İsmail Cem vefat etti

Güncelleme Tarihi:

İsmail Cem vefat etti
Oluşturulma Tarihi: Ocak 24, 2007 10:18

Eski Dışişleri Bakanı İsmail Cem, tedavi gördüğü İstanbul Cerrahi Hastanesi'nde 09.50'de hayatını kaybetti. Cem'in cuma günü Zincirlikuyu Mezarlığı'nda toprağa verileceği açıklandı.

Haberin Devamı

İSMAİL CEM'İN ALBÜMÜNDEN

İsmail Cem, 26 Aralık'ta akciğer kanseri tedavisi için yatırıldığı İstanbul Cerrahi Hastanesi'nde 28 gün sonra hayatını kaybetti. Cem, 15 Ocak'ta enfeksiyon nedeniyle yoğun bakıma alınarak antibiyotik tedavisi görmeye başlamıştı. Cem, antibiyotik tedavisinin 8'inci gününde yaşam savaşını kaybetti.

İSMAİL CEM'İN DOKTORU:  DÜN GECEDEN İTİBAREN BİLİNCİ YAVAŞ YAVAŞ KAPANDI

 

  VATAN HAİNİ İLAN ETMİŞLERDİ 

Bekir Coşkun (Hürriyet):

/images/100/0x0/55ea8b1af018fbb8f886db15
Ben gazeteciliğe ilk başladığım günlerde vatanseverler İsmail Cem'in peşindeydi. Cem o günlerde vurulacaklar listesindeydi. Özellikle Milliyetçi Cephe (MÇP), parlamentoda kıyametler koparıyor ve hergün kavgalar çıkarıyordu. Sokakta ise milliyetçi kardeşlerimiz İsmail Cem'in vatan haini olduğunu çoktan ilan etmişti. Kısacası Cem, kurşunlardan kurtulmuş birisiydi. Hrant Dink gibi bir kaldırımda yakalanmamıştı.

Ama bugün, Cem'in nasıl bir yurtsever olduğu ve ülkesine ne kadar büyük hizmetler yaptığı irili ufaklı herkes tarafından kabul ediliyor. Demek istediğim bu linçlerin ne kadar aptalca ve ahmakça olduğudur. Cem'e rahmet diliyorum ve onu kaybetmenin acısını yaşıyorum.

İsmail Cem'in doktoru onkoloji uzmanı Sualp Tansan, Cem'in dün geceden itibaren bilincinin yavaş yavaş kapandığını ve son derece rahat ve huzurlu şekilde hayata veda ettiğini söyledi. Tansan, İstanbul Cerrahi Hastanesi'nde düzenlediği basın toplantısında, Cem'in Türkiye'ye döndükten sonra son 1 yıldır doktorluğunu yaptığını hatırlattı.
   
İsmail Cem'de 2004 yılı mayıs ayında vücuda yayılmış akciğer kanseri teşhis edildiğini ifade eden Tansan, bunun için kendisinin birtakım ameliyatlar olduğunu, ilaç ve ışın tedavileri gördüğünü anlattı. Tansan, hastalığı başta oldukça ileri ve kötü durumdayken kullanılan tedavilerle iyi sonuçlar aldıklarını ve Cem'in de hastalığıyla çok dirayetli bir şekilde mücadele ettiğini belirterek, "“İsmail Cem'i, son 1 ay içinde hastalığının ilerlemesi nedeniyle kaybettik. Bu hastalık için gayet kaliteli ve iyi şekilde yaşadığını düşünüyorum. Dün geceden itibaren bilinci yavaş yavaş kapandı. Son derece rahat ve huzurluydu. Ailesi yanındaydı. İsmail Cem'i bu şekilde kaybettik” dedi.

Haberin Devamı

CENAZA CUMA GÜNÜ KALDIRILIYOR

Haberin Devamı

İsmail Cem'in kızı İpek Cem Taha, babasının 26 Aralık'ta hastaneye yatırıldığını anımsatarak, ”Cenazesi, cuma günü Teşvikiye Camisi'nde kılınacak cenaze namazının ardından sonra Zincirlikuyu Mezarlığı'nda toprağa verilecek” dedi.

