Ä°ÅŸte Baykal'ın açıkladığı rüÅŸvet tutanağı

Güncelleme Tarihi:

İşte Baykalın açıkladığı rüşvet tutanağı
Oluşturulma Tarihi: Aralık 28, 2005 10:56

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, bütçe görüşmeleri sırasında yaptığı konuşmada, mahkeme rüşvet tutanaklarını açıklayarak, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ı istifaya çağırdı.

Haberin Devamı

Deniz Baykal’ın bütçe görüşmelerinde açıkladığı ve TBMM tutanaklarına da geçen konuşması şöyle:
  Â
"...Gümrük Bakanlığıyla ilgili iddialar ortada, Gebze’deki o büyük gümrük kaçakçılığı olayının mahkeme tutanakları ortada değerli arkadaşlarım. Yani, o mahkeme tutanaklarından bir bölümü dikkatinize sunmak istiyorum. Bakın, ibret sahneleri bunlar. Bu yolsuzlukların içinde yargılanmakta olan bir işadamı, bu gümrük kaçakçılığı iddiasının muhatabı bir işadamı, Gümrük Müsteşar Yardımcısıyla konuşuyor; bu, telefonda kayda alınmıştır.
  Â
Ahmet Yeni (Samsun Milletvekili) - Gazete haberi!
  Â
Deniz Baykal (Devamla) - Hayır, gazete haberi değil; mahkeme tutanağıdır, mahkeme tutanağıdır; fakat, mahkeme, bu tutanak izinsiz olarak dinlenme yapılarak düzenlendiği için, bunun delil olma kimliğini sorgulama anlayışı içine girmiştir; ama, bunun doğru olduğu ortadadır, tutanak bu! Mahkemenin dosyasında var; orada, Müsteşar Yardımcısı -adını söylüyor o işadamının- diyor ki:
  Â
’- Ben sana demiştim ya, kızım ve damadım Peugeot 307 istiyorlardı. Tamam mı canım, bir bak ona.’
  Â
Åžimdi cevap veriyor:
  Â
’- Başım gözüm üstüne, hemen ağabey, ne zaman olursa.
  Â
- İndirimini yaptırırsın değil mi?
  Â
- Abi ne indirimi, abi bırak ben kendim göndereceğim. Allah Allah, Sen benim ağabeyimsin ya...
  Â
- Estağfurullah, olur mu canım, olur mu?
  Â
- Hayır abi, onu sen bana bırak, boş ver.
  Â
- Sağ ol ama, sakın ha şey yaparlarsa.
  Â
- Abi allahaşkına biz aileyiz kurban olayım yani. Biz beraber aynı yemeği yemişiz. Biz aileyiz, sen benim büyüğümsün.
  Â
- EstaÄŸfurullah yavrum, bak, saÄŸ ol.
  Â
- Yarın hemen ayarlıyorum abi.
  Â
- 307 hatcback olacakmış, rengini, mengini söyleyecekler.
  Â
- Bacım beni arasın abi veyahut da eniştem beni arasın.
  Â
- Yok yok, öbür hafta şey yaparız, sen bir konuş; şey yap ayarla.
  Â
- Hemen ayarlatıyorum.
  Â
- Yarın Romanya’ya gidiyorum, öbür hafta rengini mengini sorarım şey yaparlar olur mu canım.
  Â
- Tabii abi ne demek, başımla gözüm üstüne abi.
  Â
- Tamam, onlara bir baktırırım, üstü sunrooflu oluyor 307’nin yani.
  Â
- Abi ne demek, kurban olayım abi. (CHP sıralarından gülüşmeler, alkışlar) Sen benim ağabeyimsin ya, ne demek ya.
  Â
- Tamam, sen indirimini yaptır, bayağı bir indirim yapıyor.
  Â
- Abi sen karışma. Kurban olayım sen karışma ben hallederim.
  Â
- Yok, emin ol, saÄŸ ol kardeÅŸim.
  Â
- Abi, olur mu allahaşkına. Biz aileyiz, bunu söylemen bizi rencide eder.
  Â
- Tamam evladım, öyle olsun.
  Â
- Biz aileyiz, ne demek ya, kurban olayım.
  Â
- SaÄŸ ol yavrum, saÄŸ ol tamam.
  Â
- Tamam mı ağabeyciğim benim.
  Â
- Tamam, bakarız. Onun hazırlığını yap haftaya şey yaparız. Sağ ol yavrum, sağ ol canım.

Haberin Devamı

 - Ellerinden öperim abi, saygılar sunarım.’

