Kanadoğlu: "Şanal görevini kötüye kullandı"

Güncelleme Tarihi:

Kanadoğlu: Şanal görevini kötüye kullandı
Oluşturulma Tarihi: Şubat 19, 2010 13:51

Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu Savcı Osman Şanal'ın görevini kötüye kullandığı söyledi. Bu arada bir grup avukat, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun (HSYK) bazı üyeleri hakkında suç duyurusunda bulundu.

Haberin Devamı

 

Sabih Kanadoğlu, Erzurum Cumhuriyet Savcısı Osman Şanal’ın tebligat kendisine ulaşmadan, Ergenekon’la ilgili soruşturma dosyalarını İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na göndermesini de “pervasızlık” olarak değerlendirdi.

Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Kanadoğlu ANKA’ya yaptığı açıklamada, “dosya aktarma” olayını hayret ederek izlediklerini ifade ederek, “Bunu nasıl bir cesarettir, bu nasıl pervasızlıktır?” diye sordu. Yetkilerinin alındığını bildiği halde, Erzurum Cumhuriyet Savcısı Şanal’ın Ergenekon’la ilgili soruşturma dosyalarını İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na göndermesiyle, görevini kötüye kullandığını belirten Kanadoğlu şöyle devam etti:

CEMAAT SORUŞTURMASINDAN YARGI KRİZİNE

Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner, cemaatlere yönelik Kasım 2007'de bir soruşturma başlattı. Başsavcı Cihaner'in iddiasına göre Temmuz 2007'de Adalet Bakanı kendisini bu soruşturmaları sona erdirmesi için tehdit etti.
Mart 2009'a gelindiğinde ise Erzurum'daki özel yetkili savcı Osman Şanal, soruşturmanın kendi alanına girdiği gerekçesiyle Cihaner'den dosyayı istedi. Haziran 2009'da krize Adalet Bakanlığı el koydu. Cihaner hakkında 15 ayrı suçlamadan soruşturma başlatıldı. 26 yıl hapsi istenen Cihaner, savunmasında "Cemaatlere yönelik soruşturması nedeniyle üzerine gelindiğini" öne sürdü.
Ekim 2009'da Çatalarmut'ta bulunan el bombası ve mühimmatların ardından Ergenekon soruşturması Erzincan'a sıçradı. Aralık 2009'da MİT şube müdürü ve iki görevli gözaltına alındı. Ocak sonuna gelindiğinde ise dönemin Erzincan Alay Komutanı olan ve halen Eskişehir Alay Komutanı olan Albay Recep Gençoğlu tutuklandı.
Önceki gün ise cemaate yönelik soruşturmasını Ergenekon örgütünden aldığı emirle yaptığı öne sürülerek Başsavcı Cihaner gözaltına alındı. Olay bu noktadan sonra yargı krizine dönüştü. 17 Şubat'ta önce Erzurum özel yetkili savcılar görevden alındı, ardından Yargıtay bu incelemeyi hukuka bulduğunu duyurdu. Hükümetin buna tepkisi gecikmedi ve HSYK'yı yetkisini aşarak yargı darbesi yapmakla suçladı. Aynı saatlerde Ağır ceza mahkemesi, savcının tutukluluğuna yapılan itirazı reddetti. Dün ise HSYK, Adalet Müsteşarının da katıldığı toplantıda görevden alınan özel yetkili savcıların yerine üç yeni atama yaptı.



“Yani ne olduğunu bildiğiniz halde, bizzat Başkanvekilinin ağzından duymanıza rağmen bunun İstanbul’a gönderilmesi, görevi ihmalden çok aşan, bir görevi kötüye kullanma suçudur. Elbette ki hesabı sorulacak bir suçtur. Hem disiplin yönünde, hem de Ceza Kanunu önünde ne yapılacaksa mutlaka yapılmalıdır. Eğer bu iyi niyet meselesi ise, hiçbir şeyden haberiniz yoktur, o tebligatın size gelmesiyle öğreneceğiniz bir olay ise zaten mesele yok. Ama siz bunu bildiğiniz halde bunu mesele yapıyorsunuz o zaman orada iyi niyetten değil, kasıttan bahsetmek mümkün olur.”

