Jigoloydu aldatılan koca oldu
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Eylül 07, 2002 01:46
Bu hafta vizyona giren Unfaithfull (Sadakatsiz) filmi 20 yıl önce çekilseydi, Richard Gere aldatılan koca değil, muhtemelen kadının genç sevgilisi rolünde oynayacaktı. Çünkü 33 yaşında olacaktı ve romantik-yakışıklı-çapkın erkek imajıyla kimse rekabet edemeyecekti. Zaten 23 yıl önce Amerikan Jigolosu filmiyle şöhret olmuştu.
Richard Gere bir hafta önce 53'üncü yaşgününü kutladı. Meşhur gümüş renkli saçları artık iyice beyazlaştı. Tel çerçeveli gözlüğü artık hassas erkek imajını güçlendiren bir destekten çok, bir mecburiyet haline dönüştü. Fransız yönetmen Claude Chabrol'un 1960'lardaki ünlü filmi ‘‘Aldatan Bir Kadın’’ yeniden çekilirken, ona kadının sevgilisi rolünü vermek biraz gülünç kaçacaktı. Artık aldatılan kocayı canlandırabilirdi ancak. O da öyle yaptı.
Amerikan sinemasının yarattığı romantik yakışıklı erkek tipinin son sembollerinden biriydi Richard Gere. 1979'da henüz 30 yaşındayken Amerikan Jigolosu filminde büyük bir başara kazanarak imajını seyirciye kabul ettirdi. Bir sonraki filmi Subay ve Centilmen (1982) bu imajı güçlendirdi. O günden sonra sinemadaki statüsü belli oldu. Sert erkek tipini başka aktörlere bırakabilirdi. Sinemanın duygusal, romantik, ideal sevgilisi oldu. Yıllarca da bu rollerde oynamayı sürdürdü.
Julia Roberts'ı şöhrete kavuşturan Pretty Woman (1990) filminde olgun yakışıklı erkekti. 1995'te 46 yaşındaydı, ama yine ondan beklediğimiz bir role çıktı. Kral Arthur ve Yuvarlak Masa Şövalyeleri efsanesini beyazperdeye taşıyan First Knight filminde, yaşlı Kral Arthur'un genç karısıyla ilişki kuran Şövalye Lancelot oldu. (O film bugün çekilse herhalde artık yaşlı Kral rolüne uygun görülürdü!)
Ne var ki zaman geçtikçe yaşını saklamak imkansızlaşıyordu. 2000'de Winona Rider'la birlikte çevirdiği New York'ta Sonbahar filminde yine bir çapkın erkekti ama artık kızı yaşında bir kadınla ilişki kuran orta yaşlı bir çapkın...
Ancak Richard Gere'in imajına saplanıp kalan kötü bir oyuncu olduğunu söylemek imkansız. Kaliteli yapımlarda çalışmak için her zaman özen gösterdi. Örneğin 1980'de Broadway'de sahneye konan Bent adlı piyeste, bir temerküz kampındaki eşcinsel esir rolünde çok başarılı oldu. 1991'de büyük Japon yönetmen Kurosawa'nın Ağustos'ta Rapsodi filminde oynadı. 2000'de Richard Altman'ın kara mizah tipindeki komedisi Dr. T ve Kadınları'nda yine kadınların hayran olduğu bir erkek rolündeydi ama, rol icabı kendi aşk hayatında gülünç denecek kadar başarısız olmayı da kabullenmişti. Özel hayatında Richard Gere, süpermodel Cindy Crawford'la evlenerek beyazperdedeki imajını güçlendirmişti. Ne var ki 1995'te ayrıldılar. Richard Gere inançlı bir budist olarak tanınıyor.
