Konuk Yazar:A. Baki TEKİN

AB ve Dil Eğitimi

DİL bilimciler, ikinci bir dili öğretmeye 2-3 yaşında başlanabileceğini belirtiyorlar. Avrupa'da ve ABD'de ana dili ve yabancı dili aynı anda öğretmeyi amaçlayan ‘‘Bilingual’’ okullar giderek yaygınlaşıyor.

Bu yöntemle, kısa sürede başarıya ulaşılıyor, çünkü bu yaşta çocuk hata yapma korkusundan uzak ve öğrenmeye daha açık. Sınıf ortamı, kullanılan materyaller de öğrenmeyi hızlandırıyor. Öğrenci 9-10 yaşına geldiğinde, yabancı dil problemini çözmüş oluyor.

BAŞARIYI ARTIRMAK

Ülkemizde ise, ikinci bir dil öğrenmeye başlama yaşı oldukça geç. Yabancı dil dersleri ilköğretim 4 ve 5'inci sınıflarında, ancak kısa bir süre önce müfredat programına alındı. Oysa, ilköğretim birinci sınıftan itibaren yabancı dil öğretiminin başlaması ve haftada en az 6 saat olması gerekiyor.

Sınıflardaki öğrenci sayılarının düşürülmesi, kullanılacak olan kitap ve materyallerin modern olması, sınıfların teknik donanımlarının eksiksiz hale getirilmesi, yabancı uyruklu öğretmenlerden faydalanılması, Türk-yabancı dil öğretmenlerinin sık sık seminer ve kurslara dahil edilmeleri ve yabancı dil eğitiminde ortak bir politikanın izlenmesi, başarıyı artıracak başlıca unsurlar olarak sayılabilir.

DİL BİLMENİN ÖNEMİ

Ulus olarak, bir çok konuda olması gerektiğini gibi, yabancı dil öğretiminde de büyük düşünmenin zamanı gelmiştir. AB'ye girmek, dini ve dili çok farklı olan ülkemiz için, sanıldığı kadar kolay olmayacaktır.

Kısa bir gelecekte, çalışma alanımız genişlemiş olacaktır. Gençlerimizin Almanya, Belçika, İngiltere ve diğer ülkelerde çalışacak olmaları, ya da birliğe dahil ülkelerin, bizim topraklarımızda yatırım yapacak olmaları, dil bilmenin ne kadar önemli olacağını açıkça ortaya koymaktadır.

Pasaport ve vize uygulamasının kalkacağı, Avrupa'da bir ülkeye gitmenin çok sıradan bir olay olacağı günler, uzak değil.

Her zaman pratik zekalı ve yaratıcı olan insanımız, yabancı dil öğrenmenin gerekli olduğu gerçeğini de kısa zamanda kavramalıdır. Öncülüğü ise, devletin yapması gerekmektedir.