  GALATASARAY DEYİNCE DÜNYA DURURDU 

Emin Çölaşan (Hürriyet):

/images/100/0x0/55ea8b1af018fbb8f886db17
İsmail Cem'i sanırım 1960'lı yılların sonunda tanımıştım. O zamanlar gazetecilik yapıyordu. Ben Devlet Planlama Teşkilatı'nda çalışırken gazeteci olmamı önermişti. Hiç aklımda olmayan bir konuydu o zaman.

İsmail'i gazeteci, siyaset ve devlet adamı kimliğiyle çok yakından tanıdım ve aramızda çok güzel dostluk ilişkileri oluştu. Dışişleri Bakanı iken bizi, bazı gazetecileri birlikte bazen de eşlemizle birlikte Dışişleri Konutu'na çağırır birlikte yemek yerdik. Bir gün bir kaç gazeteci arkadaşı yine çağırmıştı. Çok önemli konuları konuşacaktık. Konuşurdu ama yazılmamak koşuluyla bizi bilgilendirirdi.

O gece Galatasaray'ın yabancı bir takımla kupa maçı varmış. İsmail, koyu bir Galatasaraylı idi. Bize döndü
"Beyler şu maçı izlemeden kendi konularımıza girersek kafam ekranda kalacak. Önce maç bitsin sonra konuşunuz" dedi. Ve hep birlikte maçı izledik.

Saygın, dürüst, dost bir insandı. Türkiye'ye büyük hizmetleri oldu. Allah rahmet eylesin, nur içinde yatsın...

İsmail Cem'in eşi Elçin Cem'i ilk olarak Dışişleri Bakanı Abdullah Gül arayarak başsağlığı diledi.

Haberin Devamı

İSMAİL CEM HAKKINDA NE DEDİLER

İpek Cem Taha (İsmail Cem'in kızı): Değerli bir insandı, ancak her şeyden önce ailemizin reisiydi. Yaşama, insanlara, ilkelere bağlıydı. Bunlar babamın hayat prensibiydi. Son dönemde "şuuru kapalı" dediler, ama değildi. Son ana kadar bilgisayarı, kalemi, kağıdı elindeydi. Elinde hala mürekkep izleri var. Bir kitap üzerinde çalışıyordu. Hepimizin başı sağ olsun.

Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer: Değerli devlet adamı, eski Kültür ve Dışişleri Bakanı İsmail Cem'in vefatından büyük üzüntü duydum. Siyasetçi, gazeteci-yazar ve bürokrat kimliğiyle önemli hizmetlerde bulunan İsmail Cem, çok yönlü kişiliği, uzlaşmacı tavrı ve demokratik duruşuyla ulusumuzun beğenisini ve saygısını kazanmıştır. İsmail Cem'in hizmetleri ve dış politikaya katkıları her zaman takdirle anılacaktır. Kendisine Tanrı'dan rahmet, ailesine ve ulusumuza başsağlığı dilerim.

Haberin Devamı

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan: Değerli siyaset ve devlet adamı İsmail Cem'in vefatından büyük üzüntü duydum. Eski Kültür ve Dışişleri Bakanı olarak ülkesine ve milletine büyük hizmetleri geçen sayın Cem'in vefatı, siyaset dünyası için önemli bir kayıptır. Gazeteci-yazar kimliğiyle de kültür ve düşünce dünyamızın önde gelen isimleri arasında yer alan İsmail Cem'e rahmet, ailesine, tüm sevenlerine ve milletimize başsağlığı dilerim.”

9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel:  Değerli yazar, devlet ve siyaset adamı Sayın İsmail Cem, ebediyete intikal etmiştir. Milletimiz, değerli bir evladını kaybetmiştir. Ailesine, kendisini sevenlere ve milletimize başsağlığı diliyorum. Allah rahmet eylesin.

Haberin Devamı

Rauf Denktaş (KKTC 1. Cumhurbaşkanı): Büyük kayıptır. Sevecendi. Kıbrıs sorununun dengeler olmadan halledilemeyeceğini ortaya koydu. Federasyon istedi. Bu olmazsa iki ayrı bağımsız devletin olduğu konfederasyon fikrini ortaya attı. Kendisiyle Kıbrıs sorunu konusunda hiç görüş ayrılığına düşmedik. Kıbrıs sorununun halli için milli formülü ortaya attı ve büyük dirayetle savundu. Biz, o zamandan beri başımızı dik tuttuk. Ayrıca çok sevdiğimiz entelektüel biriydi.

