İstanbul'u Dinliyorum

Güncelleme Tarihi:

İstanbulu Dinliyorum
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 05, 1999 00:00

Nilgün GEDİKOĞLU
Haberin Devamı

Yöneten ve yönetilenlerin dikkatine

Bir şeyi açıklığa kavuşturalım. Gerçi sözünü edeceğim konu, sayfayı yakından izleyenlerin iyi bildiği bir şey. Herşeyden önce ‘‘Yönetenlerin dikkatine’’ başlığı adı altında yayınlananlar, okurların yazdığı, bildirdiği şikayetlerdir. Yani bize değil, halka ait olan bir tür şikayet panosu gibi düşünülebilir bu bölüm.

Köşemizde yayınlanan şikayetler konusunda ilgililerin, yönetenlerin dikkatini çekiyor ve genelde sorunların çözüme ulaşmasında aracı oluyoruz. Kimi zaman da şikayetlerin haksız olduğuna dair ihbarlar alıyoruz.

Altıntel Melamin Fabrikası

Geçtiğimiz hafta Sefaköy, Altıntel Melamin fabrikası ile ilgili bir şikayete yer vermiştik. Okurlarımız, dört gün boyunca fabrikadan çıkan kokunun gözlerini yaşartacak denli rahatsız edici olduğunu bildirmişlerdi.

Altıntel Melamin Sanayii AŞ.'den bize bir ‘‘Tekzip’’ faksı geldi:

‘‘Kuruluşumuz, İstanbul Teknik Üniversitesi tarafından sürekli yapılan emisyon ölçüm raporlarından da anlaşıldığı üzere, yürürlükteki yönetmeliklere uygun normların içinde çalışmaktadır. Ülke ekonomisine ihracat, teknoloji transferi gibi büyük katkılar sağlamakta ve çevre halkına iş imkanı yaratmaktadır.

Kuruluşumuza çeşitli çıkar ihtilafı olan veya haksız kazanç sağlamaya çalışan kötü niyetli kişiler her türlü yolu kullanarak kuruluşumuzu karalamaya çalışmaktadırlar.’’

Şimdi, bu durumda okurlarımızın içleri rahat etmeli. Gözleri yaşarsa da, rahatsız olsalar da, emisyon ölçüm raporlarına göre sağlıkları tehlike altında değil...

Sinanoba su abonelerinin dikkatine

Geçtiğimiz hafta Sinanoba Emlak Kredi Konutlarındaki su sorunu ile ilgili yazımızda konut sakinlerinin ücretsiz olarak suyundan yararlandıkları kuyuların beldiyeye devredilmesi sonrasında çok yüksek su faturalarıyla karşılaştıklarını, hatta içinde kimsenin oturmadığı daireye gelen yüksek su faturasını konu etmiştik. Okurlarımız Emlak Bankası'ndan aldıkları bilgi doğrultusunda kuyu devirteslim işleminin de henüz gerçekleşmemiş olduğunu bildirmişlerdi.

Konuyu görüşmek için Mimar Sinan Belde Belediye Başkanı Nail Öztürk'ü aramış, görüşme talebimizi bildirmiştik. Şikayetin yayınlanması üzerine kendilerinden bir faks aldık.

Belediyenin 23.02.1999 tarihinde yapılan bir protokol ile Mart ayı itibariyle su dağıtım ve hizmetlerin, su kuyuları, arıtma sistem bakımı ve onarım çalışmalarının belediyeye devredildiği belirtiliyor. Ayrıca Abone numaralarının 5000 ile 13000 arasında olduğu belirtilerek, yayınlanan fatura numarasının geçerliliği olmadığı da belirtiliyor.

Bize fatura numarasını bildiren okurumuz, elindeki faturayı bize fakslarsa fatura numarası konusunun da netliğe kavuşacağını düşünüyoruz.

Ne zaman kentli olacağız?

Geçen gün birşey gördüm, gözlerime inandım, ama bazı şeylere olan inancım sarsıldı. Ne mi gördüm? Pencereden baktığımda önce yoğun bir duman dikkatimi çekti. Bir an, yangın mı çıktı diye düşündüm. Ama duman hemen dağıldı ve gördüğüm manzara inanın acayip, çok acayipti. Duman hemen dağıldı, çünkü duman değilmiş. Evinde temizlik yapan bir hanım, balkona çıkmış, elekrikli süpürgenin torbasını vura vura tozunu atıyor. Ama ne toz! Önce yoğun, gri bir duman, ardından uçuşan partiküller... Torbayı balkonun dışına vura vura temizliyor. İşlem yaklaşık dört dakika sürdü, toz dumana karışmış bir şekilde. Komşu dairelerde, apartmanlarda camlar açık, çamaşırlar asılı ve bu işi yapan hanım bulunduğu yerden bunların hepsini görüyor.

Hiçbir şey yapamadım. Çünkü birşey söyleyebilmek için camı açmam gerekirdi. Ama bu, allerjik reaksiyon, mikrobik konjunktivit demekti.

