Kadın ruhuyla beslenen şair

Güncelleme Tarihi:

Kadın ruhuyla beslenen şair
Oluşturulma Tarihi: Nisan 17, 1999 00:00

Haberin Devamı

İngiliz şair Ted Hughes ile Amerikalı şair karısı Sylvia Plath'ın çalkantılı ve marazi ilişkileri Plath'ın kafasını havagazı fırınına sokarak intiharıyla son bulmuştu. Hughes, Plath'ın ölümünden kendisini sorumlu tutan Plath hayranları ve feministlere karşı kendini savunmaya bir kez bile tenezzül etmedi. Üstelik Hughes'un, ruhunu kemirerek özyıkımına yol açtığı tek kadın Plath değil. Plath ile evli olduğu sırada hayatına giren ve deli gibi aşık olduğu Assia Wevill de Plath'ın yazgısını paylaştı.

Kraliyet nişanıyla ödüllendirilen ‘‘büyük’’ şair Ted Hughes, karısı Sylvia Plath'ın intiharından sadece altı yıl sonra bir başka trajediye daha yol açtı. Sevgilisi Assia Wevill de, yanında Hughes'tan olan kızı Shura'yı götürerek intihar etti. Plath'ın hemen herkes tarafından bilinen ve didik didik edilen öyküsünün yanında, Assia'nın öyküsü ‘‘eldeğmemiş’’ kalıyor.

Ted Hughes'un -resmen olmasa da- karısı Assia Wevill, 25 Mart 1969'da telefonda Ted Hughes ile tartıştıktan sonra dört yaşındaki kızı Shura ile parka oyun oynamaya gitti. Eve döndüklerinde kendilerine ev işlerinde yardımcı olan kızı evden gönderdi. Kapıları ve camları sıkıca kapattıktan sonra çok sayıda uyku hapı içti, haplardan bir kısmını minik kızına da yutturdu. Bebeği kollarında yatağına gitti ve ikisi birlikte ölmeye yattılar.

ÖNLENEBİLİR İNTİHAR

Assia'nın intiharından iki ay sonra sevgilisinin kızkardeşi Celia Chaikin'e bir mektup -bu mektup daha sonra yayınlanacaktı- gönderen Hughes şunları yazıyordu: ‘‘Eski hayaletlerin gölgesindeki hayatımız çok karmaşıktı. Ayrılırsak herşeyin daha iyi olacağını söylerek beni sık sık test ediyordu. Bu eski ve kötü alışkanlığı en son telefon konuşmamızda bir kez daha yineledi...’’ Aynı mektupta Assia'nın canına kıymasından sonra hayatının bomboş olduğunu yazan Hughes ‘‘Assia benim gerçek karım ve en iyi arkadaşımdı’’ diyordu.

Hayatına giren bu iki harikulade kadının intiharlarını karşılaştıran Hughes; ‘‘İlk karımın (Plath'ı kastediyor) intiharı çok karmaşık ve engellenemezdi. Ama Assia'nınki önlenebilirdi’’ diyor, ama Assia'nın önüne geçilebilir intiharını engellemek için pek çaba sarfetmiyor. Bu arada annesiyle birlikte ölüm uykusuna yatan küçük kızı Shura'dan hiç sözetmemesi de dikkat çekici.

ŞAİR KADINLAR

Ted Hughes ile Plath hayattayken ilişkiye giren Assia, kendini onun intiharından sorumlu tutuyordu. Assia da Plath gibi şiir yazıyordu ama Hughes'un arkadaşları ve ailesi tarafından ciddiye alınmadığını, dahası sürgün hayatı yaşadığını düşünüyordu.

1927'de Berlin'de doğan Assia'nın annesi Lisa Alman, babasıysa Yahudi bir doktor olan Lonya Gutman. Nazi zulmünden kaçan aile 1930'lu yılların sonlarında Tel Aviv'e yerleşti.

