Hizmetkârız sınırı ölümdür

“Uzun soluklu davanın hizmetkârlarıyız. Sınırı ölümdür” diyen Erdoğan Genişletilmiş İl Başkanları toplantısında şunları söyledi:

CUMHURBAŞKANLIĞI İÇİN KARARA VARMIŞ DEĞİLİZ

- Cumhurbaşkanı halkın oylarıyla seçilecek. Türkiye’de cumhurbaşkanlığı seçimlerinin hemen hepsi sancılı olmuştur. Türkiye’de belirsizlik oluşturan bu seçimleri Meclis’teki vekillerden alarak asillere devrettik. Ağustos ayındaki seçimlerin nezih bir ortamda gerçekleşmesi için üzerimize düşeni hakkıyla yerine getireceğiz. Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda partimizle karara varmış değiliz. İstişareleri başlattık. İlgili her kesimin görüşlerini alacağız. Önümüzdeki günlerde 1100 delegemizle de istişare edeceğiz. Toplumun her kesimiyle konuşacağız. Cumhurbaşkanımız ile de bu konuyu ayrıntılı konuşacağız. İstişareler neticesinde Türkiye için en doğru adımı atacağız.
gece gündüz gideceğiz

- Bizler uzun soluklu davanın hizmetkârlarıyız. Gündüz gece gideceğiz. Bunun sınırı yok. Sınırı ölümdür. O ana kadar yürüyeceğiz. Bu dava isimlerle değil hedef ve ilkeleriyle var olan bir davadır.

HİLE NAMERTLİK DEĞİLDİR

- Muhalefet karşımızda ittifak kurdu. İşi şansa bırakmak istemediler. Gözleri dönmüş bir şekilde saldırı başlattılar. AK Parti’yi yüzde 30’un altına nasıl düşürürüz diye. Her yönden taarruz ettiler. Sınır, ilke tanımadılar. İnsani-ahlaki değerleri, onur ve haysiyeti, şerefi kaale almadılar. Anadolu’da bir söz vardır: Allah düşmanın bile şereflisini versin. Öyle düşmanlarla mücadele ettik ki maalesef şeref yoksunuydu. Savaşta bile yapılamayacak şeyler vardır. İnsanların ırzlarına, namuslarına, iffetlerine dokunulmaz, mahremlerine girilmez. Savunmasız insanlara saldırı yapılmaz. Mert olan rakibiyle eşit şartlar altında yarışır. Namert olan ise rakibiyle yüzleşecek, er meydanında rakibinin karşısına çıkacak cesarete sahip değildir. Bizde bir şey vardır: Asla arkadan vurulmaz. Harp hiledir ama hile namertlik değildir. Strateji, çeviklik, akıl ve zekâdır.

UNUTULACAK GİBİ DEĞİL

- Muhalefet milletin huzuruna çıkıp yaptıklarını ve yapacaklarını anlatamadı. Gerilimden medet umdular. Şahsıma, aileme, bakanlarıma, vekillere, sanatçılara herkese karşı onursuzca mücadele verdiler. 30 Mart akşamında bizden balkon konuşması beklendi. Bir balkon konuşması yapalım bütün o ahlak dışı saldırıları unutalım, üzerine çizgi çekelim istediler. 30 Mart öncesinde girdiğimiz 7 seçimde hakaretleri seçim atmosferine bağladık, balkon konuşmasında bunların üzerini çizdik. Biz ‘hesaplaşma değil helalleşme yapalım’ dedik, olmadı. 30 Mart öncesinde olanlar unutulacak gibi değil. Devlete, millete, istikbalimize saldırı düzenlendi. Bununla helalleşelim demek haddimiz ve hakkımız değil. Bunların hesabı sorulacak. Milletimiz de zaten bunun hesabını sorun dedi.

KILIÇDAROĞLU’NA DİNLETTİLER

- Kılıçdaroğlu’nun, o malum örgütün medyasına çıkıp Dışişleri’ndeki gizli görüşmeyi daha yayınlanmadan nasıl ima ettiğini de hiç kimse unutmaz. Belli ki en mahrem konuşma kaydedildikten sonra götürüldü ve CHP liderine dinlettirildi. Bunu da inkâr eder. Bu büyük ihanet girişimine belli ki CHP yönetimini de ortak ettiler. CHP yönetiminden haftalardır bu konuda açıklama istedik ama açıklama yok. Hukuksuz dinlemeler, montajlar ve bunların yayınlanması konusunda nasıl bir paylaşmaya girdiklerini açıklasınlar. Açıklamazlarsa bu ihanet girişimi CHP’nin tarihine kara bir sicil olarak yazılacaktır.

ÖRGÜTE DE SORDU

Başbakan Erdoğan Genişletilmiş İl Başkanları toplantısına katılan 81 ilin il başkanları ve belediye başkanlarına, milletvekillerine yaptığı anketin aynısını dağıtarak “Cumhurbaşkanı olarak kimi görmek istiyorsunuz?”, “Üç dönem konusunda ne düşünüyorsunuz?” sorusunu yöneltti. Toplantının basına kapalı olan bölümünde konuşan Erdoğan Cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilgili olarak ayrıca bin 100 delegeyle aynı anketin gruplar halinde yapılacağını belirterek, “Bunun sonucunda partim ve örgütüm ne istiyorsa o olacak” dedi. 30 Mart seçimlerini de değerlendiren Erdoğan, başarısız olan il ve ilçe örgütlerinde değişikliğe gidileceğinin sinyalini de verdi.

‘Başbakan Malezya’ya kaçacak’ diyorlardı

MHP yakın geçmişte kasetlerin mağduru olmasına rağmen 30 Mart seçimlerinde kaset siyasetine o da sarıldı. MHP Genel Başkanı gündemi farklı yere çekerek 30 Mart öncesini, unutturmaya çalışıyor. ‘Başbakan kaçacak, Malezya’ya, Sudan’a gidecek’ diyorlardı. Ee ne oldu? O koltukları terk etmesi gerekenler CHP ve MHP’nin genel başkanlarıdır. Ama yapamazlar. MHP’nin Genel Başkanı 16-17 yıldır sürekli yeniliyor. Vatandaş ‘Defol git’ dedi. Muhalefetin artık değişmesi seçmeni için de Türkiye için de kaçınılmaz olmuştur. Yeni Türkiye, yeni bir muhalefet anlayışını doğuracaktır. Seçmenlerine sesleniyorum: Gelin bir daha bu süreçleri check edin, ‘Biz kimlerin peşinden gidiyoruz’ diye. Vizyonu olan bir muhalefet yeni süreçte şekillenecektir.

Yargı mensubu sokağa çıkıp konuşmaz

Adana’daki soruşturmada olanlar ortada. Yargı mensubu sokağa çıkıp konuşmaz, yargı mensubu kararlarıyla konuşur. Bunların önce haddini bilmesi lazım. Yasama, yürütme, yargı, erklerin eşitliği diyeceksin sonra da kendisini, ‘yasamanın üstünde varsa yoksa benim’ diyeceksin. Bir yerlerden talimat alarak karar verenleri kastediyorum ki bunlar paraleldir.