Konniçiva

Güncelleme Tarihi:

Konniçiva
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 10, 1998 00:00

Erdal GÜVEN
Haberin Devamı

Bir acayip sigorta

Haydaa... Bu ne biçim sigorta sistemi ben anlayamadım. Ne yani kaza yapan birisi yüzde yüz şuçlu dahi olsa şuçlu olduğunu kabul etmeyip, bağlı bulunduğu sigorta şirketine ‘‘Aman karşı tarafa ödeme yapmayın’’ derse, ödeme yapılamayacak mı?

Kendi sorumu yine kendim cevaplayayım, ‘‘Evet canım aynen öyle. Sen istediğin kadar haklı ol eğer karşı taraf ödeme yapılmasını istemiyorsa para yerine havanı alırsın’’.

Bundan yaklaşık 5 ay önce 24 aralık 1997'de küçük bir kaza yaptım. Her sürücünün bir gün başına gelebileceği türden bir kaza, inip karşı tarafa geçmiş olsun dileklerimde bulunduktan sonra polis çağırdık. Gelen polis, tam iki saat boyunca kaza hakkında ahret soruları sorduktan sonra elindeki beyaz kağıda birşeyler karalayıp gitti.

Buraya kadar herşey normal, sıradan kaza sonrası işlemleri. Şimdi siz bundan sonra sigorta şirketlerinin devreye gireceğini ve polisin elindeki beyaz kağıda karaladığı notlardan hazırlayacağı raporu dikkate alıp, taraflara kusurları oranında bir ödeme yapacağını zannediyorsunuz. Yanıldınız.

Tamam kazadan hemen sonra sigorta şirketleri devreye giriyor. Ama polis raporuna bakmak yerine taraflardan kazanın oluşu hakkında bir rapor istiyorlar. Sonra bu raporları alıp karşılıklı görüşmelere başlıyorlar. Zaten polis, raporu sigorta şirketlerine vermiyor. Ancak iş mahkemeye intikal ederse rapor ortaya çıkıyor. Ama o durumda da polis raporu sadece kazanın olduğunu ve kaza sırasında araç sürücülerinin kim olduğunu ispata yarıyor.

İşin kısası kaza yaptğınız insan iyi niyetli ise mesele yok. İki sigorta şirketi anlaşıp size ödeme yapıyor. Yok eğer karşı taraf sigorta şirketinden alacağı hasarsızlık indirimini kaybetmemek için ödeme yapılmasını kabul etmiyorsa yandınız.

Hasarınızı tazmin ettirebilmeniz için önce karşı tarafı suçlu olduğuna ikna edip ödeme yapılması için sigorta şirketine talimat vermesini sağlamalısınız. Ama benim bu yaştan sonra katil olmaya hiç niyetim yok. Gerçi katil olmadan da ikna etmenin yolları var ama, neyse...

Altın hafta

Golden Week, yani Türkçesi Altın Hafta Japonların peşpeşe gelen 3 resmi tatili birleştirip oluşturdukları tatil haftası 29 Nisan eski İmparator Showa'nın doğum günü tatil, 3 Mayıs Anayasa Günü tatil, 5 Mayıs Çocuklar Günü tatil, 3 Mayıs tatil, 5 Mayıs tatil. Eh durum böyle olunca arada kalan 4 Mayıs'ı da Japon hükümeti tatil ilan etmiş. Böylece kocaman bir tatil haftası yaratılmış.

Aslında Japonlar öyle sanıldığı kadan az tatil yapmıyorlar. Yılda tam 16 gün resmi tatil. Yok efendim eski İmparatorun doğum günü, yeni imparatorun doğum günü, yaşlılar günü, gençler günü, yirmi yaş günü. deniz ve deniz mahsüllerine teşekkür günü... Falan filan tam 16 ayrı tatil nedeni. 16 ayrı tatil yetmemiş olacak ki bunlardan ardarda gelenlerini birleştirip bir hafta tatil ilan etmişler bu hafta süresince herşey tatilcilere endeksleniyor.

İnsanların tatil olmasından yararlanan fırsatçı girişimciler ise hemen herşeye zam yapıyorlar. Diyelim normal günlerde 5 lira olan uçak bileti Golden Week'de 20 lira oluveriyor. Veya bir gecelik otel fiyatı 3 lira ise golden week süresince 10 lira...

Aman canım gezmeyi seven Japonlar da bu fırsatçılara çanak tutuyorlar, Bu kadar pahalı fiyatlara rağmen ne uçak bileti bulunabiliyor. Ne de otellerde yer. Hem sadece Japonya içinde olsa neyse Japonların yoğun olarak gittikleri ülkelerde de değişen pek birşey yok.

Gerçi yapılan araştırmalara göre ülkede yaşanılan ekonomik sıkıntı Japonları da vurmuş. Bu kez birçok Japon para harcamadan yapabileceği aktivitelere yönelmiş. Hawai'ye gitmek yerine yakındaki derenin başında güneşlenip piknik yapmışlar.

JAPON FIKRASI

Keiko günler süren yoğun aramaları sonucu tam istediği gibi küçük, bahçe içinde iki katlı bir ev bulur. Üstelik evin kirası diğer evlere göre daha düşüktür. Keiko hemen kendisine evi gösteren emlakçıya döner ve ‘‘Tamam bu evi çok beğendim, eğer şartlarda anlaşırşak, tutmak istiyorum’’ der.

Emlakçı biraz durgun, ‘‘Yalnız hanımefendi ben baştan söyleyeyim. Bu evin hemen arkasından tren yolu geçiyor. Bütün gece boyunca yük trenleri gider gelir. Tabi biraz gürültü oluyor ama ilk iki gün geçtikten sonra insan o gürültüye de alışıyor’’ der.

‘‘Eğer gürültüye iki günde alışılırsa önemli değil diye cevap verir Keiko, ‘‘Ne yapalım ben de ilk iki gün bir arkadaşımda kalırım’’.

email: erdal@crisscross.com

JAPON SÖZÜ

...Shinboo Suru Ki Ni Kane Ga Naru

...Sabredince ağaç bile altın olur.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!