Ä°çsel internetiniz – Your InnerNet (1)

Güncelleme Tarihi:

İçsel internetiniz – Your InnerNet (1)
Oluşturulma Tarihi: Kasım 17, 2003 11:14

1960 yılında daha biz henüz parkalı komünizmi, üniversite işgallerini, yokluğu, açlığı, sefilliği, karaborsayı, benzin, gazyağı ve tüp kuyruklarını, muhtırayı ve darbeyi tartışırken Amerika’da Len Klainrock diye bir araştırmacı ‘Man Computer Symbiosis’ adı ile sonu internete varacak dünyanın ilk ‘packet switching’ kitabını çıkartmıştı. (Packet Switching, mesajların gönderilmeden önce paketlere bölünmesini ve her mesajın ayrı bir paket olarak yollanmasını ve hedefe ulaştıktan sonra yeniden bir araya getirilerek orjinal mesajı oluşturmasını ifade eder. Symbiosis ise, birbirinden farklı canlıların ortak yaşayışı demektir.)

Haberin Devamı

Düşünebiliyor musunuz? Yıl 1960. Bizim takvimlerde 27 Mayıs 1960 askeri darbesi ve 17 Eylül 1961 İmralı Adası’nda bir başbakanın idam edilişi gösteriliyorken, elin oğlu ‘insan ve bilgisayarın ortak yaşayışı’ adıyla kitaplar basıp, değil canlıların canlılarla iletişimi, canlıların cansızlarla iletişiminde yeni yeni teoriler geliştirip, hayatı kolaylaştıran buluşlara imza atıyordu.

 

Adına insan denilen, aynı etnik kökene ve hatta daha ileriye gideyim aynı vatana, bayrağa ve dine sahip canlılar olarak burada biz birbirimizi boğazlarken, cansız, ruhsuz, kalpsiz, gönlülsüz, kafasız, geri zekalı aptal makineler, insanla tam da onun isteği ve ihtiyacı doğrultusunda iletişime geçmesi için programlanıyordu. Bizlerse, her ne hikmetse bir türlü karşılıklı iletişime geçmeye programlayamadık kendimizi. Ne de başkalarını programlayabildik.  

Haberin Devamı

 

Bundan tam 38 yıl önce 1960 yılının tatlı bir sonbahar ekimi sabahı Lincoln Labs’ta dünyada ilk kez 2 bilgisayar karşılıklı olarak konuştular. Biz ise o sıralar karşımızdakileri susturma savaşındaydık. Ne pahasına olursa olsun sadece ve sadece konuşma ve ne pahasına olursa olsun karşımızdakileri susturma savaşındaydık. Hatta ebediyyen susturma savaşındaydık demem daha doğru olur. Elalem cansız maddelere hayat verme savaşı verirken, biz resmen adam öldürüyorduk yahu.

 

1 yıl sonra 1966 yılında Bob Taylor 3 bilgisayarın karşılıklı konuÅŸabileceÄŸini iddia etti. Biz ise daha iki kiÅŸiyle bile karşılıklı konuÅŸma yeteneÄŸine sahip deÄŸilizdir, o zamanlar. KonuÅŸanı sustur, iÅŸ yapanı durdur dönemidir, yaÅŸadığımız. Daha henüz iki kiÅŸi karşılıklı bir araya gelme özürlü bir millet, nasıl üç kiÅŸinin karşılıklı konuÅŸması ve iletiÅŸime geçmesini saÄŸlayabilir ki? Bizim karşı karşıya gelmemiz, birimizden birimizin yok olması ve hatta ölmesi anlamına geliyordu. Ve bunun içindir ki, gözüm görmesin seni,Âgözüme gözükme sakın laflarının revaçta olduÄŸu dönemlerdi.

Haberin Devamı

 

1969’da internetin müjdecisi olan ARPAnet (United States Defense Advanced Research Project Agency) kuruldu. İlk mesajı California Universitesinde UCLA kampüsü ile Stanford Research Institute arasında gerçekleştirildi. İlk mesaj Log-in... Crash’dı. Bildiğim kadarıyla login bir bilgisayar veya network siteminin sizi tanıması ve farkınıza varmasıyla işleme başlamanızı sağlaması anlamına geliyor. Mesajın son kısmındaki ‘crash’ ise çarpışmayı, patırtıyı, gürültüyü, çökmeyi ve parçalanmayı ifade ediyor. O tarihlerde biz daha çok mesajın ikinci kısmı ile ilgileniyorduk. Küüüütttt! Crash... Kim olursa olsun karşımızdaki, göçertme yarışındaydık. Çarpışmalar, patırtılar, gürültüler gırla gidiyordu.