İSMAİL CEM'İN "VEDA" ŞİİRİ

İsmail Cem, 1995 yılında kaleme aldığı “Veda” adlı şiirinde, kendi ölümüne nasıl baktığını anlatıyor. Cem'in 1995 yılında New York'ta kaleme aldığını ifade ettiği şiiri ise ölümünün ardından belki de söyleyebilecek her şeyi kendi ağzından anlatıyor. Cem'in "Veda" adlı şiiri şöyle:
   
     Çok ileri bir tarihte
     Çok yaşlı olarak
     Sessizce ayrılmalıyım
     Kimseye pek gözükmeden
     Ve kimseyi rahatsız etmeden.
   
     Masamın üzerinde
     Dünden kalan işler
     Tamamlanmamış yazılar
     Okunmayı bekleyen kitaplar
     Ve anılar ve umutlar.
   
     Filleri kuyruğundan çekerek
     Tepeleri aşırtmaktı görevim
     Günler bitti filler tükenmedi
     Ben elimden geleni yaptım
     Gerisini siz tamamlayın.
   
     Boşa geçmedi hayatım
     Daha fazlası olabilirdi ama
     'Buna da şükür' demeliyim
     İşte sevgili dostlar
     Ben böyle veda etmeliyim.

Prof. Dr. Erdal İnönü (Eski Başbakan Yardımcısı): Çok üzüldüm. Genç yaşta kaybettik. Çok değerli bir dostu kaybettik. Kendisi sosyal demokrasinin gelişmesi için çok çalıştı. Beraber ilk olarak UNESCO'da Paris'te çalışmıştık. Sonra partide beraber uzun yıllar çalıştık. Türkiye'nin komşuları ile özellikle Yunanistan ile arasındaki anlayış ortamının gelişmesine büyük katkılar yaptı. Dünya sorunlarına felsefeci ve sosyal bilimci bakışıyla yeni persfektifler getirirdi. Fikirlerini cesurca savunan bir politikacıydı. Siyasette uzlaşma arardı. Parti içinde de birlik ve uzlaşmadan yanaydı. Fikirlerini ve kendisini çok arayacağız.

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal: Sevgili kardeşim İsmail Cem İpekçi'yi kaybetmenin derin üzüntüsü içindeyim. İsmail Cem, toplumumuzun tarihsel süreklilik içindeki değişim ve modernleşmesini inceleyen, araştıran bir bilim ve kültür adamı, Türkiye'nin sosyal ve demokratik dönüşümüne katkı veren seçkin bir siyaset adamı ve aydınlık düşünceli fedakar, güvenilir bir dost olarak hem yaşamımda, hem de partimizin yaşamında daima özel bir yere sahip olmuştur ve hep sahip olacaktır. Ülkemiz, çok değerli bir evladını kaybetmiştir. Yaşamı boyunca bağımsızlığın, demokrasinin ve laik Cumhuriyetin kararlı savunucusu olan sevgili kardeşim Cem'e rahmet, ailesine, partimize ve tüm halkımıza başsağlığı diliyorum.

AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat: Türkiye'ye büyük hizmetler gerçekleştirmiş bir kişi olarak tüm Türkiye'ye baş sağlığı diliyorum. İsmail Cem, siyaset hayatı içerisinde bütün katmanlar tarafından, bütün siyasi düşünceler tarafından tasvip gören, yapmış olduğu eylemlerde ve görevlerde Türkiye'yi onurla temsil eden bir siyasetçi olarak Türk siyasal hayatının en büyük kayıplarından birisidir. Yeri zor doldurulacak bir siyaset adamıdır. İsmail Cem, katı olmayan, mantıklı, akılcı yaklaşım içinde olan bir siyasetçiydi. Türk dış politikasına da hakikaten damgasını vurmuş bir insandı. Bugün bir çok gelişmenin temelinde İsmail Cem'in bakanlığı döneminde gerçekleştirdiği programlar, projeler hala devam ediyor.
Yunanistan ile Türkiye arasındaki ilişkilerin geliştirilmesinde, dostluğun iyileştirilmesinde İsmail Cem'in unutulmaz katkıları olmuştur.”

