İşin dehası, dahasını yapmak

Tıptan sanata kadar pek çok alanda faaliyetleriniz var. Sizce kamuoyu sizi yeteri kadar tanıyor mu?
- Tıbba ve insanlığa hizmet etmeyi misyon edinmiş bir ilaç şirketinin yöneticisi olarak, birinci önceliğim elbette sağlık sektörü adına faydalı işler yapabilmek. Bu noktada gerek Abdi İbrahim’in, gerekse İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası’nın başkanı olarak hayata geçirdiğimiz faaliyetleri elbette basınla ve kamuoyuyla paylaşıyoruz. Ancak temel amacımız, tanınırlık kazanmaktan öte insan sağlığına hizmet etmek.

Size göre son dönemlerde yabancıların Türk ilaç şirketlerine ilgisi arttı mı?
- 2010 verilerine göre Türkiye Avrupa’nın en büyük altıncı ve dünyanın da en büyük 14’üncü ilaç pazarı. Türkiye’de yaşam süresinin uzaması, buna bağlı kronik hastalıkların artması, bebek ölüm oranlarının azalması gibi demografik özelliklerin yanı sıra sağlık hizmetlerine erişimin kolaylaşması ve reçete sayısındaki artış pazarın daha da büyüyeceğine yönelik önemli sinyaller. Buna karşılık son 10 yılda 10’a yakın Türk ilaç firmasının yabancı sermayenin eline geçtiğini görüyoruz.

Para sizin için nelerin ölçüsü?
- Para elbette insanın hayatını kaliteli bir biçimde sürdürebilmesi için önemli bir unsur. Ancak benim için bir ölçü değil. Hayatta en kıymetli varlığın sağlık olduğunu düşünüyorum.

Hayattaki en büyük başarınız nedir?
- Hayattaki en büyük başarım, yönetimi devraldığımda Türkiye’de 32’nci sırada yer alan Abdi İbrahim’i, son 10 yılda sektörün tartışmasız lideri pozisyonuna taşımaktı. Öte yandan, şirketimizin 100’üncü yılında ‘Van Gogh Alive Dijital Sanat Sergisi’ ve Türk ekonomisi açısından da büyük önem taşıyan ‘Akılcı İlaç Kullanımı Kampanyası’nı büyük bir başarı olarak nitelendiriyorum.

BAŞARININ ANAHTARI TAKIM OYUNU

Şirketinizde işe aldığınız gençlerde ne arıyorsunuz?
- 100 yılını geride bırakmış bir şirket olarak ‘İşin dehası, dahasını yapmak’ mottosuyla hareket ediyoruz.  Aramıza katılacak gençlerin de bizimle aynı felsefeyi benimseyen takım arkadaşları olmasına özen gösteriyoruz.

Yanınızda çalışan gençler arasında bir gün ilaç sektöründe devrim yapabilecek kapasitede olduğuna inandığınız biri var mı?
- Ülkemizin aydınlık geleceğini yeni nesillerimizde görüyorum. Her başarılı genç çalışan, kendi içinde devrim yapabilme kapasitesi taşıyor.

Sektörünüzle ilgili gençlere ne tavsiye edersiniz?
- Zor bir sektörde hizmet veriyoruz, bu bağlamda vizyon sahibi olmanın önemini vurgulamak istiyorum. Vizyon ve hedefleriniz doğrultusunda çalıştığınız ekiple beraber, ortak bir hedef doğrultusunda ilerlemek bir liderin en önemli misyonu olmalı. Buna göre çevrenizdeki insanları seçerken dikkatli olmalı ve ekibinizle iyi bir iletişim kurmalısınız. Kısaca iyi bir lider olabilmek için; yeniliklere açık, araştırmacı ve gereken yerde, gereken riski alabilmek gerekli. Başarının anahtarının iyi bir ekiple oynanan takım oyunundan geçtiğine inanıyorum. Biz ‘Yenibirlider’ organizasyonu olarak, gençlerin sesi olma hedefiyle Türkiye’de eğitime katkı sağlamak istiyoruz.

Nasıl bir yol izlememizi tavsiye edersiniz?
- Eğitimin öneminin bilincindeyiz, bu anlamdaki tüm projeleri hayata geçiriyoruz. Geleceğin liderlerinin gelişimine her anlamda destek olmaya devam edeceğiz.

En büyük eğitim problemimiz nedir?
- Türkiye’de eğitim alanında da yenilikler yapılıyor. Özellikle son zamanlarda çok konuşulan yeni eğitim sistemimizin başarılı ve cesur gençler yetiştirmesini temenni ediyorum. Adını asırlık şirketler arasına yazdıran bir şirketin üçüncü kuşak temsilcisi olarak gençlere her daim tavsiyem, öncelikli olarak kendilerine bir ‘yaşam amacı’ belirlemeleri.

KOLEKSİYONERLİK EN BÜYÜK TUTKUM

Boş zamanlarınızı nasıl geçirirsiniz?
- Her sabah güne sporla başlarım. Oğlum İbrahim ile Fenerbahçe maçlarına gitmek vazgeçilmezim. Babamdan gelen bir aile geleneği olan sanat koleksiyonerliği de en büyük tutkularımdan biri. Oryantalist, klasik ve çağdaş sanat eseri tutkunu olarak en büyük zevklerimden biri galerileri gezmekte.

En sevdiğiniz kitap...
- Nietzsche Ağladığında