İklim Bilim Uzmanı Dalfes: Melen'den su çalınıyor
Güncelleme Tarihi:
ANKA
Oluşturulma Tarihi: Aralık 14, 2007 14:52
İklim Bilim Uzmanı Nüzhet Dalfes, su sıkıntısından dolayı başka yerlerden su getirmenin, komşu bir ekosistemden su çalmak olduğunu belirterek, “Oradan su getirirken nasıl bir tahribata neden olduğunuzu bilmiyorsunuz” dedi.
Su kaynaklarının bilinçli kullanılmasına yönelik proje kapsamında, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu yedi Akdeniz ülkesi tarafından “Akdeniz’de Su Eğitim Paketi” başlıklı bir kitap hazırlandı. Fransa, Yunanistan, İtalya, Hırvatistan ve Mısır’da dağıtımı yapılan kitabın Türkiye’de de yayınlanması için Finansbank destek verdi.
-“BAŞKA BİR YERDEN SU GETİRİLMESİ TAHRİBATA NEDEN OLUR”-
Konuyla ilgili olarak düzenlenen basın toplantısında konuşan İklim Bilim Uzmanı Nüzhet Dalfes, hayatla suyu birbirinden ayırmanın mümkün olamayacağını, bunların doğal bir kimya olduğunu belirterek, su ve ekosistemin bir bütün olduğunu söyledi. Dalfes, Türkiye’nin, su ile ilgili konularda beceriksiz olduğunu ifade ederek, “Melen Çayı’ndan su getirmenin ne demek olduğunu soruyorum. Komşu bir ekosistemden su çalıyoruz. Oradan su getirirken nasıl bir tahribata neden olduğumuzu bilmiyoruz” diye konuştu. Konya için de Göksu’dan su çalındığını dile getiren Dalfes, bunun, insanların doğa konusundaki bilgisizliğinden kaynaklandığını vurguladı. Dalfes, bir ekosistemin yapısını değiştirmenin sonucunda, o ekosistemin verdiği hizmetlerden bir kısmının yok olmasına sebep olunduğuna dikkat çekerek, yenilenme gibi bir özelliğe sahip olan suyun, çalınan yerlerde kendini yenileyemeyebileceğini kaydetti. İklimin yıldan yıla olan değişkenlikleriyle baş etmeye çalışıldığını dile getiren Dalfes, suyun yenilenmesinin de bu iklim değişkenliklerine bağlı olduğunu ve risk altında olan bir duruma bir de insanların müdahale ederek yeni ve ciddi sorunlara yol açtığını belirtti. Dalfes, GAP konusunda da hiçbir şekilde iklim ve iklim değişikliklerinin ele alınmadığına dikkat çekerek, “Bilmediğimiz şeyleri düzeltmeye çalışan insanlar haline geldik” dedi.
Toplantıda konuşan Finansbank Yönetim Kurulu Başkna Yardımcısı ve Grup Ceo’su Ömer Aras, kurumsal sosyal sorumluluk anlamında üç boyutlu projeler ortaya koyduklarını ifade ederek, bu projelerden ilkinin çalışanların sorunları üzerine, ikincisinin kredi verilen kurumların doğaya duyarlı olmasına dair başlatılan uygulamayla ilgili, üçüncüsünün ise sosyal sorumluluk projelerine destek vermek üzerine olduğunu kaydetti.
Doğal Hayatı Koruma Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Gülru Hotinli de, projenin, Akdeniz havzasından etkilenen 35 ülkenin çevrecilerinin bir araya gelmesiyle hazırlandığını belirterek, amacın ise, suyun önemini fark ettirmek olduğunu söyledi. Hotinli, Ortadoğu’daki 17 ülkenin 9’unda hiç su olmadığını kaydederek, projenin 2000 yılında Atina’da Akdeniz Çevre Ofisi’nin çağrısıyla başladığını bildirdi. 2004 yılında kitabın son halinin tamamlandığını ve diğer ülkelerde yayınlanmaya başladığını dile getiren Hotinli, “Biz sponsor bulamadığımız için ancak 2007’de yayınlayabildik” dedi.