KLASİK FRANSIZ FİLMİNİN AMERİKAN UYARLAMASI
Connie Summer (Diane Lane), kocası ve oğluyla mutlu bir hayat sürmektedir. Ancak bir gün yabancı bir erkekle (Oliver Martinez) tanışır. Kocası Edward (Richard Gere) karısının kendisine yalan söylediğini farkettiğinde aldatılma şüphesiyle çılgına döner. Karısının aşığıyla yüzyüze gelmek ister. İçindeki intikam ve kıskançlık hissinin ne kadar güçlü olduğunu ancak yüzyüze geldiklerinde anlayacaktır. The Unfaithfull, Fransız yönetmen Claude Chabrol'un 1968 yapımı klasik filmi Une Femme Infidele'in Amerikan uyarlaması. Fransız filminde başrolleri Stephane Audran, Michel Bouquet ve Maurice Ronet paylaşmıştı. Amerikan filminin yönetmeni Adrian Lyne, Öldüren Cazibe ve Ahlaksız Teklif filmlerinin rejisörü. Yani ele aldığı konuya hakim biri olduğunu söyleyebiliriz...
Amerikan sinemasının yarattığı romantik yakışıklı erkek tipinin son sembollerinden biriydi Richard Gere. 1979'da henüz 30 yaşındayken Amerikan Jigolosu filminde büyük bir başara kazanarak imajını seyirciye kabul ettirdi. Bir sonraki filmi Subay ve Centilmen (1982) bu imajı güçlendirdi. O günden sonra sinemadaki statüsü belli oldu. Sert erkek tipini başka aktörlere bırakabilirdi. Sinemanın duygusal, romantik, ideal sevgilisi oldu. Yıllarca da bu rollerde oynamayı sürdürdü.
Julia Roberts'ı şöhrete kavuşturan Pretty Woman (1990) filminde olgun yakışıklı erkekti. 1995'te 46 yaşındaydı, ama yine ondan beklediğimiz bir role çıktı. Kral Arthur ve Yuvarlak Masa Şövalyeleri efsanesini beyazperdeye taşıyan First Knight filminde, yaşlı Kral Arthur'un genç karısıyla ilişki kuran Şövalye Lancelot oldu. (O film bugün çekilse herhalde artık yaşlı Kral rolüne uygun görülürdü!)
Ne var ki zaman geçtikçe yaşını saklamak imkansızlaşıyordu. 2000'de Winona Rider'la birlikte çevirdiği New York'ta Sonbahar filminde yine bir çapkın erkekti ama artık kızı yaşında bir kadınla ilişki kuran orta yaşlı bir çapkın...
Ancak Richard Gere'in imajına saplanıp kalan kötü bir oyuncu olduğunu söylemek imkansız. Kaliteli yapımlarda çalışmak için her zaman özen gösterdi. Örneğin 1980'de Broadway'de sahneye konan Bent adlı piyeste, bir temerküz kampındaki eşcinsel esir rolünde çok başarılı oldu. 1991'de büyük Japon yönetmen Kurosawa'nın Ağustos'ta Rapsodi filminde oynadı. 2000'de Richard Altman'ın kara mizah tipindeki komedisi Dr. T ve Kadınları'nda yine kadınların hayran olduğu bir erkek rolündeydi ama, rol icabı kendi aşk hayatında gülünç denecek kadar başarısız olmayı da kabullenmişti. Özel hayatında Richard Gere, süpermodel Cindy Crawford'la evlenerek beyazperdedeki imajını güçlendirmişti. Ne var ki 1995'te ayrıldılar. Richard Gere inançlı bir budist olarak tanınıyor.
KLASİK FRANSIZ FİLMİNİN AMERİKAN UYARLAMASI
Connie Summer (Diane Lane), kocası ve oğluyla mutlu bir hayat sürmektedir. Ancak bir gün yabancı bir erkekle (Oliver Martinez) tanışır. Kocası Edward (Richard Gere) karısının kendisine yalan söylediğini farkettiğinde aldatılma şüphesiyle çılgına döner. Karısının aşığıyla yüzyüze gelmek ister. İçindeki intikam ve kıskançlık hissinin ne kadar güçlü olduğunu ancak yüzyüze geldiklerinde anlayacaktır. The Unfaithfull, Fransız yönetmen Claude Chabrol'un 1968 yapımı klasik filmi Une Femme Infidele'in Amerikan uyarlaması. Fransız filminde başrolleri Stephane Audran, Michel Bouquet ve Maurice Ronet paylaşmıştı. Amerikan filminin yönetmeni Adrian Lyne, Öldüren Cazibe ve Ahlaksız Teklif filmlerinin rejisörü. Yani ele aldığı konuya hakim biri olduğunu söyleyebiliriz...