Kalp krizini yok etmeye hazırlanan Türk

Güncelleme Tarihi:

Kalp krizini yok etmeye hazırlanan Türk
Oluşturulma Tarihi: Ekim 25, 1999 00:00

Haberin Devamı

Kalp krizini önleyecek çalışma çok umut verici. Bizim derdimiz şu; Anjiyo yapmadan kolestrolü ve diğer risk faktörlerini çok agresif şekilde düşürmek ve bu hastalığı stabilize edebilmek.

Son yıllarda Dünya'ya hızla yayılan Türk doktorları, elde ettikleri başarılarıyla şimdi rüzgar gibi esiyor. Türk doktorlarının buluşları yalnız Amerika'da değil, bütün Dünya'da ilgi ile izleniyor.

Geçtiğimiz haftalarda Doktor Kutluk Oktay'ın menopoz ve kadın konulu çalışması New York'tan Dünya'ya yayılırken, bu kez gözler Cleveland ve Chicago'ya çevrildi.

Amerika'nın bir numaralı kalp merkezinin başarılı kardiyologu Murat Tuzcu başkanlığındaki araştırma ekibi kalp krizlerini önleme yolunda önemli adımlar attı. Tuzcu'nun çalışması son aşamasında.

İllinois Üniversitesi Kadın Doğum Bölümü Kısırlık Direktörü Doktor Serdar Bulun'un buluşu ise kadının ikibinli yılları adet sancısız geçirmesi yolunda. Endometriosis adlı hastalığa çare bulan Dr.Bulun, buluşunu anlatmak için Japonya'dan Fransa'ya, İtalya'dan Avustralya'ya davet ediliyor.

Yediden yetmişe, kadından erkeğe kısacası tüm insanlığa hizmet eden, erkeği daha sağlıklı, kadını daha mutlu kılmak için çırpınan bu Türkleri izlemek için Amerika'nın çeşitli eyaletlerinde dolaştık. Tıpta devrim sayılan yeni buluşları, gururumuz olan Türk doktorların ağzından dinledik.

Milyonlarca dolarlık araştırmaların yapıldığı laboratuvarlarda tıptaki son gelişmeleri Hürriyet'e anlatan doktorlarımız buluşların yakında tüm dünyaya yayılacağını söylediler.

KALP KRİZİ TARİHE Mİ GÖMÜLÜYOR

İnsanoğlunu birkaç saniyede vurup deviren kalp krizleri ne yaş dinliyor ne de baş. Nerede ve nasıl geleceği hiç belli değil. Kimse bana olmaz diyemiyor. Özellikle çağdaş dünyanın korkulu hastalığının önüne geçmek öyle kolay değil.

Ne var ki, şimdi nedenleri bilinmeye başlandıkça, nasıl oluştuğu keşfedildikçe, filmin kareleri de birleşmeye başladı.

Amerika'nın Ohio eyaletindeki, zencilerin ağırlıkta oldugu Cleveland kentinde kurulu vakıf hastanesi de aynı adı taşıyor. Erie gölüne bakan Cleveland, Amerika'nın 5 yıldır üstüste en iyi kalp merkezi olmuş. Murat Tuzcu da bu merkezin başarılı bir kardiyologu. Şimdi onu farklı bir heyecan sarmış. Kalp krizini tarihe gömmek için başlatılan araştırmaların sonuna gelmek üzereler.

Tuzcu ile Cleveland'ın araştırma laboratuvarında konuştum. Ekibin başı olarak yaptıkları çalışmaları özetlerken, heyecanı büyüdü.

''5 milyon dolarlık bir ödül aldık. 5 yıl süren bir çalışmayı sürdürüyoruz. Damar içi ultrasonografi yöntemini kullanarak damar sertliğini doğrudan görüyoruz ve neler yapılabileceğini araştırıyoruz. Çok yol katettik. Damar sertliği plağının kanın aktığı yerde nasıl etki yaptığını ve nasıl kriz yarattığını bulduk. Ayrıca damarın içinde krize yol açan ince zarda, plağın nasıl yırtılıp krize yolaçtığını gördük. Şimdi bu plağı nasıl dayanıklı hale getirebiriz, buna çalışıyoruz.''