DSP Genel Başkanı Zeki Sezer: Sayın İsmail Cem, önemli bir devlet adamı, önemli bir siyasetçi, ama aynı zamanda değerli bir gazeteci, TRT'nin efsanevi genel müdürü, bir yazar ve düşünürdü. Bu yönüyle de çok şey bıraktı. Uzun yıllar çok önemli işler yaptı. Bunu yaparken nazik üslubu çok önemliydi. Diyalog ve uzlaşıdan yana tavrı çok önemliydi. Türk milleti bir sevgili evladını yitirdi, biz çok değerli bir arkadaşımızı, dostumuzu yitirdik.

Eski TBMM Başkanı Hikmet Çetin: Çok üzgünüm. Ailesine başsağlığı diliyorum. Büyük bir dostumuzu, arkadaşımızı kaybettik. Ulus olarak da önemli bir devlet adamı, siyasetçi ve yazarımızı hem de çok verimli bir çağında yitirdik. Bir süreden beri büyük bir mücadeleyle hastalığını yenmeye çalışıyordu, ama başaramadı. Tekrar herkesin başı sağolsun.

Murat Başesgioğlu (Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı): Değerli bir siyaset adamını kaybettik. Ailesine ve milletimize başsağlığı diliyorum. Her şeyden önce çok iyi bir insandı, beyefendiydi. Türk siyasetinde sıra dışı bir insandı. Uzun siyaset yaşamında hakkında herhangi bir şaibe olmayan ender siyasetçilerden biriydi. Yapmış olduğu Dışişleri Bakanlığı çok kritik bir dönemde olmasına rağmen devletimizin hak hukuku açısından çok dirayetli bir bakanlık sergilemiştir. Maalesef uzun süredir yakalanmış olduğu hastalığa yenik düştü. Üzüntülüyüz. Ailesine ve milletimize başsağlığı diliyorum. En son Finlandiya'nın AB dönem başkanlığı sırasında Kıbrıs ile ilgili gelişmelerle ilgili olarak görüşünü almak için telefonla arayıp görüşünü almıştık.
 
İlter Türkmen (Eski Dışişleri Bakanı): Yunanistan Türkiye arasındaki dostluğun mimarıydı. 1999'dan beri Yunanistan ile Türkiye arasındaki ilişkiler geliştiyse onun sayesinde oldu. Ayrıca yine aynı yıl Helsinki'de Türkiye'ye verilen AB üyeliğine adaylık statüsündeki rolü unutulamaz. Çektiği güzel fotoğraflar da ona hayranlık duyulması için başka bir nedendi.

Ercan Karakaş (Eski Kültür Bakanı): Cem, sosyal demokrat hareket için çok önemli bir insandı. Cem, Türkiye'de siyasetin kalite kazanmasına, sosyal demokrasinin modernleşmesine, etkili bir hale gelmesine çok büyük katkılar yaptı. Siyasetçiliğinin yanı sıra iyi bir yazar ve düşünürdü. Gençlik yıllarında yazdığı “Türkiye'nin Geri Kalmışlığının Tarihi”, bize rehber oldu. Aydın Güven Gürkan'ın daveti üzerine aktif siyasete girdi.
TRT Genel Müdürlüğü var. O da bir büyük atılımdı Türkiye'de televizyon yayıncılığı için. Çok cesur kararlar aldı orada. Cem,Dışişleri Bakanlığı sırasında daima diyaloğu savundu. Dünya barışına katkıda bulunacak çalışmalar yaptı.

/images/100/0x0/55ea8b1af018fbb8f886db19
Fikret Bila (Milliyet): Büyük ve erken bir kayıp. Sosyal demokrasiye büyük katkıları oldu. Özellikle Türkiye koşullarına yönelik uyarlamalar üzerinde çalıştı. Centilmen kişiliğiyle Ecevit'in nezaket ekolüne en yakın siyasetçiydi. Herşeyden önce bir meslek büyüğümüzdü ve TRT'de unutulmaz bir dönem yaşattı.

Taha Akyol (Milliyet): Fevkalade üzüldüm. Türkiye büyük bir evladını ve parlak bir beynini kaybetti. Eşi nadir görülen yüksek düzeyde bir düşünür ve entelektüeldi. Daha 35 yaşında "Türkiye'de Geri Kalmışlığın Tarihi" adlı eserini yazdı. Sanki profesyonel bir tarihçi gibi Osmanlı ile Türkiye Cumhuriyeti arasında köprü kurdu. Kemal Tahir'in etkisi büyüktür. “Yeni sol” terimini ilk kullanan ilk siyasetçidir. Siyasi felsefe açısından ileri düzeyi temsil eder.