Çok güzel, ancak inatçı ve benmerkezci bir genç kız olarak büyüyen Assia yaşadığı kenti sevmiyordu ve bu yüzden 19 yaşındayken İngiliz pasaportu taşıyan John Steel ile evlendi. Çift daha sonra Kanada'ya göç etti ve Assia, Vancouver Üniversitesi'nde edebiyat okumaya başladı. Aynı okulda ekonomi eğitimi alan Richard Lipsey'ye aşık olan Assia, kocasından boşanıp onunla evlendi.

AŞKLAR VE EVLİLİKLER

Bu arada şiir yazmaya da başlamıştı. Assia 1956'da kendinden on yaş küçük genç Kanadalı şair David Wevill'e aşık oldu. Eski hikaye tekrarlandı, eski koca terkedilip yenisiyle evlenildi. Assia ölürken üçüncü ve son kocasının soyadını taşıyordu.

Wevill çifti, Londra'daki dairelerini kiraya vermek için ilan veren Hughes ve Plath'ın dairesine talip olunca, iki çift arkadaş oldu. Hughes ve Plath diğer çifti Court Green'deki evlerine davet etti. Böylece 1962 mayısında Court Green'de ölümcül bir ilişki biterken, ölümcül başka bir ilişkinin tohumları atıldı.

Plath sürekli başka kadınlarla flört eden kocasıyla genç şairin egzotik karısı arasındaki erotik gerilimi hissetmişti. Assia'ya ilk görüşte vurulan ve sırılsıklam aşık olan Hughes, onunla ilgili gördüğü garip rüyaları anlatan şiirler yazmaya başlamıştı.

Assia'nın, Plath'ın gibi Alman kökenli olmasının yanı sıra babasının Yahudi oluşu da Hughes'u etkilemişti. Hughes Yahudi kültürü, tarihi ve mistisizmine her zaman büyük ilgi duymuştu.

O sıralarda bir reklam ajansında yazarlık yapan Assia'nın inanılmaz cazibesinin evliliğini tehdit etmesi, evde iki küçük çocukla bunalan Plath'ın daha çok acı çekmesine neden oldu.

Kocasının Assia ile düzenli bir ilişkisi olduğuna iyice emin olan Plath çocuklarını da alarak Londra'ya döndü ve 1963 yılında çocuklarını uyutup yanlarına biraz süt ve ekmek bıraktıktan sonra ihtihar etti.

PLATH'DAN SONRA

Assia, Plath'ın ölümünden sonra Ted Hughes ve onun Plath'tan olan çocukları Frieda ve Nicholas ile birlikte yaşamaya başladı. Yalnızlıktan ölesiye korkan Assia, Hughes kendisiyle evlenmeye yanaşmadığı için kocasından boşanmadı, kanunen onunla evliyken Hughes'un çocuğunu doğurdu. Assia'ya derinden bağlı olan kocası David, Hughes'un çocuğuna soyadını vermeyi kabul etti.

AĞIR DEPRESYON

Hughes ile evlenmeyi çok isteyen ve Plath'ın yeteneğini kıskanan Assia, Hughes'un dostlarının ve ailesinin kendisine düşmanca davrandığına inanıyordu.

Ciddi bir depresyona girdi ve hastalığı iyice ağırlaştı. En büyük korkusu sevgilisinin kendisini aldatmasıydı. Nitekim ‘‘Sevgili Ted’’inin, intiharından altı ay önce başka bir kadınla ilişkisi olduğu ortaya çıktı. Kısacası birbirlerini deli gibi kıskanan iki kadının hikayesi de aynı şekilde son buldu.

Ted Hughes'un birlikte olduğu kadınların hayatlarını yangın yerine çevirme konusunda bir uzman olduğu kesin.

Siz siz olun, esin perisi olduğunuz dahi sanatçıyı iyi seçin ki onun sanatı sizin ruhunuzu kemirerek semirmesin!

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!