Damarın iç yapısının fotoğrafını çeken Tuzcu ve ekibinin anlattıklarını özetlersek, damar sertliği ve kriz şöyle yaşanıyor:

Damar sertliğini yaşayan bir kişinin damarlarındaki darlık, aynen buğday tarlasına giden su kesildiğinde ortaya çıkan etkiyi kaslarda yaratıyor. Hasta bunu göğüs ağrısı duyduğunda anlıyor. Damarın kesiti incelendiğinde damar içindeki kolestrolün yığdığı yağlı tabanın üstünde çok ince bir zar, plak var. Zamanla bu tabaka kalınlaşıyor ve plak delinip yırtılıyor. Plağın altındaki yağlı kolestrol tabakası damarın içine yayılınca kanın akıp gideceği koridor daralıyor ve kalbe kan pompalanamıyor. Bu durumda ağrı başgösteriyor daha sonra hasta yaşamını yitiriyor.

DÜNYADA İLK KEZ ARAŞTIRILIYOR

Tuzcu, Dünya'da ilk kez yapılan bu araştırma ile direkt olarak damara girildiğini söyledi. ''Çünkü'' diyor Tuzcu, ''anjiyoplastide duvardaki yırtılmanın yolu daralttığı tam olarak görülemiyor.''

Ve şöyle konuşuyor;

''Artık direkt olarak duvarda olayın gelişimini görüyoruz. Şimdi araştırdığımız ve ümitli olduğumuz gelişme çeşitli ilaçların, 80 miligramlık kolestrol ilacının başka bir kolestrol düşürücü ilaca göre damar sertliği plağını daha uygun hale getirebilir mi? Plağın yırtılmasını daha az hale getirir mi? Çok heyecanlıyız. Kalp krizini önleyecek çalışma çok umut verici. Bizim derdimiz şu; Anjiyo yapmadan kolestrolü ve diğer risk faktörlerini çok agresif şekilde düşürmek ve bu hastalığı stabilize edebilmek. Plağın yırtılmasını önlemek. Bir kısmını çökertip genişlemesini önlemek. İşte enfarktüsler budur. Plağın yırtılıp yağlı tabakanın damarın içini kaplamasıdır. Damar tıkanır, kan akacak yol bulamaz. Biz diyoruz ki, kolestrolü çok sıkı düşürürsek, üstteki bu plak örtüyü dirençli hale getirebiliriz. İçerideki yağ miktarı düşünce, yırtılma olsa bile pıhtılaşma bu kadar azgın şekilde olmaz. Yağ miktarı ne kadar çok olursa pıhtılaşma da o oranda artar. Biz bu çalışmamızla, kalp krizini önleyeceğiz.''

Çok iddialı çalışan Tuzcu ve ekibine Amerika'da çeşitli merkezlerden de veriler ulaştırılıyor.

Zaten öylesine kapsamlı ve titiz bir çalışma içindeler ki.

Laboratuvarda ekran başında anlattıklarını, dosya bilgileriyle de bütünleştiriyor Tuzcu.

Ona, ''Sizi bu çalışmaya iten ne oldu?'' diye soruyorum. Başını iki yana sallıyor, çaresizliğin itici güç olduğunu anlatmaya çalışıyor.

''Bu kötü hastalığı maalesef oluştuktan sonra çözmek çok zor ve çok pahalı. Önemli olan oluşmasını önlemek. Hekimler ayrı uğraşıyor, hastalar ayrı. Bizi bu çalışmaya iten neden, damar sertliğinin köküne inip ne olup bittiğini anlayabilmek ve müdahale etmek. Şimdi yapılan, plak yırtıldıktan sonra kaba saba yöntemlerle anjiyoplasti ve by pass yöntemleriyle yama yapmak.Ama yama yapılan asfaltın nereden ne zaman yırtılıp bozulacagını bilemiyoruz. Bunu garanti etmek olanaksız. Herkes sihirli tılsım arıyor. Müdahale edilen insan daha sağlıklı oldu demek de yanlıştır.''

Peki bu tıkanma ve yırtılmalar ne kadar sürede oluşuyor?

- Damar hastalığı Türkiye'nin ekonomisine benziyor. Ekonomi bir ayda, bir yılda bozulmadı, Türkiye'de. Yılların birikimiydi bu. İşte, damar sertliği de 10 yaşlarından itibaren başlar. 300 insana kalp nakli yaptığımızda gördük ki, 13 ila 25 yaşları arasındaki her 5 gençten birinde damar sertliği var. Kore'de ölen Amerikan askerleri üstünde yapılan araştırmada da bu hastalık saptanmış. Damar sertliği yaşayanlarda eğer plak yırtılmazsa kriz olmuyor. Ama 55 yaşın üzerindeki insanlarda bir sıkıntı, ağrı olduğunda, sebebi ağır yemeye ya da o günkü strese bağlanıyor. Oysa yanlış. Evet, yağlı yemek ve stres plağın yırtılmasını hızlandırıyor belki, ama bu kıvama gelmesi seneler alıyor.

