"İnsanların Çernobil'i unutmaları mümkün değil"

Güncelleme Tarihi:

İnsanların Çernobili unutmaları mümkün değil
Oluşturulma Tarihi: Nisan 26, 2011 12:19

Derelerin Kardeşliği Platformu Dönem Sözcüsü Ömer Şan, Doğu Karadeniz'in hemen her evinde Çernobil'in etkileriyle yaşanan kanserden ölümler devam ederken insanların Çernobil'i unutmalarının mümkün olmadığını savundu.

Şan, yaptığı yazılı açıklamada, 26 Nisan 1986 tarihinde Ukrayna'nın Çernobil kentindeki nükleer enerji reaktörünün patlamasıyla büyük bir nükleer facia yaşandığına, adına radyasyon denen ölüm bulutlarının insan yaşamını ve gelecek nesilleri, doğal yaşam koşullarını tehdit ederek ölümcül sonuçlar doğurduğuna dikkati çekti.

Doğu Karadeniz'in hemen her evinde Çernobil'in etkileriyle yaşanan kanserden ölümler devam ederken insanların Çernobil'i unutmalarının mümkün olmadığını ifade eden Şan, şunları kaydetti: “Ama asıl unutulmaması gereken Çernobil'le birlikte insan yaşamını umursamadan gerçekleri saklayarak bilimi dahi baskı altına almaya çalışan siyasetçiler, kamu yöneticileri, hatta bilim adamları değil midir? Biz, onları da unutmadık. Ancak ne yazıktır ki bugün de aynı anlayış, aynı vurdumduymazlık devam etmektedir. Bugün hala Çernobil'in bu etkilerini saklamak, adeta Çernobil'i aklamak için oluşturulan komisyonlarda, ülkemiz ve bölgemizdeki kanser vakalarındaki artış ve çeşitliliğin psikolojik sonuçlara bağlanması, aynı aldatmacanın devam ettiğinin göstergesidir.”

Mart ayında Japonya'da yaşanan deprem ve tsunami felaketi sonrası Fukuşima'daki nükleer santrallerde meydana gelen patlama ve radyoaktif sızıntının etkilerinin devam ettiğini, dünyada nükleer karşıtlığının hız kazanıp nükleer projelerden vazgeçilirken, Türkiye'de nükleer dayatma konusunda yaşanan gelişmelerin vurdumduymazlığın en açık göstergesi olduğunu ileri süren Şan, açıklamasında, şu görüşlere yer verdi: “Bu dayatmacı zihniyet, nükleer santralleri evdeki tüp gaz boyutuna indirgeyerek Sinop'tan Mersin'e, Trakya'ya kadar doğal yaşam alanlarımıza nükleer santral yapmayı planlamakta ve savunmaktadır. Bütün bu yaşananlar devam ederken hemen yanı başımızda, Çernobil'in bir benzeri olan Erivan'daki Metsamor Nükleer Santrali'nde de aynı tehlike bizleri beklemektedir. Metsamor santralinde yaşanan sızıntılar, özellikle Doğu bölgelerimizde etkisini göstermiş ve bu yönde tehlike boyutunda ölçümler yapılmıştır. Hemen başımızın ucundaki bu tehlike göz ardı edilerek, neredeyse hiçbir önlem alınmamaktadır.

Başta Doğu Karadeniz olmak üzere yurdun bütün bölgelerindeki doğal yaşam alanlarına geri dönüşümsüz zararlar vererek, insan yaşamını ve doğal yaşamı tehdit eden hidroelektrik santrallerinin (HES) de kendileri için bir başka Çernobil vakası olduğunu savunan Şan, şunları kaydetti: “Temiz ve çevreci enerji gözü ile bakılmakta olan HES projeleri, bugün ne yargı kararlarını, ne halk tepkisini, ne bilimsel raporları ve uyarıları dikkate almaktadır. Her aşamasında verdiği geri dönüşümsüz zararların yanında, üretime geçtiklerinde kurulması planlanan iletim hatları ile de insan yaşamını ve doğal yaşamı olumsuz yönde etkileyecek olan bu projelerin etkileri Çernobil'in etkilerini aratmayacaktır. Bu projelere imza atanları unutmayacağız.”
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!