Haberin Devamı

Baykal: Şimdi, gene aynı kişi, bir gümrük yetkilisiyle şunu konuşuyor:
  Â
’- Paralarımız ve teminatlarımız burada, bunu çözersek önüm açık. İnşallah arabanı değiştireceğiz hocam. BMW yapacağız. Bu açılsın, o şeyinin iki katını sen kardeşinden iste, ayıp ediyorsun. Sen benim canımsın. Sen benim ailemdensin artık.
  Â
- Tamam mı.
  Â
- Hürmet ederim abi.’
  Â
Gene, 5 Mayıs 2004’te, saat 9.43’te yapılmış olan, gene aynı kişinin yaptığı bir konuşma tutanağı; bu, kendi aralarında konuşuyorlar. Kaçakçılık sanığı, bir arkadaşına yaşadığı manzarayı anlatıyor, diyor ki:
  Â
’- Sana bir şey söyleyeyim mi, böyle bir şey yok. Dün, Kemal Unakıtan’la beraberdik. Şimdi, gümrüğün daire başkanı gelmiş. Herifi nasıl rencide etti, genel müdürü nasıl rencide etti biliyor musun. -Gümrüğün Genel Müdürünü- (Siz necisiniz lan) dedi. Aynen böyle konuşuyor.
  Â
- Ha, ha...
  Â
- (Siz necisiniz, paşamı, mükellefi bu kadar yoruyorsunuz. Bu Türkiye, sizin gibi dangalaklar yüzünden ilerlemiyor...) Bunlarda çıt yok. Eline aldı, kalktı yukarıya (ne var lan, gazyağını soruyorsun bana ’yok işte gazyağı’ ne demektir) diye. Git sokakta çevir, 100 tane vatandaşa, 99’u der ki, bildiğimiz ısıtma, aydınlatma içindir...
  Â
- Efendim, işte solvent olarak falan ya denilince senin kadar okul okumadığım halde ben, buna aklım eriyor. Sen ne kadar mal kafalısın...’
  Â
Baykal: Affedersiniz, buraya getirmek istemiyorum, hakaret ediyor; ’bilmem ne misin sen’ diyor...
  Â
’- Ama var ya, Unakıtan’ın yanında gülmemek için kendimi zor tutuyorum, krize girdim.
  Â
- Paşa ne yapıyor? Orada bir eski paşa varmış, o paşa.
  Â
- Paşa da orada abi. (Paşam, sizden çok özür diliyorum. Ben sizi çok iyi tanıyorum. Bunlar da, bu halleriyle gelip bürokraside oturacaklar, imza atacaklar. Bunların beceriksizliği yüzünden teftiş kurullarını kaldırıyoruz, korkmayın) diye. Yani, (ne kadar korkaksınız, insan biraz cesur olur!)...
  Â
- Hakikaten süper, çok iyi...
  Â
- Neyse (yazın getirin gazyağı değildir, bu budur) dedi. Altına kendi imzasının açılmasını söyledi. İşte bu kadar. (Yazıklar olsun size) dedi ve yazıyı getirdiler, hemen imzaladı, verdi.
  Â
- Ä°ÅŸte bu kadar...
  Â
- Gümrüğe gönderdi, gümrük de bugün yarın yazı yazacak."
  Â
- Tabii canım, böyle bir şey yok yaa.
  Â
- Hayret bir şey vallahi billahi. Neyse, tamam, en büyük parti AK Parti, en büyük makam Unakıtan!"’  (Gülüşmeler) (CHP sıralarından alkışlar)
  Â
CHP lideri Baykal, devamla şöyle dedi:

Haberin Devamı

Şimdi, değerli arkadaşlarım, bu olayların içinde yer tutmuş olan şahsiyetler, şimdi bu Kapıkule tablosunun bir ölçüde içinde, yanında, arkasında. Bu tablo, gerçekten ibret alınması gereken bir tablodur ve bu manzaranın nasıl olup da geliştiği, kadrolaşma anlayışının nelere yol açtığı bu vesileyle açık bir biçimde bir kez daha ortaya çıkmıştır.
  Â
Değerli arkadaşlarım, daha ayrıntısına girmek istemiyorum; ama, işin özünün bu AKP zihniyetinden, kadrolaşma anlayışından ve bal tutan parmağını yalar, devlet imkanını bizim arkadaşlarımız da kendileri için kullansınlar yaklaşımından kaynaklandığını bir kez daha böylece vurgulamak istiyorum."

UNAKITAN’DAN BAYKAL’A "BÜLENT ERSOY’LU" YANIT

Haberin Devamı

Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, kendisini istifaya davet eden CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’a, "Bu kadar yalan dolu senaryoyu sanki gerçekmiş gibi burada söylemek yakışır mı?" diye sorarken, "Sizin hakkınızda da Bülent Ersoy neler söyledi, onları mı anlatalım burada. Bunları söylemek herhalde sizi yükseltmez sayın Baykal. Bir insanın şahsiyetine muhalifiniz de olsa en önce sizin dikkat etmeniz lazım" diye konuştu.
  Â
Baykal’ın istifaya çağırdığı Maliye Bakanı Kemal Unakıtan ise "sataşma" olduğu gerekçesiyle söz aldı.
Türkiye’de bir iş yapmanın kolay olmadığını, Türkiye’de işleri yaparken doğru haraket ederseniz bazen birilerinin ayağına bastıklarını, birilerinin menfaatlerine dur dediklerini anlatan Unakıtan, "Ülkenin menfatini korurken birilerinin menfaatlerine yol vermezseniz hakkınızda iftiralar atılıp duruyor" dedi.

Haberin Devamı

Muhalefetin yaptıkları karşısında bir şey bulamayıp bunlara sarılmasına hayret ettiğini dile getiren Unakıtan, "Bilhassa bu genel başkan olunca daha da hayret ediyorum" dedi.
  Â
Bir derginin akıl almaz karalama kampanyası başlattığını onun altında da kimin olduğunu herkesin bildiğini savunan Unakıtan, "Çeşitli defalar tekzip gönderiyorum, yayınlanmıyor. Deniliyor ki bakan bey falan otelde, falan odada şunlar şanlar da varken firmanın temlicisiyle görüşmüş, orada oğlu var. Değil, yalan. Ben yoktum bir, böyle bir odada toplantı yapılmadı iki, oda Özelleştirme İdaresi tarafından tutulmuştur deniliyor, böyle bir kiralama söz konusku değil. Yalan" diye konuştu.

Baykal’a, "Bu kadar yalan dolu senaryoyu sanki gerçekmiş gibi burada söylemek yakışır mı?" diye soran Unakıtan, Bülent Ersoy’un açıklamalarını da anımsatarak, "Sizin hakkınınzda da Bülent Ersoy’u neler söyledi, onları mı anlatalım burada. Bunları söylemek herhalde sizi yükseltmez Sayın Baykal. Bir insanın şahsiyetine muhalifiniz de olsa en önce sizin dikkat etmeniz lazım" diye konuştu.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!