’Kaos olur’ uyarısı

Güncelleme Tarihi:

’Kaos olur’ uyarısı
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 11, 2009 00:00

YARGI: Bağımsızlığının ve tarafsızlığının önündeki en büyük tehlike siyasallaşmasıdır.

HALK:  Yargı bağımsızlığı için duyarlılığını koymalı.

DEMOKRASİ:  Ortak ölçüt siyasal çoğunluk olamaz.

ANAYASA: Değiştirme keyfi ve sınırsız değildir.

LAİKLİK: Erozyona uğratacak düzenleme olamaz.

DANIŞTAY Başkanı Mustafa Birden, hükümeti toplumsal kaos, meşruiyet, laiklik ve yeni Anayasa konusunda uyarırken, vatandaşları da yargı bağımsızlığını zedeleyici her türlü müdahaleye karşı duyarlı olmaya ve bunu meşru yollardan ortaya koymaya çağırdı. Birden dünkü kuruluş yıldönümü konuşmasında, kutlamanın Anneler Günü’ne rastlaması nedeniyle tüm annelerin bu özel gününü kutlarken, 3 yıl önceki yaralandığı saldırıda ölen mesai arkadaşı Mustafa Yücel Özbilgin’e rahmet diledi. Birden, törene katılan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün önünde, cumhurbaşkanına yargıyı biçimlendirme imkanı veren yetkilerinin sınırlandırılmasını, tek başına yaptığı işlemlere karşı, HSYK kararlarıyla birlikte yargı yolunun açılmasını istedi. Bir önceki anayasa değişikliğinin aceleye getirildiğini, türban maddesinin iptal edilip, halk oylaması sürecinde metnin değiştirildiği eleştirisini getiren, Birden’in, diğer mesajları özetle şöyle:

Siyasal çoğunluk milli irade değil

Siyasi iktidarların yargıya egemen olma ve onun faaliyetlerini kontrol etme düşünceleri toplumda kaos yaratır. Hukuk siyasetten bağımsız olmalı siyaset de hukuk içerisinde ve hukukun temel prensipleri esas alınarak yapılmalıdır. Fonksiyonları, görev alanları, konumları birbirinden faklı olan yasama, yürütme ve yargı organlarının demokratik meşruiyetlerinde ortak ölçüt ’milli irade’ kavramı ile özdeşleştirilmeye çalışılan ’siyasal çoğunluk’ olamaz. Böyle bir düşüncenin kabulü her siyasal iktidar değişikliğinde, yargı mensuplarının konumlarının yeniden belirlenmesi sonucunu doğurur ki, bu durum yargının siyasal tercihler doğrultusunda şekillendirilmesinden başka bir şey değildir.

Seçilmiş atanmış ayrımının yeri yok

Aynı anayasadan aldıkları yetki ile Türk milleti adına egemenlik yetkisini kullanan; yasama, yürütme ve yargı organlarının meşruiyetleri bakımından birbirlerine üstünlüğü bulunmadığı gibi; millet adına yetki kullanımında, seçilmişler ve atanmışlar şeklindeki bir ayrımın da yeri yoktur. Yargı yerlerinin demokratik meşruiyeti siyasal çoğunluğun bu organlardaki temsili oranında değil, bu organların millet nazarındaki saygınlığı ve güvenliğinde aranması gerekir. Bunun sağlanmasının temel koşulu yasama ve yürütme erklerinin yargı üzerinde etkili olma istek ve arzularının engellenmesinden, yani yargı bağımsızlığından geçmektedir.

Yargı bağımsızlığının ve tarafsızlığının önündeki en büyük tehlike, yargının siyasallaşmasıdır. Toplum, yargı bağımsızlığı konusunda azami duyarlı olmalı, yasama ve yürütme erklerinin tasarrufları da dahil olmak üzere yargı bağımsızlığını zedeleyici her müdahaleyi dikkatle izlemeli, duyarlılığını, meşru vasıta ve yollardan ortaya koymasını bilmelidir.

Özenle korunması gereken kazanım

Cumhuriyetimizin özü ve ulusal yaşamımızın temeli olan laiklik ilkesi ve laik eğitim kurallarını dolaylı dahi olsa erozyona uğratacak hiçbir düzenlemenin iç hukukumuzda yeri bulunmadığı gibi uluslararası hukuk ve hukukun evrensel ilkeleri bağlamında koruma ve himaye göremez. Türkiye laiklik ilkesine bağlılıktan uzaklaşarak, ne insan hak ve özgürlüklerini daha da ileriye götüren bir anayasa değişikliğini yaşama geçirebilir, ne de yaklaşık 50 yıllık bir geçmişe sahip AB’ye tam üye olma hedefine ulaşabilir. Laiklik özenle korunması gereken temel kazanımdır.

Yeni anayasada konsensüs olmalı

Bir Anayasa değişikliğinin hukuki çerçeve içerisinde cereyan etmesi, Anayasa’da öngörülen usul ve şekil şartlarını taşımasının yanında Anayasa’nın ruhuna ve hukukun evrensel ilkelerine uygun olması ile mümkündür. Yeni Anayasa ortak konsensüsle yapılmalıdır. Bu konudaki öneri ve açıklamalar, yasama organının faaliyet alanına müdahale olarak algılanmamalıdır. Anayasa’yı değiştirme yetkisi keyfi ve sınırsız bir yetki değildir. Yasama organı kendisine hukukilik veren temel çerçevenin dışına taşmamalıdır.

