Kemal'in Gelişi / Şükrü Küçükşahin

Şükrü Küçükşahin, Hürriyet’te Kemal Kılıçdaroğlu’yla ilgili yazılarından yola çıkarak, kaleme aldığı “Kemal’in Gelişi” kitabında; Kemal Kılıçdaroğlunun CHP Genel Başkanlığı'na gelişinin rastlantılara dayanmadığını, halkta yarattığı önemli sempati duygusunun bu konuda en etkili güç olduğunu vurguluyor.

Kitapta, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın istifasına yol açan kaset skandalıyla başlayan olağanüstü süreç, partinin yaşadığı çalkantı ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun partinin yeni lideri seçilmesi, kulislerde olan bitenler, telefon ve toplantı trafiği, tüm ayrıntılarıyla aktarılıyor.

– Deniz Baykal, kaset olayını kimden duydu, ilk tepkisi ne oldu?
– Kılıçdaroğlu’nun “düelloları” ve yıldızının parladığı anlar…
– Baykal geri dönecek miydi…
– Önder Sav, ne zaman “şok” geçirdi…
– Kılıçdaroğlu-Sav görüşmesinde neler konuşuldu…
– Kılıçdaroğlu, dönüşü olmayan yola ne zaman ve nasıl girdi…�

Tarihe bir not düşme amacıyla kaleme alınan bu kitap okuru, yaklaşık bir yıl geriye götürüp Deniz Baykal’la ilgili skandal kasetin ortaya çıktığı güne döndürüyor.
 
“…Gerçekten de Türkiye siyasi tarihinde böylesi bir başka örnek yok, denebilir.
Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmuş, en köklü ve en büyük partilerinden biri olan CHP’de, Deniz Baykal’ın koltuğunu bırakabileceğini, ortaya çıkan o kasetten bir gün önce dahi öngörebilecek tek kişi çıkmazdı.
Fakat bir kaset, siyaset için kısa sayılabilecek 15 güne sığan,
fırtınalarla dolu sahnelere neden oldu.
O 15 günde CHP’de bir dönem kapandı.
İki gün önce birbirine en sert eleştiri yapanlar aynı saflarda buluştu, yakın arkadaşlar arasına ayrılıklar girdi, yarım saat önce dahi “Bu Kılıçdaroğlu’ndan bir şey olmaz” diyenler, aniden onu keşfetti, en hızlı savunucuları oldu.’

Şükrü Küçükşahin “Eğer CHP’de, Kemal Kılıçdaroğlu gibi bir isim olmasaydı, o 15 günlük süreçten bu parti böylesi bir sonuçla çıkaramazdı” diye düşünenlerden.

KİTAPTAN

Bir düello da Melih Gökçek’le

AKP yönetimindeki bu ayrılıklar, kamuoyunda Kılıçdaroğlu’nu, “diline doladığını yerinden eden adam” konumuna getirdi. Tam o günlerde önüne yeni bir fırsat çıktı.

Kılıçdaroğlu, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin aynı marka doğalgaz sayacını İstanbul’a göre 145 Euro daha pahalıya satın aldığını ve böylece Ankaralıların, 1994-2003 arasında 12.5 milyon Euro’luk fazla ödeme yapmak zorunda kaldığını ileri sürdü, bu konuda belgeler açıkladı.
Ankara’nın 15 yıllık Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek de bunu fırsat gördü. Çoğu AKP’li Gökçek’i, Kılıçdaroğlu’nun “koltuğundan ettiği” arkadaşlarının öcünü alacak nitelikte, güvende ve donanımda görüyordu. Gökçek’in kendisi de bu inançtaydı. Böylesi bir umut ve beklentiyle Gökçek de aynen Dengir Fırat gibi Kılıçdaroğlu’yla “düelloyu” kabul etti. ‘Düello’, yine Uğur Dündar’ın moderatörlüğünde yapıldı. Sadece Star Tv’de yayınlanan bu “düelloda” Gökçek, kendini başarılı görse de agresifliği ve yüzünden inen ter damlalarıyla akıllarda kaldı. Kılıçdaroğlu ise sakin görüntüsüyle şaşırttı.
Her iki taraf da tartışmadan kendisinin daha üstün çıktığını söyledi. Ancak şu bir gerçek ki “düelloda” kimin kazandığı kimin kaybettiği tartışmalı olsa da toplumun önemli bir bölümünde Kılıçdaroğlu’na verilen prim daha da çok arttı, tanınırlığı daha yükseğe çıktı.
Kılıçdaroğlu’nun her basın toplantısı Türkiye çapında ilgi görmeye, açıkladığı her dosya hemen dikkat çekmeye başladı

YAZAR HAKKINDA

Şükrü Küçükşahin 1959 Erzincan’da doğumlu. İki yaşındayken ailesi İstanbul’a yerleşti. İlk, orta ve lise öğrenimini İstanbul’da tamamladı. Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Bölümü’nden 1982’de mezun oldu. 30 yıldır yayın hayatını sürdüren okul gazetesi Görünüm’ü çıkaran öğrencilerin arasında yer aldı. Gazeteciliğe 1981’de Ankara Ekspres gazetesinde başladı. Sonra sırasıyla Günaydın, Sabah, Hürriyet, CNBC-E/NTV ve yine Hürriyet’te çalıştı. Yedi yıldır Hürriyet’te Ankara Temsilci Yardımcılığı ve yazarlık görevini birlikte yürütüyor. Evli ve bir kız babası.