Hizbullah üzerinde çalışıyoruz
Güncelleme Tarihi:
Okan KONURALP / ANKARA
Oluşturulma Tarihi: Şubat 04, 2011 00:00
Gazetecilerle kahvaltıda buluşan Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez gündemi değerlendirdi.
Görmez, Hizbullah ve PKK’nın cami faaliyetleri için, “Biz yeni bir heyet olarak konunun üzerinde çalışıyoruz. Din görevlilerine yönelik tehditkâr konuşmak, o hizmetlere yanlış bir zemin hazırlamak kabul edilemez” dedi.
DİYANET İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Tunus’ta yönetim değişimi, Mısır’da ise Hüsnü Mübarek yanlıları ile karşıtlarının çatışmasına dönüşen olaylara ilişkin “Umarım Irak ve Afganistan’da yaşanan trajediler bu kardeş ülkelerde yaşanmaz. En kısa sürede halkların, özgür iradeleriyle seçtikleri yönetimleri işbaşına getirmeleri mümkün olur” dedi. Basının Ankara temsilcileriyle dün kahvaltıda bir araya gelen Görmez, Hizbullah ve PKK’nın cami merkezli faaliyetlerini, “Biz yeni bir heyet olarak konunun üzerinde çalışıyoruz. Dünyanın hiçbir yerinde, özellikle din görevlilerine yönelik tehditkar konuşmak, o hizmetlere yanlış bir zemin hazırlamak kabul edilemez” dedi. Kürtçe vaaz ve hutbeye kapı aralayan Görmez, “Kürtçe, Boşnakça ya da Çerkezce. Önemli olan ilahi vahyin her dil ve lehçeye çevrilmesidir. Bu duruma etnik temelli yaklaşmamak gerekir” diye konuştu. Başkan Görmez, şunları söyledi:
Tunus ve Mısır
- Söz konusu ülkelerle Türkiye’nin kurduğu ilişkiler bağlamında model ile örnek olmayı ayırmak gerekiyor. Model başkaları tarafından gösterilir. Biz model olmaktan çok iyiliklerimizle örnek olmayı düşünürüz. Buralarda yaşanan hadiselerin siyasi, sosyal, ekonomik sosyal boyutları, din boyutunun çok önündedir.
Her dil her lehçe
- Mesele, Kuran’ın ilahi vahyin Kürtçe’ye, Zazaca’ya, Boşnakça’ya çevrilmesi değil. Bizim açımızdan bakıldığında, ilahi vahyin mesajlarını her dile ve her lehçeye çevrilmesi, herkesin en rahat anlayabileceği anadilinde o rahmet mesajlarıyla iletişime geçmesi esastır. Sadece ilahi vahyin gerçekliği ve onun rahmet mesajlarının her dile, lehçeye çevrilmesini esas alırız.
Endişeli modern
- Ben tüm Türkiye’ye ‘Endişeye mahal yok’ demek isterim. Bu topraklarda bu ülkede ne endişeli modernler olsun ne endişeli dindarlar. Kimse kimseden endişe etmesin. Bizim bütün çabamız bu yönde olacaktır.
İş dünyası
- Toplumu bütün kesimleriyle, kanaat önderleriyle, kamuoyu oluşturan toplulukları düşündüğümüzde iş dünyası da bu alana giriyor. Biz din adamları olarak varsa onların görüş ve eleştirilerini almak istiyoruz. Bazı alanlarda işbirliğine ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz.
Din dersi ihtiyaç
- Din kültürü ve ahlak bilgisi dersinin, hepimizin ortak ihtiyacı olduğunu düşünüyoruz. Bunun için de devam etmesi gerekiyor. Zorunlu din eğitimiyle de karıştırmamak gerekiyor. Batı dünyasında da bunun çok örneği var.
Türban sorunu
- Artık semboller üzerinden tartışmalar ve gerginlikler üretmek gerçekten çağdaş Türkiye’ye ve dünyaya yakışmıyor. İnanç özgürlüğü bağlamında dinin sahih öğretileri çerçevesinde konuyu ele almalıyız.