Ama biliyorum ki ne söylesem, boşa konuşmuş olacaktım. O da, daha birçokları gibi ‘‘lokal temizlik’’ anlayışına teslim olmuş birisiydi. Yani çevreyi, başka evleri, balkonları kirletiyor olması, onun ‘‘temiz’’ biri olduğu ‘gerçeğine’ gölge düşürmeyecekti. Varsın dört duvarının dışı kendi tozuyla bulansın, o pırıl pırıl odasına bakıp, temizliği ile gurur duyacak. Yanlış mı?

Gözlerime inandım, ama konu komşu kentli olacağımıza dair inancım maalesef hergün sarsılıyor.

Hep soruyorum, nereden başlamalı, nasıl anlatmalı...

BU OLAYIN TAKİPÇİSİYİZ

Bir İstanbul klasiği

Trabzon'dan 35 sene önce geldiler. Hazine arazisine yerleştiler. Yağmurdan toprak kayınca konduları yıkıldı. İki yıldır 6 nüfus komşularında yaşıyorlar. Yardım istedikleri belediye yetkilileri 'hazine arazisinin işgaline nasıl önayak olalım' diyor; 'çözüm kentsel dönüşüm'.

Beykoz, Tokatlı Mahallesi'nden bir faks aldık: 'Mahallemiz kayıyor' diyordu faksı bize çeken Fatma Yücesan; 'belediye ise ilgilenmiyor!'

Şikayeti daha önce duyurmamıza karşın yine de adresi alıp bölgeye gittik. Tokatlı Mahallesi, Beykoz İlçesinin gecekondu-yoğun yerleşim bölgelerinden biri. Ağırlıkla Doğu Karadenizliler oturuyor. Yuşa Yolu Caddesi'nden bize faks çeken Fatma Yücesan'ı bulduk. Bütün bir mahallenin kaydığını söyleyen faks biraz abartılı: Toprağın kaymasıyla sadece tek bir ev yıkılmış, o da faks sahibininki. Ama insanın evi başına yıkılınca bu tepki biraz da haklı olsa gerek.

Hikaye bildik: 35 sene önce Trabzon'dan gelmişler. Fatma Hanım babaanne ve iki torun sahibi ama çocukların babası ölmüş; gelin başkasıyla evlenmiş. Diğer oğul askerde. Geçimlerini Fatma Hanım'ın yaptığı dantellerle sağlıyorlar. Bütün bu hayat zorluklyarı yetmezmiş gibi, konduları da iki sene önce, yağmurlar sırasında toprakla birlikte kaymış yıkılmış. Şimdi kendi evlerinin 15 metre yukarısında bir komşularının evinde yaşıyor 6 kişilik aile.

Kaçağa yardım olur

Komşuları Fatma Hanım'ın zor koşullarını doğruluyor. Beykoz Belediyesi'nin eski FP'li yönetimine ateş püskürüyorlar. Belediye aileye yardım sözü vererek kandırmış, ama ne gelen olmuş ne giden. Seçimleri de bu yüzden kaybettiklerini söylüyor Fatma Hanım'ın komşuları, ‘ahları tutmuş’.

Yeni yönetimden ise (DSP) beklenti büyük. Belki evin kaydığı yere beton atabilir, böylece kondu yeniden dikilebilir. Belki yapılan fakir yardımlarından bile yararlanabilir aile.

Ama işin belediye yüzü hiç de öyle görünmüyor. Görüştüğümüz Beykoz Belediyesi yetkilileri belediyenin büyükşehir yönetimi tarafından kıskaca alındığını ve bütçenin tamtakır olduğunu söylüyor:

‘‘Burada gelir getiren hemen her yer Büyükşehir Belediyesi'nin eline geçmiş. Bizden önceki FP'li yönetime gelir sağlasın diye bırakılan yerler de biz yönetime gelince geri alındı.’’

Zor durumdaki Yücesan Aiilesi’nin evine yardım konusunda da haklı bir gerekçe ileri sürüyorlar: ‘‘Devletin arazisine kaçak olarak yapılmış bir yapıyı nasıl yeniden dikmeleri için yardımcı olalım? Bu, kaçağa yardımcılık olur.’’

Çözüm, kentsel dönüşüm

Belediye yetkililerinin düşündükleri çözüm ise daha geniş kapsamlı. İlçede büyük bir dönüşüm projesi planlanıyor. Toplu konut alanları üretilecek, hazine arazisindeki çarpık kentleşme buraya kaydırılacak. Fakat bunun için gelir sıkıntısını aşmaları gerekiyor.

Belediye de darboğazda

‘‘Bu darboğazdan çıkabilmek için çeşitli çözümler öngördük. Büyükşehir kıskacını kırabilmek için sıkı bir hukuk savaşına hazırlanıyoruz. Ama asıl sorun bu uğraşımızı Beykozlulara anlatabilmek ve onların desteğini kazanmak.’’

