İlk bilanço

Güncelleme Tarihi:

İlk bilanço
Oluşturulma Tarihi: Nisan 22, 2003 00:00

İŞTE Irak muharebesi bitti. Fakat dikkatinizi çekerim, yalnız ‘‘muharebe bitti’’, savaş değil!Başka bir deyişle, Bush yönetiminin genel dünya stratejisi içinde ancak taktik bir hamle olan ‘‘Bağdat zaferi’’ (!), ‘‘Amerikan Savaşı’’nın noktalandığı anlamına gelmiyor.O savaş daha çok sürecek . Hatta, henüz işin başında olduğumuzu söyleyebiliriz.Şimdi ‘‘taktik muharebe’’nin son on günlük ilk bilançosunu çıkartalım.* * *EN önce şu kesin ki, muharebenin üç hafta gibi neredeyse inanılmayacak kadar kısa bir süre içinde nihayete ermesi, insani açıdan mükemmel bir şeydir. Geleceğin askerlik tarihi derslerinde ‘‘çığır örnek’’ olarak etüd edilecek olan bu yeni tür çöl arbedesinin ‘‘aculluğu’’ ve can kaybının nispi azlığı, ‘‘ahlaki’’ açıdan eleştirilemez.Ancak, orta-uzun vadede bunun jeo-stratejik bir bedeli olacaktır. Dünya ödeyecek!Başka bir deyişle, bütün atmasyona rağmen Saddam ve avenesinin saliselik bir zaman dilimi içinde ve deve kılından bir bedevi çadırı gibi tarumar olması, Birleşik Amerika tarafından bölgenin ve yerkürenin diğer coğrafyalarına fatura olarak tevdi edilecektir. * * *ÖYLE, çünkü ‘‘kolay zafer’’ salt ABD generallerinin ürettiği ve teknolojik üstünlüğü ‘‘ultra profesyonalizm’’le bütünleştiren ‘‘yeni ordu’’ kavramını doğrulamakla kalmadı.Çok daha ötesinde, siyasi bağlamda, Washington'daki ‘‘şahin kanat’’ı güçlendirdi.Çünkü, kendi hesabıma o ‘‘şahin kanat’’ın başını çeken Savunma Bakanı Donald Rumsfeld'in ‘‘dünya vizyonu’’nundan hiç hazetmesem bile, ‘‘entellektüel boyutu’’nu inkar edemeyeceğim bu önemli şahsiyet ve onun Pentagon'daki masası etrafına toplamış olduğu Paul Wolfowitz, Richard Perle, Paul Kagan gibi ‘‘neo muhafazakar beyinler’’, bundan böyle Beyaz Saray'da daha fazla söz ve etkinlik sahibi olacaklar.ABD'nin Irak'ı ne ölçüde ‘‘evirip çevirebileceği’’ henüz çok muğlak kalsa bile, söz konusu kesim ‘‘işte öngörülerimizde haklı çıktık’’ argümanıyla, zaten kendine Hristiyanvari bir misyon vehmeden ‘‘W’’ rumuzlu Bush'un rotasında daha da çok belirleyicilik kazanacak.Üstelik, New York'taki diplomatik BM yenilgisi ve Türkiye'deki ‘‘tezkereye hayır’’, oylaması ‘‘güvercin’’ Dışişleri Bakanı Colin Powell'in konumunu bayağı bayağı sarstığından, şu an gayet sınırlı olan kısmi ‘‘denge’’ unsuru dahi giderek devre dışı kalacak. * * *NİTEKİM, yukarıdaki hipotezi doğrulayan olaylar son on gün içinde hemen beliriverdi.Lütfen dikkat, Suriye'yi tehdit cümlesi Powell'in ağzından değil, normal olarak kendi branşıyla ilişkisi bulunmaması gereken Savunma Bakanı Rumsfeld'in ağzından çıktı.Arbede boyunca yüksekten atan ve Washington'a karşı uyguladığı nükleer şantajı daha da arttıran Kuzey Kore ise Bağdat'ın düşmesiyle birlikte aniden yelken mayna etti.Garip ‘‘tesadüf’’ (!), Çin'in de aynı dönemeçle birlikte ‘‘araya girmesi’’ne Pyonyang despotu bu defa ses çıkartmadı ve Pekin'de ABD'yle müzakereye oturmayı kabullendi.Daha önemlisi, Rusya, Fransa ve Almanya'dan oluşan ‘‘savaş karşıtı üçlü’’nün yine Bağdat'ın teslimiyetiyle birlikte derhal Saint Petersbourg'da gerçekleştirdiği zirve ‘‘BM Irak'ta devreye girmeli’’ kararı aldı ama, toplantının hemen ertesinde gerek Putin, gerek Chirac, gerekse Schröder Birleşik Amerika'yı kollayan ‘‘soğukluk bitsin’’ türü demeçler sıraladı.Hayatın gerçeği karşısında ‘‘süngü düştü’’ ve ‘‘üç asiler’’ aşağıdan almaya başladı.O halde rahatça diyebiliriz ki, taktik nitelikli Irak muharebesinin üç hafta gibi çok kısa bir süre içinde noktalanması stratejik ‘‘Amerikan savaşı’’nın bittiği anlamına gelmez.Aksine, ‘‘zafer’’in çabukluğu, bu savaş için ‘‘şahin kanat’’a ‘‘geniş ufuklar’’ açmıştır. O ‘‘geniş ufuklar’’ın (!) neler olabileceğini önümüzdeki günlerde irdeleyeceğim.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!