Diyanet’in zirvesi
DİYANET İşleri Başkanı Mehmet Görmez, dün medya kuruluşlarının Ankara temsilcileriyle kahvaltılı sohbet toplantısı düzenledi. Görmez’in yanında başkan yardımcıları Ekrem Keleş, Mehmet Emin Özafşar, Hasan Kamil Yılmaz yer aldılar.
DİYANET İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Tunus’ta yönetim değişimi, Mısır’da ise Hüsnü Mübarek yanlıları ile karşıtlarının çatışmasına dönüşen olaylara ilişkin “Umarım Irak ve Afganistan’da yaşanan trajediler bu kardeş ülkelerde yaşanmaz. En kısa sürede halkların, özgür iradeleriyle seçtikleri yönetimleri işbaşına getirmeleri mümkün olur” dedi. Basının Ankara temsilcileriyle dün kahvaltıda bir araya gelen Görmez, Hizbullah ve PKK’nın cami merkezli faaliyetlerini, “Biz yeni bir heyet olarak konunun üzerinde çalışıyoruz. Dünyanın hiçbir yerinde, özellikle din görevlilerine yönelik tehditkar konuşmak, o hizmetlere yanlış bir zemin hazırlamak kabul edilemez” dedi. Kürtçe vaaz ve hutbeye kapı aralayan Görmez, “Kürtçe, Boşnakça ya da Çerkezce. Önemli olan ilahi vahyin her dil ve lehçeye çevrilmesidir. Bu duruma etnik temelli yaklaşmamak gerekir” diye konuştu. Başkan Görmez, şunları söyledi:
Tunus ve Mısır
- Söz konusu ülkelerle Türkiye’nin kurduğu ilişkiler bağlamında model ile örnek olmayı ayırmak gerekiyor. Model başkaları tarafından gösterilir. Biz model olmaktan çok iyiliklerimizle örnek olmayı düşünürüz. Buralarda yaşanan hadiselerin siyasi, sosyal, ekonomik sosyal boyutları, din boyutunun çok önündedir.
Her dil her lehçe
- Mesele, Kuran’ın ilahi vahyin Kürtçe’ye, Zazaca’ya, Boşnakça’ya çevrilmesi değil. Bizim açımızdan bakıldığında, ilahi vahyin mesajlarını her dile ve her lehçeye çevrilmesi, herkesin en rahat anlayabileceği anadilinde o rahmet mesajlarıyla iletişime geçmesi esastır. Sadece ilahi vahyin gerçekliği ve onun rahmet mesajlarının her dile, lehçeye çevrilmesini esas alırız.
Endişeli modern
- Ben tüm Türkiye’ye ‘Endişeye mahal yok’ demek isterim. Bu topraklarda bu ülkede ne endişeli modernler olsun ne endişeli dindarlar. Kimse kimseden endişe etmesin. Bizim bütün çabamız bu yönde olacaktır.
İş dünyası
- Toplumu bütün kesimleriyle, kanaat önderleriyle, kamuoyu oluşturan toplulukları düşündüğümüzde iş dünyası da bu alana giriyor. Biz din adamları olarak varsa onların görüş ve eleştirilerini almak istiyoruz. Bazı alanlarda işbirliğine ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz.
Din dersi ihtiyaç
- Din kültürü ve ahlak bilgisi dersinin, hepimizin ortak ihtiyacı olduğunu düşünüyoruz. Bunun için de devam etmesi gerekiyor. Zorunlu din eğitimiyle de karıştırmamak gerekiyor. Batı dünyasında da bunun çok örneği var.
Türban sorunu
- Artık semboller üzerinden tartışmalar ve gerginlikler üretmek gerçekten çağdaş Türkiye’ye ve dünyaya yakışmıyor. İnanç özgürlüğü bağlamında dinin sahih öğretileri çerçevesinde konuyu ele almalıyız.
Diyanet’in zirvesi
DİYANET İşleri Başkanı Mehmet Görmez, dün medya kuruluşlarının Ankara temsilcileriyle kahvaltılı sohbet toplantısı düzenledi. Görmez’in yanında başkan yardımcıları Ekrem Keleş, Mehmet Emin Özafşar, Hasan Kamil Yılmaz yer aldılar.