Haberin Devamı

HSYK'YA SUÇ DUYURUSU

Haberin Devamı

“Yargıda Re-Form Grubu” üyesi bir grup  avukat, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun (HSYK) bazı üyeleri hakkında,  Erzurum özel yetkili Cumhuriyet savcılarına ilişkin alınan karardan dolayı suç  duyurusunda bulundu.
Sultanahmet'teki İstanbul Adalet Sarayı önünde toplanan grup adına basın  açıklaması yapan avukat Serhat Şendilmen, HSYK'nın aldığı kararla Anayasa'nın 138  ve TCK'nın 277. maddelerini ihlal ettiğini öne sürerek, HSYK'nın bazı üyeleri  hakkında 259 avukatın imzasıyla hazırladıkları suç duyurusu dilekçesini, İstanbul  Cumhuriyet Savcılığına verdiklerini bildirdi.

Şendilmen, Abdi İpekçi, Doğan Öz, Çetin Emeç, Uğur Mumcu, Ahmet Taner  Kışlalı ve Hrant Dink cinayetlerinin henüz aydınlatılamadığını ifade ederek, “Ne  gariptir bağımsız ve tarafsız yargı bu cinayetleri çözemedi. Çözemediği için de  istifa eden bir yargıç veya savcı olmadı. Derin ilişkileri, olmuş ve olacak  cinayetleri ortaya çıkarmak için harekete geçen birkaç cesur savcı ve hakim ise  engellenmektedir. Hakim ve savcılara baskı ve yönlendirme niyetli haksız  açıklamaları hukukçular olarak kabul etmemiz mümkün değildir. Acilen yargıda  reform yapılmalıdır. Ümidimiz odur ki iktidarıyla muhalefetiyle bu millet sivil  bir Anayasa yapacak” diye konuştu.

Şendilmen, birkaç gün içerisinde konuyla ilgili imza kampanyası  başlatacaklarını da belirtti.

HSYK'YA TEPKİ

Haberin Devamı

Evrensel Hukukçular Platformu Başkanı Avukat Hasan Hüseyin Tanrıverdi, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun (HSYK), Erzurum'daki 4 özel yetkili Cumhuriyet Savcısı’nın yetkilerini kaldırmasının, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığına yargı erki içinden vurulan ağır bir darbe olduğunu ileri sürdü.

Ankara’da bir otelde platform üyesi avukatlarla birlikte basın toplantısı düzenleyen Avukat Hasan Hüseyin Tanrıverdi, HSYK’nın, Erzurum’da  görev yapan özel yetkili savcıların yetkilerini kaldırması ile ilgili kararının, bu zamana kadar görülmemiş bir usulle alındığını ve Anayasa’ya aykırı olduğunu iddia etti. Avukat Tanrıverdi, HSYK’nın, anayasanın 159’uncu maddesine göre idari bir kurul olduğunu belirterek, “HSYK'nın, hukuka uygunluk denetimi yapma görev ve yetkisi yoktur. ‘Darbe Anayasası’nın bir garabeti olarak kararları yargı denetiminden muaf olan HSYK’nın bu muafiyeti keyfiliğe dönüştürmesine üzelerek bir kez daha şahit olduk” diye konuştu.

Haberin Devamı

DEMİRTAŞ: "HSYK FESH EDİLSİN"

Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Genel  Başkanı Selahattin Demirtaş, “Biz HSYK'nin politik bir kurum olduğunu  söylüyoruz, kaldırılması ve fesh edilmesi gerektiğini düşünüyoruz” dedi.

Demirtaş ve BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak, Diyarbakır  Kayapınar Belediyesi Kültür Merkezi'nde “Demokratik Toplum Kongresi” (DTK)  Başkanı Yüksel Genç'i ziyaret ederek görüştü.

Görüşme sonrasında, bir gazetecinin “Son siyasal gelişmeleri nasıl  değerlendiriyorsunuz?” sorusuna Demirtaş, “yargı krizi vesilesiyle eskiden DGM  olarak adlandırılan mahkemelerin durumunun tartışılmaya açıldığı” görüşünü dile  getirdi. Demirtaş, “Bu mahkemeler çocukları yargılarken, belediye başkanlarını  tutuklarken, onlara kelepçe takarken siyasal olmuyor da Erzincan Başsavcısını  tutuklarken mi siyasal oluyor?” diye sordu.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!