Altan Öymen (Milliyet): Büyük kayıp. Siyasetçiliğinin yanı sıra basına hizmetleri de oldu. TRT Genel Müdürü olarak televizyona yeni bir hareket getirdi.. Eserleriyle, yazılarıyla siyasete ve sosyal demokrasiye katkısı oldu. Dışişleri Bakanı olarak Türkiye'yi dışarıda iyi temsil etti. Türkiye için büyük bir kayıptır.

Melih Aşık (Milliyet): 1982'de Güneş Gazetesi'nde birlikte çalıştık. Odalarımız yan yanaydı. Günde bir kaç kez karşılaşır konuşurduk. İyi bir insandı, ağzından kötü laf duymadım. Yazıları için sürekli düşünür, tartışır okurdu. Dengeliydi. Kendisi aleyhine yazanlara karşı da güler yüzlüydü. Aydın, entelektüel biriydi. Nazar değdi. Güzel bir insandı.

Ayşenur Arslan (Kanal D Koordinatörü): Hastaydı, bu sonucu bekliyorduk. Şuuru açıktı. Hrant Dink'in ölümünü duydu diye bir duygu geçti içimden. Her halde bu ona son darbe olmuştu. Dengele bir siyasetçiydi. Son siyasi hamlesi başarılı olamadı, ama bu başka parametrelere bağlıydı. Değerli bir beyindi.

 

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI: CAMİAMIZ DERİN ÜZÜNTÜ İÇİNDE

 

Dışişleri Bakanlığı, eski dışişleri bakanlarından İsmail Cem'in vefatının derin üzüntü yarattığını bildirdi. Bakanlıktan yapılan açıklamada şöyle denildi:

 

"1997-2002 yılları arasında Dışişleri Bakanlığı yapmış olan Sayın İsmail Cem'in bugün vefat etmesi camiamızda derin üzüntü yaratmıştır. Sayın Cem'in dış politikamıza ve Bakanlığımıza yaptığı değerli hizmetler ve katkılar unutulmayacaktır. Kendisine rahmet, kederli ailesine ve ülkemize başsağlığı dileklerimizi sunuyoruz."


DMD'DEN BAŞSAĞLIĞI

 

Diplomasi Muhabirleri Derneği (DMD), yaptığı yazılı açıklamada, "Eski dışişleri bakanlarından, meslektaşımız İsmail Cem'in hayatını kaybettiğini üzüntüyle öğrenmiş bulunmaktayız" dedi. Açıklamada, Cem'in devlet adamlığına ve Türk dış politikasındaki önemli açılımlarına dikkat çekilerek, "Cem, dışişleri bakanlığı döneminde nezaketi ve alçakgönüllülüğüyle diplomasi muhabirlerinin gönlünde ayrı bir yere sahip olmuştur" denildi. DMD, Cem'in ailesine ve sevenlerine başsağlığı, merhuma da Allah'tan rahmet diledi.

GAZETECİ SİYASETÇİ

/images/100/0x0/55ea8b1af018fbb8f886db1b
Dışişleri eski Bakanı İsmail Cem, 1940’da İstanbul’da doğdu. Cem, 1959’da İstanbul Robert Koleji’nden, 1963’te Lozan Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu.

1981’de Paris Siyasal Bilgiler Enstitüsü’nde “siyaset sosyolojisi” dalında master yapan Cem, 1963’den itibaren çeşitli gazetelerde yazı işleri müdürlüğü, genel yayın müdürlüğü yaptı. Cem, 1971-1974 yılları arasında Türkiye Gazeteciler Sendikası İstanbul Şubesi Başkanlığı’nı yürüttü.

TRT GENEL MÜDÜRLÜĞÜ MUHALEFETİ RAHATSIZ ETTİ

1974-1975 yıllarında Türkiye Radyo Televizyon Kurumu Genel Müdürlüğü’nde görev yapan Cem'in Türkiye gündeminde geniş şekilde yer alması TRT Genel Müdürlüğü’ne atanması ile oldu. Milliyet Gazetesi'nde köşe yazarlığı yaparken, 14 Şubat 1974'te göreve gelen Cem, TRT'de yeniliklere imza attı.