Savcılar delilden hareket etmelidir

Adalet dağıtımında çok önemli konumları bulunan savcılar, görevlerini yaparlarken mevzuatımız ve uygulamalar çerçevesinde, Birleşmiş Milletler Savcıların Rolüne Dair Yönerge’de belirtilen, hukukun evrensel ilkelerini de dikkate almak suretiyle, soruşturmaları gizlilik içerisinde yürütmeli, zanlının durumunu gereği gibi dikkate almalı, hukuki konuları teknik yönüyle incelemeli, masumiyet, suçsuzluk karinelerine azami riayet etmeli, insan hakları ihlali oluşturan hukuka aykırı yollara başvurularak elde edilen delilleri kullanmamalı ve hukuken kabul edilebilir somut deliller üzerinden hareket etmelidir.

Bakan HSYK’dan çıksın

DANIŞTAY Başkanı Mustafa Birden, anayasa değişikliği ile Anayasa Mahkemesi’ne "bireysel başvuru" yolunun açılmasına karşı çıkarken, "Kesinleşen yargı kararının başka bir mahkeme tarafından incelenmesi yargı ayrılığı ve yüksek mahkemelerin denkliği ilkesini zedeler" dedi. Birden, anayasa değişikliğinin Yargı Reformu Stratejisi Taslağı ile birlikte düşünülmesi gerektiğini söyledi. Birden’in yargıya önerdiği yeni model şöyle:

Yargıtay ve Danıştay kendi üyesini kendi seçsin

Kendi başkanını, başsavcısını, daire başkanlarını seçen Danıştay Genel Kurulu kendi bünyesinde görev yapacak üyeyi de seçebilmelidir.

HSYK’nın daha bağımsız ve daha etkin siyasi etkilerden uzak bir yapıya kavuşturulması için oluşumunda Adalet Bakanı ve Bakanlık Müsteşarına yer verilmemeli. HSYK’nın, Danıştay ve Yargıtay genel kurullarınca doğrudan seçilmiş eşit sayıda yüksek yargıçtan oluşması sağlanmalıdır.

Kurul kararlarına karşı yargısal denetim dışında, kendi bünyesi içinde etkili itiraz müessesesi gibi yöntemler bir çözüm yolu olarak görülmemelidir. Kurul kararlarına karşı açılacak davalar ilk derece mahkemesi olarak Danıştay’da görülmelidir.

YAŞ kararları da yargı denetimine açılmalı

Anayasa’da, HSYK kararları, Cumhurbaşkanı’nın tek başına yapacağı işlemler ve YAŞ kararları yargı denetimi dışında bırakılmıştır. Anayasa kuralları ile yargı denetimine getirilen ve hukuk devleti ilkesini önemli ölçüde zedeleyen bu sınırlamalar sona erdirilmelidir.

Yüce Divan, hukuku bilen ve uygulayanlardan oluşmalı

Yüce Divan görevi, ceza hukuku kavram ve ilkelerini bilen ve uygulayan Yargıtay ceza daireleri başkan ve üyeleri ile idare hukuku kavramı olan görev suçu ve ilkelerini bilen ve uygulayan Danıştay meslek mensuplarının katılımıyla oluşturulacak bir kurula verilmeli ve iki dereceli inceleme öngörülmelidir.

Tören tokalaşması
/images/100/0x0/55ea64b8f018fbb8f87d0755


CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül, Danıştay’ın 141. kuruluş yıldönümü dolayısıyla düzenlenen törende, son bir yıl içinde emekli olan Danıştay mensuplarına plaket verdi. Gül törende, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya ve Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt ile tokalaştı. Yalçınkaya’nın, "laikliğe aykırı fiillerin odağı haline geldiği" iddiasıyla AKP’nin kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesi’nde açtığı davanın iddianamesinde, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Dışişleri Bakanlığı dönemindeki bazı açıklamaları da yer almıştı.

’Kaos olur’ uyarısı
Yan yana oturdular

DANIŞTAY’ın kuruluşunun 141. yıldönümü ve İdari Yargı Günü nedeniyle düzenlenen tören CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ı da buluşturdu. Yan yana oturan iki siyasetçi, el sıkışarak selamlaştı.

Avukatları yaraladınız

TÜRKİYE Barolar Birliği (TBB) Başkanı Özdemir Özok, Danıştay’ın kuruluş yıldönümü töreninde Anayasa uyarısı yaptı. Özok, "Parti kapatmayı zorlaştırma bahanesi altında Anayasanın değişmez ilkelerinin içini boşaltmaya yönelik anayasa değişikliklerine gitmeye çalışmak tutulabilecek en yanlış yoldur" dedi. Özok, Anayasa Mahkemesi’nin kuruluş yıldönümü ve yeni hizmet binasının açılış törenine Cumhurbaşkanı Abdullah Gül olmak üzere yasama ve yürütme temsilcilerinin büyük bir çoğunlukla katıldıklarına anımsatarak, "Bu etkinlikten bir hafta önce Türkiye Barolar Birliği’nin aynı nitelikteki etkinliğinde bu kurumların temsil edilmemiş olması, 70 bin avukatı şiddetli şekilde yaralamıştır" diye sitem etti.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!