Haberin Devamı

 

ARPA 1969’da üçüncü baÄŸlantısını Kasım ayında University of California, Santa Barbara’da veÂdördüncü baÄŸlantısını Aralık ayında University of Utah’da yapmayı baÅŸardı. Dikkat ediyor musunuz deÄŸerli okurlarım. Bizdeki rektörlerin gündemi ile eldeki rektörlerin gündem farklılığını. Bizde yıl 2003 ve hala üniversitelerimizi teslim ettiÄŸimiz rektörlerimizden şöyle yüreÄŸimizi serinleten bir buluÅŸ, bir icat bir müjde alamıyoruz. Amerikalılar 1969’da 4’lü interneti baÅŸarıyorlar ama biz 2003 yılında dörtlü konuÅŸmayı baÅŸaramıyoruz.

 

Merhum Özal’ın en büyük heyecanı dört eğilimi bir araya getirmekti. Sağlığında ve ANAP’ın yükselme döneminde bunu biraz başardı da. Ama şimdi halimiz içler acısı. Üniversitelerimizi savaş alanına çevirmişiz. Basına sadece laik anti-laik kavgası yansıyor. Ama içeriye girdiğinizde daha vahim kavgalara şahit oluyorsunuz. Peki bu mu olmalıydı bizim kaderimiz? Hem bir arada duramayan dört eğilim, adına ilim yuvası denilen yerlerde bir arada duramıyor da, her ne hikmetse iş yerlerinde 104 eğilimi bile bir arada görebiliyoruz. İş yerlerinde oluyorsa, sanatta, sporda, müzikte oluyorsa, siyasette ve üniversitede niçin olmuyor bu iş acaba?

Haberin Devamı

 

1971’de TIP (terminal interface processor) ve NCP (Network Control Protokol) Ağ Kontrol protokolü ismi verilen bir protokol ile çalışmaya başlandı. Ve ARPANET içinde ilk e-mail gönderimi başarıyla gerçekleştirildi. 1972’de ilk basit e-mail programı SNDMSG (Send Message – mesajını yolla) ve READMAIL, (mesaj oku), 1978’de TCP ve IP protokolü, 1983’de edu-gov-com-org-net ve int olmak üzere 6 domain adı sistemi gerçekleştirildi.

 

Ve 1981 yılında IBM PC geliÅŸtirildi. 2 yıl sonraÂNCP'denÂdaha fazla yeni olanaklar getiren yeni bir protokol, 1 Ocak 1983 tarihinde Ä°letiÅŸim Kontrol Protokolu (Transmission Control Protokol/ internet protokol - TCP/IP) adıyla ARPANET içinde kullanılmaya baÅŸladı. TCP/IP bugün varolan internet ağının ana halkası olarak yerini aldı.

Haberin Devamı

 

Bu protokol ile network’e bağlı olmayan bilgisayarlar arasında da bilgi alışverişi ve iletişim mümkün olmaktaydı. Aman dikkat can dostlarım. Dünyayı değiştiren en büyük buluştur bu. Aynı networke bağlı olmayan bilgisayarlar arasında bilgi alışverişi mümkün olmasaydı, interneti filan unuttuğumuzun resmiydi.

 

Bu teknolojik olguyu, insan ilişkilerine uyarladığınız zaman ortaya müthiş bir sır çıkar. Aynı network’e bağlı olan insanların da uyumla, ahenkle, sevgiyle, kardeşlikle birbiri ile iletişime geçmesi. Aynı network. Yani aynı aile, kan bağı, dil bağı, din bağı, cinsiyet bağı, milliyet bağı, hemşehrilik, kurumdağlık, takımdaşlık v.s. daha bir sürü ortak paydanın olmadığı bir ortamda, sizinle aynı ortak özelliklere sahip olan kişi ve kurumlarla da insanca iletişebiliyorsunuz. Dünyamızın kurtuluşu anlamına gelen bu yeteneğe kavuştuğumuz an, daha huzurlu bir yaşantımız olacak inanın.

 

Haftaya your inner net 2’de görüşünceye dek, iletişime geçmek için aynı network’ün içinde hapis kalmayın. Dışa açılın. Yeni dostluklar, yeni görüşler, yeni kitaplar, yeni bilgiler kazanın. Sanal bile olsa, sevgi yayın dünyaya. Aranızdaki dostluğu arttırın. Ve aranızda bana da bir kişilik yer ayırın, olmaz mı?

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!