Cem, genel müdürlüğe geldiğinde yaptığı ilk konuşmada, "Yeni çalışma döneminin kültür anlayışında öncelik Türkiye kültürüdür, halkın kültürdür; bunun çağımızda aldığı ve alacağı biçimdir" dedi. Cem'in uygulamaları ve yaptığı atamalar dönemin muhalefeti tarafından tepkiyle karşılandı.

Adalet Partisi (AP) Genel Başkanı Süleyman Demirel, “TRT'nin Ulus gazetesinin durumuna getirilmek istediğini” iddia etti. 12 Nisan 1975 seçimlerinde güvenoyu alan Demirel başkanlığındaki "Milliyetçi Cephe" hükümetinin ilk uygulamalarından birisi 16 Mayıs 1975'te Cem'i görevden uzaklaştırmak oldu. Yargıya giden Cem, Danıştay tarafından göreve iade edildi ancak kendisi gazeteciliğe dönmeyi tercih etti.

YILDIZI DIŞİŞLERİ’NDE PARLADI

Cem, 1987 ve 1991 seçimlerinde İstanbul'dan, 1995 seçimlerinde Kayseri'den milletvekili seçildi.

1987-1996’da Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) ve Batı Avrupa Birliği (BAB) Asamblesi üyeliklerine seçilen Cem, 1989-1991 ve 1993-1995 tarihleri arasında AKPM Sosyalist Grubu Başkan Vekilliği’ne seçildi. 1996’da ise, AKPM ve BAB Asamblesi Türk Parlamenter Grubu Başkanlığı’na görevine geldi.

1995’de 50. Hükümet döneminde Kültür Bakanlığı yapan Cem, 30 Haziran 1997’de kurulan 55. Hükümet’te Dışişleri Bakanlığı görevine atandı.

TÜRK-YUNAN DOSTLUĞUNU SAĞLADI

Cem, özellikle Yunanistan Dışişleri eski Bakanı Yorgo Papandreu'yla kurduğu samimi diaologla Türk-Yunan yakınlaşmasında etkin rol oynadı. Cem, AB’ye üyelik sürecindeki başarılı politikası ile de dikkat çekti.

BAYKAL’IN BAŞDANIŞMANIYDI

Cem, 5 yıl kadar sürdürdüğü bu görevden Temmuz 2002’de istifa edip Yeni Türkiye Partisi’ne (YTP) katıldı ve bu partinin genel başkanlığına getirildi. Ancak YTP kuruluşunda yakın temas halinde bulunduğu ve Ecevit hükümetinden istifa etmesinde etkin olan Devlet eski Bakanı Kemal Derviş’in YTP’ye katılmaması Cem’de hayal kırıklığı yarattı.

YTP’nin 2004’te CHP’ye katılması üzerine Cem’in genel başkanlık görevi sona erdi. Cem, CHP’ye geçtikten sonra Baykal’ın başdanışmanı olarak görev aldı ve Parti Meclisi (PM) üyeliğine seçildi.

FANATİK GALATASARAYLI’YDI

İnternette zaman geçirmekten hoşlanan Cem, koyu Galatasaray taraftarlığı ile tanınıyordu.

"Akvaryum balıkçılığı" ile de ilgilenen Cem’in İstanbul’daki cüce ağaçlarla da ilgileniyordu. Klasik Türk ve Batı müziği dinleyen Cem, Doğu-Batı Enstitüsü tarafından, Türk-Yunan dostluğuna katkılarından dolayı 3 Mayıs 2000'de Yunanistan Dışişleri Bakanı Yorgo Papandreu'yla birlikte "Yılın Devlet Adamı Ödülü", Türkiye'ye yaptığı başarılı hizmetlerden ötürü de Türk Kalp Vakfı tarafından "Sakıp Sabancı İyi Kalp Ödülü" ne layık görüldü.

Cumhuriyet tarihinin en uzun görev yapan 4. dışişleri bakanı olan Cem, tedavisi sırasında eşi Elçin Cem çocukları İpek ve Kerim ile torunlarından destek aldığını her fırsatta dile getiriyordu.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!