O zaman ne yapılmalı?

- Koruyucu önlemlerin genç yaşta alınması gerekir. İyi beslenme, yağsız, taze sebze ve meyve ağırlıklı beslenme, mutlaka spor alışkanlığı çocuk yaşlarda yerleşmeli. Bu alışkanlıkları olmayanların damar sertliği hastalığına yakalanmaları çok azgın şekilde olur.

Türkiye'de durum nasıl?

- Türkiye felaket boyutlarda. Türkiye'de kemeri görülmeyen, ağzından sigarası eksik olmayan, hiç spor yapmayan, kötü beslenen, arabadan inmeyen, çok yağlı yiyen insan öylesine çok ki! Bu insanlar 45 yaşına geldiklerinde de ah vah diyoruz. Hastalanınca milyonlarca lira harcanıyor ama kırılan Çin vazosu gibi orası burası yapıştırılanların yaşamı altüst oluyor. Gerçekte bu hastalık toplumsal salgın boyutlarında. Sigara ve stres de üstüne binince şekere yakalanma riski de artıyor.

Ya kalıtımsal faktörler? Aileden geçme?

- Biz kalıtımsal faktörlerin üstünde fazla durmuyoruz. Çünkü ana babayı değiştirme şansınız yoktur. Böyle bir zemin varsa daha dikkatli olmak lazım. Kaderimiz bu, mesajına sığınmak yanlış. Değiştirebileceğimiz şeyleri değiştirmek elimizde. Büyük şanssızlıklar dışında tabii. Doğru yaşamakla, gerekli tedbirleri almakla bu zemini iyileştirmek elimizde.

SUNİ KALP KRİZİ, KRİZİ ÖNLÜYOR

Hani bazı olaylar vardır, ani nefes darlığı, bayılmalar ya da gencecik sporcuların sahada yığılıp kalmaları gibi... Her yaşta görülen bu durumun kalp kaslarının kalınlaşmasından kaynaklandığını anlatıyor, Doktor Murat Tuzcu.

''Bu vak'alar çoğunlukla genetik bir hastalıktan kaynaklanır'' diyor ve bu tip hastalıkların da yeni bir yöntemle çözüldüğünü açıklıyor.

Yeni yöntemin, suni yaratılan kalp krizleri olduğunu söyleyen doktor Tuzcu'yu ilgiyle ve büyük bir dikkatle dinliyoruz:

''Bazı kişilerde genetik olarak kalp kasları kalınlaşır. Kalbin duvarının kalınlaşması kanın pompalandığı koridoru daraltır. Böyle durumlarda cerrahlar kalınlaşan bölüme girip çıkarırlar. Bu çok karmaşık ve çok riskli bir ameliyattır. Operasyonu yapıyoruz ama çok zor oluyor. Şimdi yaptığımız işlem hem hasta hem de hekim için daha az riskli oluyor. Daralan koridoru buluyoruz. Kalınlaşmayı yapan, besleyen damarı bulup içine giriyoruz. Yolu tıkıyoruz ve damarın içine saf alkol veriyoruz.''

SAF ALKOL KULLANILIYOR

Şaşkınlığımız büyüyor.

''Nasıl alkol?''

''Bildiğiniz saf alkolu kullanıyoruz. Çünkü saf alkol vücut dokularını hemen öldürüyor. Suni bir kalp krizi yaratıyoruz.''

''Yani cerrahların kesip biçerek yaptıkları küçültmeyi, siz alkolun yardımıyla suni kriz yaratarak ama kansız hallediyorsunuz?''

''Evet, koridorun küçülüp çökmesini sağlıyoruz. Bunu biz başarıyla yapıyoruz. Dünyada bir, iki yer daha aynı suni krizi yaratıp sorunu çözüyor. En son Portekiz'den gelen bir hastaya uygulama yapacağız. Bu hastalık daha çok gençlerde görülüyor.''

Doktor Murat Tuzcu'nun başında çalıştığı ekibin araştırmalarını Cleveland'da dinledikten sonra geleceğe daha bir umutla bakıp, yolumuzu bu kez İllinois Üniversitesi'ne çeviriyoruz.

Ver elini Chicago!



Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!