İstanbul'u dinliyorum

Güncelleme Tarihi:

İstanbulu dinliyorum
Oluşturulma Tarihi: Şubat 26, 1999 00:00

Nilgün GEDİKOĞLU
Haberin Devamı

İETT şoförleri de şikayetçi

Dün, İETT şoförlerinin çalışma koşullarına kısaca değinmiş, kaldıramayacakları bir stres yükü taşıdıklarını belirtmiştik. ‘‘Hizmet anlayışı’’ doğrudan insan faktörüyle ilgili olduğuna göre, çalışanların içinde bulundukları koşullar ve psikolojik durumlarındaki olumsuzluklar hizmetin niteliğine gölge düşürebilir. Görüştüğümüz İETT şoförleri hem maddi, hem de manevi açıdan öylesine olumsuz bir tablo çizdiler ki...

Herşeyden önce stresin insan doğası üzerindeki etkileri dikkate alınacak olursa, şoförlerin neden tahammülsüz ve sinirli oldukları ‘‘anlaşılabilir’’. Bu sözcük üzerinde dikkatle duruyorum, anlaşılabilir olması elbette bu tür davranışlar için ‘‘mazeret’’ oluşturmaz. Ama en azından ‘‘tıbben’’ anlaşılır olması, çalışma koşullarının iyileştirilmesi gereği açısından sağlam ve kesin bir göstergedir.

Bize telefonla ulaşan bir İETT şoförü, işe yeni alınan kimi şoförlerin özel eğitimden geçirilmediğini, bilinçsiz olmalarından dolayı kötü sürücülük örneği gösterdiklerini söyledi. Ve şöferlerin şikayetleri: Kimi yolcular bilet atmıyor ve kendilerine bilet sorulduğunda ‘‘belediyeyi sen mi zengin edeceksin’’ diye çıkışıyorlarmış. Yolcuların kendilerine durak ve güzergahla ilgili soru sormaları, otobüsü bilet almak için bekletmeleri, hız konusunda fikir beyan etmeleri, yerine oturduktan sonra, ancak sorulduğunda kartını göstermeleri, başka duraktan kalkan otobüs saatlerini sormaları onların tahammül sınırlarını zorlayan şeyler.

Bütün bunlardan ortaya çıkan tablo, hem şoförlerin, hem de yolcuların emniyeti açısından İETT şoförlerinin stres yükünü azaltmaya yönelik girişimlerin zamanının geldiği. Umarız, köşemiz buna vesile olur.

İSKİ yetkililerinin dikkatlerine!

İstanbul'da yaşayıp da sık sık ünlü mizah yazarı Aziz Nesin'i anmamak mümkün değil. Ulusal IQ ortalamamız hakkında ciddi endişeleri olan Nesin'in öyküleri, bu kentin hemen her köşesinde tekrar tekrar yaşanıyor, gözlerimizin önünde sahne alıyor. Fakat bunlar gerçek, bunlara gülemiyoruz, sinirleniyor, isyan ediyoruz. Hele de bu öykülerin kahramanları yaşantımızı etkileyecek kadar önemli görevlerde bulunuyorsa!

Kentin farklı yerlerinden arka arkaya bize ulaşan ulaşan iki faks, sanki İstanbulluların zaman zaman isyana varan şikayetlerinin bir özeti gibi. Biri Florya diğeri Kadıköy'den, bu kez konu İSKİ. Biri fazla, diğeri eksik sudan şikayetçi ama aralarındaki mesafeden dolayı birbirlerine yardımcı olmaları mümkün değil.

Floryalı okurumuz İSKİ'nin aylar önce döşediği bir su hattını kaleme almış: ‘‘Florya, Şenlikköy Fulya Apartmanı'nda oturuyorum. Aylar önce apartmanımıza yeni bir su hattı çekildi. Ama ana girişe bağlantısı yapılmadığı için 20 metrelik bir bölümü dışarıda kaldı. İnsanlar buradan hortumla su alıyor, açıkta kalan hortumdan dünyanın suyu ziyan oluyor. İSKİ'ye defalarca müracaat ettik. Sonuçta boşa giden su hepimizin suyu. Müteahhit gelecekmiş, bağlantıyı yapacakmış. Müteahhitliklik ne iş var ki anlayamıyoruz. Ya gelsin artık bu müteahhit ya da bağlantıyı kendimiz yapalım.’’

Sular fazla mesaide

Kadıköy, İçerenköy'den Mustafa Gül ise Küçükbakkalköy Yolu üzerindeki ahalinin çektiği kesinti ve susuzluk sorunundan muzdarip. Sabah saat on olmadan mesaiye çıkan sular, gece ancak birden sonra geri geliyormuş. Ve bu durum senelerdir böyle sürüyormuş.

Bir yanda kentin her tarafından aldığımız susuzluk şikayetleri, diğer yanda boşa akan, israf edilen kaynaklar. İktisat, günümüzde kıt kaynakları doğru kullanma sanatı olarak tanımlanıyor. Ve bu tür iktisadi özensizlikler sürdükçe, Türkçemiz her geçen gün 'yine hangi müteahhiti zengin edeceklerse' gibi tanımlamalar kazanıyor.

Elbette ki her yanlışlığın altında bir yolsuzluk, bir usülsüzlük aramak da büyük bir yanlış. Ancak İSKİ'nin değerli yöneticilerinin bir an önce bu tür imalara konu olabilecek eksikliklerini tamamlaması ve mağdur durumdaki İstanbulluların bu sorunlarını çözmesi gerekiyor. Çünkü artık İstanbullular mazeret değil, çözüm; vaad değil, eylem bekliyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!