Yeşil Adımlar Çevre Eğitim Derneği Başkanı Leyla Çelikel ise, 5 yıllık bir çalışma sonucunda hazırlanan kitabın, suyun yönetimi, adil dağıtılması ve gelecek nesiller için sağlıklı gelişimini sunacağını kaydetti. Çelikel, kitabın ilköğretim okullarında 4. ve 8. sınıflar için ayarlandığını, ama birçok seviyeye de uyarlanabileceğini belirterek, “Kitabın bir amacı da, sürdürülebilirliği sağlamak ve öğrenme bilincini geliştirmektir” dedi.
-“BAŞKA BİR YERDEN SU GETİRİLMESİ TAHRİBATA NEDEN OLUR”-
Konuyla ilgili olarak düzenlenen basın toplantısında konuşan İklim Bilim Uzmanı Nüzhet Dalfes, hayatla suyu birbirinden ayırmanın mümkün olamayacağını, bunların doğal bir kimya olduğunu belirterek, su ve ekosistemin bir bütün olduğunu söyledi. Dalfes, Türkiye’nin, su ile ilgili konularda beceriksiz olduğunu ifade ederek, “Melen Çayı’ndan su getirmenin ne demek olduğunu soruyorum. Komşu bir ekosistemden su çalıyoruz. Oradan su getirirken nasıl bir tahribata neden olduğumuzu bilmiyoruz” diye konuştu. Konya için de Göksu’dan su çalındığını dile getiren Dalfes, bunun, insanların doğa konusundaki bilgisizliğinden kaynaklandığını vurguladı. Dalfes, bir ekosistemin yapısını değiştirmenin sonucunda, o ekosistemin verdiği hizmetlerden bir kısmının yok olmasına sebep olunduğuna dikkat çekerek, yenilenme gibi bir özelliğe sahip olan suyun, çalınan yerlerde kendini yenileyemeyebileceğini kaydetti. İklimin yıldan yıla olan değişkenlikleriyle baş etmeye çalışıldığını dile getiren Dalfes, suyun yenilenmesinin de bu iklim değişkenliklerine bağlı olduğunu ve risk altında olan bir duruma bir de insanların müdahale ederek yeni ve ciddi sorunlara yol açtığını belirtti. Dalfes, GAP konusunda da hiçbir şekilde iklim ve iklim değişikliklerinin ele alınmadığına dikkat çekerek, “Bilmediğimiz şeyleri düzeltmeye çalışan insanlar haline geldik” dedi.
Toplantıda konuşan Finansbank Yönetim Kurulu Başkna Yardımcısı ve Grup Ceo’su Ömer Aras, kurumsal sosyal sorumluluk anlamında üç boyutlu projeler ortaya koyduklarını ifade ederek, bu projelerden ilkinin çalışanların sorunları üzerine, ikincisinin kredi verilen kurumların doğaya duyarlı olmasına dair başlatılan uygulamayla ilgili, üçüncüsünün ise sosyal sorumluluk projelerine destek vermek üzerine olduğunu kaydetti.
Doğal Hayatı Koruma Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Gülru Hotinli de, projenin, Akdeniz havzasından etkilenen 35 ülkenin çevrecilerinin bir araya gelmesiyle hazırlandığını belirterek, amacın ise, suyun önemini fark ettirmek olduğunu söyledi. Hotinli, Ortadoğu’daki 17 ülkenin 9’unda hiç su olmadığını kaydederek, projenin 2000 yılında Atina’da Akdeniz Çevre Ofisi’nin çağrısıyla başladığını bildirdi. 2004 yılında kitabın son halinin tamamlandığını ve diğer ülkelerde yayınlanmaya başladığını dile getiren Hotinli, “Biz sponsor bulamadığımız için ancak 2007’de yayınlayabildik” dedi.
Yeşil Adımlar Çevre Eğitim Derneği Başkanı Leyla Çelikel ise, 5 yıllık bir çalışma sonucunda hazırlanan kitabın, suyun yönetimi, adil dağıtılması ve gelecek nesiller için sağlıklı gelişimini sunacağını kaydetti. Çelikel, kitabın ilköğretim okullarında 4. ve 8. sınıflar için ayarlandığını, ama birçok seviyeye de uyarlanabileceğini belirterek, “Kitabın bir amacı da, sürdürülebilirliği sağlamak ve öğrenme bilincini geliştirmektir” dedi.