya Türkiye Yayıncılar Birliği'nin suçun işlendiği yeri veya suçu işleyenleri belirleyip, suç duyurusunda bulunması, ardından çıkacak mahkeme kararıyla suçun işlendiğe sergiye, depoya veya matbaaya polis nezaretinde baskın düzenlenmesi gerekiyor. Oysa korsan yayıncılık bir kamu suçu haline getirilirse, suça anında müdahale sözkonusu olabilecek.

Bazı kitaplarında bandrol kullanan İletişim Yayınları'ndan Tuğrul Paşaoğlu'nunsa yayıncılarla bakanlık arasındaki bandrol sorunun çözümü için dört önerisi var.

1- Bandrol yazar veya yayınevinin isteğine bağlı olarak alınsın.

2- Bandrol gelirleri korsanlarla mücadelede kullanılsın.

3- Bandrolde Kültür Bakanlığı ve Yayınevinin amblemi olsun.

4- Bandrol tüm bu şartları yerine getirir

bir hale gelirse, değerli kağıt (çek, senet) statüsünde olsun.

En büyük iki korsan

Ali ve Hasan

Avukat Özel Demirkol, Türkiye Yayıncılar Birliği'ne gelen ihbarlar doğrultusunda, bir yılı aşkın süredir korsan kitap matbaalarına depolarına baskınlar yapıyor. 14 ay içinde korsanlara 38 dava açılmış ve 250 bin korsan kitap ele geçirilmiş durumda. Davalar basit yargılama usülüne tabi olmasına karşın hálá sürüyor. Bu mahkemelerin uzaması, adliyelerdeki dava yükünün yanısıra, bilirkişi heyetlerini oluşturulmasının zaman almasından kaynaklanıyor. Demirkol, korsan kitaplarla daha etkin mücadele için yaptırımların arttırılması ve korsanlığın ‘‘takibi şikayete bağlı suç’’tan çıkarılması gerektiğini söylüyor. Korsan kitapların tüm kitap piyasasının yüzde 20'sini kapsadığı tahmin ediyor. Korsanlar işi o kadar ileri götürmüşlerki bazı sergilerde yevmiyeyle adam çalıştırıyorlar. 500 kitaplık bir sergi, 5 bin kitabın bulunduğu bir depodan besleniyor. Bu depo da 15 bin kitaplık başka bir depodan gelen kitaplarla oluşturulmuş oluyor. Demirkol, 50 bin kitaplık büyük depoların da bulunduğunu ancak bunların çok iyi gizlendiğini söylüyor. Tüm korsan kitaplar yasal kitaplar da basan matbaalarda hazırlanıyor. Matbaacıların bir kısmı gündüz insan gece hırt. Matbaacılar korsanları ele vermiyor, gammazlamıyor. Hemen hemen hepsi ‘‘kim verdi bu işi’’ diye sorulunca Ali veya Hasan diyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!