Kerbela ve Madımak aynı zihniyet
Güncelleme Tarihi:
Başbakan Binali Yıldırım, dün ‘Uluslararası Hacı Bektaş Veli ve Sultan Nevruz Cem’i Buluşması’na katıldı. Yıldırım, “Dün kardeşi kardeşe düşürüp, Hazreti Peygamber’in ashabı arasına nifak sokanları, Ehlibeyt’i Kerbela’da zalimce katledenleri asla akıldan çıkarmayalım. Çorum’da, Maraş’ta, Malatya’da, Madımak’ta aynı zihniyet benzer amaçlarla işbaşındaydı” dedi. Başbakan Yıldırım özetle şunları söyledi:
İSLAMOFOBİ BATI’YI ZEHİRLİYOR
“İslam dini, barış dinidir, Peygamberimiz barış elçisidir. Bu emirleri açıkça ihlal eden hiç kimse, İslam adına söz söyleyemez. Müslümanları temsil edemez. Adına DEAŞ, IŞİD denen bir terör örgütünden yola çıkarak, hiç kimsenin İslam’ı terörle yan yana getirmesine asla razı olamayız. Terör örgütleri vasıtasıyla bizleri, mezhep, meşrep hatta etnik kimlik üzerinden ayrıştırmaya çalışan fitne odaklarına karşı çok uyanık olmalıyız. Biz bölgemizde, dünyada huzur, barış istiyoruz. Bugün İslamofobi diye bir olay var, maalesef Batı medeniyetini zehirlemektedir. Demokrasi, insan hakları ve özgürlük değerlerinin yerini ırkçılık, yabancı düşmanlığı, İslam karşıtlığı alıyor. Küçük siyasi hesaplar için büyük insanlık değerleri kurban verilmektedir. Bu durum insanlık, Batı dünyasının geleceği adına hem üzüntü hem de endişe vericidir.
ÖĞRETİSİ REHBERLİK EDER
Anadolu’nun maneviyat yiğitlerinden biri de hünkar Hacı Bektaş Veli’dir. Hünkar, yüzyıllar öncesinden ‘Bir olalım, iri olalım, diri olalım’ dedi. Allah’a ulaşan yollar, nefes alıp veren bütün canlıların sayısı kadardır. Bu yollardaki tercihimizi tefrika konusuna dönüştürmememiz gerek. Hünkar diyor ki ‘Ayağa kalkarsan hizmet amacıyla kalk, eğer konuşacaksan hikmet ile konuş ve oturacağın zaman saygıyla otur.’ Allah’a ulaşmak için hangi yolu seçersek seçelim, hünkar Hacı Bektaş Veli’nin bu öğretisi bize her zaman rehberlik eder.
NİFAK SOKANLARI UNUTMAYALIM
Bugün evlatlarımıza, Hazreti Ali’yi de Hazreti Hüseyin’i de hepimiz için ideal, birer şeref tablosu olan Ehlibeyti de mutlaka öğretmeliyiz. Bu topraklarda bizi ancak ayrıştırarak, kavga ederek birbirimizin sevgisini azaltmaya çalışıyorlar. Bizim o hain planlayıcılarından öğreneceğimiz hiçbir şey yoktur. Dün kardeşi kardeşe düşürüp, Hazreti Peygamber’in ashabı arasına nifak sokanları, Ehlibeyt’i Kerbela’da zalimce katledenleri, fitnede başrol oynayanları asla akıldan çıkarmayalım. Çorum’da, Maraş’ta, Malatya’da, Madımak’ta, aynı fitne, aynı zihniyet benzer amaçlarla işbaşındaydı. Olayları beraber okumak, entrikaları birlikte değerlendirmek zorundayız.
AYNI TOPRAKLARIN ÇOCUKLARIYIZ
2009’da Alevi açılımı başlattık. Bize düşen görev, konuşarak, anlaşarak meselelerimizi, mesele olmaktan çıkarmaktır. Birbirimizi ötekileştirmeden dinleyeceğiz, birbirimizi anlamak için daha çok çaba harcayacağız. Bizler aynı bedenin, aynı medeniyetin, tarihin, toprakların çocuklarıyız. Köklerimiz bir. 12 imam, hepimizin değeridir. Hacı Bektaş-ı Veli’nin edebinden, erkanından, ‘Eline, beline, diline sahip olacaksın’ öğüdünden nasiplenmek mecburiyetindeyiz. Bu muhteşem söz, sadece tablo olarak odalarımızda asacağımız bir şey değildir. Siyaset dahil bütün hayatımızın merkezine oturtmamız gereken bir ahlak, yaşam ilkesidir. Biz yüzyıllar boyu bütün inanç mensuplarıyla hep beraber olduk, birbirimizin hukukuna her zaman sahip çıktık. Bütün tarikatlar, mezhepler, yollar birbirini rakip görmeden, birbirinin hakkına, hukukuna riayet ederek bugünlere geldiler. Hacı Bektaş Veli’nin, Yunus’un, Mevlana’nın sevgi ve muhabbet dili olmasaydı bu topraklar çorak olurdu. Semah ve Sema olmasaydı saz ve söz ruhumuzu inceltmeseydi medeniyet yolunda mesafe alamazdık.”
"ADIM ALEVİ KOMŞUMUZUN ADI"
Farklı olmak insanın fıtratından gelir. Biz farklılıklarımızı insanlığın, medeniyetin zenginliği olarak görüyoruz. Bunun bir örneği de benim. Alevi-Sünni vatandaşlarımızın birlikte yaşadığı köyde doğdum. Benim adımın da çok sevdiğimiz, sevdikleri için adını verdikleri komşumuzdan geldiğini sizlerle paylaşmak isterim. Biz birbirimizin çocuklarına isim verecek kadar güçlü bağlarla, güçlü bir hukukla birbirimize bağlıyız. Aynı sofrada, aynı tastaki çorbaya birlikte kaşık salladık. Biz iç içe yaşadık, birlikte yaşadık, bundan sonra da ilelebet birlikte yaşamaya devam edeceğiz.
NEVRUZ CEMİ
KÜLTÜR ve Turizm Bakanlığı himayesinde, Dede Garkın Eğitim, Kültür ve Araştırma Derneği’nin ev sahipliğindeki ‘Uluslararası Hacı Bektaş Veli ve Sultan Nevruz Cem’i Buluşması’ dün Ankara’da ATO Congresium’da düzenlendi. Başbakan Yıldırım, arka fonda Nevruz ateşinin yandığı platformda konuştu. Programda, Dede Garkın Ocağı Dedesi Hüseyin Dedekargınoğlu yönetiminde Nevruz cemi yapıldı. Başbakan Yıldırım ve beraberindekiler de cemi izledi. Etkinliğe ABD, Arnavutluk, Arjantin, Bulgaristan, Almanya, Romanya, Yunanistan, Makedonya, Irak ve İran’dan gelen 180 Alevi önderi de katıldı.