Beykoz'un yeni belediye yönetimi savaşında ne kadar başarılı olacak? Anadolu'dan gelmiş bu fakir insanlara istediklerini sunabilecek mi? Belediyenin atacağı adımları ve Beykoz'daki gelişmeleri sizlere duyurmaya devam edeceğiz. Çünkü bu olayın takipçisiyiz.

Savaş ÖZBEY

YÖNETENLERİN DİKKATİNE

Herşey çirkin görünüyor

ESENLER

Bir okurumuzdan faks aldık. ‘‘Esenler'in TEPE diye geçen yerleşim yerinde oturuyorum’’ diye başlamış. Geçtiği yol güzergahının bir kez bile kuru olmamasından yakınıyor. Çünkü sürekli halı yıkanıyormuş. Yoldaki asfaltın engebeli ve yamalı olduğunu, çevredeki binaların çoğunun tamamlanmamış inşaat görünümünde, dış boyası olan bina sayısının parmakla gösterilecek kadar az olduğunu söylüyor okurumuz.

Öte yandan dar olan sokaklara park edildiğini, geçişin engellendiğini, park edecek yer sıkıntısından da söz ediyor. Ve faksın sonunda bir çağrı yapıyor: İlgililer plansız yerleşime ve İstanbul'umuzun bu çirkin görünüşüne son versinler...

Burada yıldız sporcu yetişiyor

MECİDİYEKÖY

Mecidiyeköy, Ortaklar'dan faks gönderen bir okurumuz, Anadolu yakası otobüslerinin kalktığı durakların bulunduğu yerde, apartmanların arasına sıkışmış bir parkta basketbol oynanan sahadan söz ediyor. Belediye burayı park yapmak istiyormuş. Okurumuz, otuz metre ileride bir çocuk parkının bulunduğunu, bu sahada birçok milli basketbol oyuncusunun yetiştiğini söyleyerek, bu sahanın korunmasını istiyor.

Büyükadalılar mağdur

Büyükadalılardan bir faks aldık. Dertlerini duyurmamızı istiyorlar.

Denizcilik Hatları bu yıl tarifeye 7.55 Büyükada-Kabataş seferini eklemiş. Ne var ki bir hafta içinde bu seferin tarifeden kaldırıldığını öğrenmiş adalılar.

Büyükadalılar, iptal edilen 7.55 Büyükada-Kabataş seferinin kendilerini mağdur ettiğini belirterek, seferin tarifeye yeniden konmasını istiyorlar.

Teşekkürler Trafik Vakfı

Trafiği rahatlatmak için çalışan Trafik Vakfı'nın olağan bir çalışması. Yer Beykoz. Bir araç uygunsuz parketmiş ve trafik rahatlasın diye araç, vakfın çekicisi tarafından derdest ediliyor. Ama nedense, vakfın aracı, uygunsuz parketmiş otoyu sol taraftaki taksi cebinden değil de yolun ortasından çekiyor. Sonuç, çift yönlü dar caddede, trafik 20 dakika kilitleniyor. Otobüsler, özel otolar bekleşiyor, kornalar, bağırışlar... Sahi nasıldı o atasözü? Kaş yaparken göz çıkarmak mı?

Site sakinleri tehlikede

BÜYÜKÇEKMECE

Büyükçekmece, Turgut Özal Bulvarı, Özdemirkent Sitesi sakinlerinin haklı bir endişesi var. 1998 yılı Temmuz ayında aşırı hızdan bir kamyonun siteye girmesiyle meydana gelen ölümlü kazanın ardından yerel yönetimin duyarlı yaklaşımına değinen okurumuz, kaza sonrası bulvar girişine ‘‘Ağır taşıt giremez’’ tabelası asıldığını, yola yavaşlatıcı set kunduğunu belirtiyor. Ancak bu önlemler yalnızca küçük araçlar için geçerli olmuş. Ağır taşıtlar uyarılara aldırmıyormuş.

ALKIŞLAR

'Ben yapamadım, siz yapın'

Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk, belediyesinin geleneksel olarak düzenlediği 'Okullararası Spor Yarışmaları'nın ödül töreninde gençlere söyle seslendi: ‘‘Anadolu'da okuduğum için, çok istememe karşın spor yapamadım. Spor yapmaya hep özendim ama imkanlarım olmadı. Siz gençler ileride hangi mesleği seçerseniz seçin bir spor dalını iyi yapmanız gerekir. Bu nedenle hepinizi şimdiden kutluyorum.’’

Kadıköy ilçesindeki toplam 98 ilk ve orta öğretim okulundan 10 dalda binlerce öğrencinin katıldığı yarışmaların ödülleri Bostancı Gösteri Merkezi'nde verildi. Şenliğe öğrenci ve öğretmenlerin yanısıra Kaymakam Hüseyin Eker ve İlçe Milli Eğitim müdür Yusuf Sofuoğlu da katıldı.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!