Hayatı yarım kaldı

Güncelleme Tarihi:

Hayatı yarım kaldı
Oluşturulma Tarihi: Eylül 10, 2000 00:00

Haberin Devamı

Lise ve üniversiteyi Başbakanlık ve TEV bursu ile okumuştu. Bitirme tezini hazırladıktan bir hafta sonra, bir TIR dorsesi ezdi Fatma'yı. O, modern dansta Türkiye şampiyonu, sözlüsü Melih'in biricik aşkıydı.

EŞİ Ebubekir'i 15 yıl önce kaybettiğinde üç kız çocukla baş başa kalıverdi Ayşe Keşci. Ele güne muhtaç olmadan kızlarını okutabilmek tek emeli oldu.

Büyük kızı Esra, Marmara Üniversitesi Kimya Bölümü'nü bitirdi. Ortanca kızı Esrin de Ege Üniversitesi Elektronik Haberleşme Teknikerliği'ni. En küçükleri Fatma ise Başbakanlık ve Türk Eğitim Vakfı (TEV) burslarıyla okuduğu Marmara Üniversitesi Turizm Otelcilik Yüksekokulu'ndan mezun olmaya hazırlanıyordu.

Eğer yasak olduğu halde girdiği kaldırımsız dar sokakta, manevra yapmaya kalkan TIR şoförü onu fark etseydi, şu an diplomasını alacaktı Fatma.

TIR şoförü, Fatma'yı fark etmedi.

21 yaşındaki Fatma Keşci, 4 Temmuz 2000 Salı gecesi saaat 22.45'te TIR dorsesinin altında kalarak, emektar annesine, iki ablasına ve sözlüsü Melih'e veda etti.

Annem için damat istiyorum

Komşusu Melih'e áşık olup sözlenmişti. Aile içinde, tıpkı Fatma'nın istediği gibi sade bir tören düzenlenmişti. Melih, Sakarya Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü'nde okuyordu.

‘‘Kızım, hep uzun boylu biriyle evlenmek isterdi’’ diye anlatıyor Ayşe Hanım. ‘‘Kendim için değil, annem için böyle bir damat istiyorum, diye takılırdı bana. Allah gönlüne göre verdi. Melih'le sözlendi. Çok mutlulardı.’’

Ablaları bekár olduğu ve kendisi de oynamayı çok sevdiği için, onlara kızardı Fatma.

‘‘Sizin yüzünüzden düğün görmedim, gönlümce oynayamadım. Kendi düğünümde gelinlik yerine beyaz bir elbise giyeceğim, sırf rahat rahat oynayabilmek için’’ derdi.

Modern Dans Yarışması'nda Türkiye birinciliğini kazandı ama kendi düğününde bile oynayamadı.

Sıkıldım, artık değişmeliyim

Babasız büyümüşlerdi. Babaannelerini, teyzelerini kaybetmişlerdi arka arkaya. 'Ölüm', evlerinde sıklıkla geçen bir kelimeydi.

Ablası Esrin, deprem sonrası hassaslaşan kız kardeşinin 'Hiçbirinizin ölüm acısını yaşamaya dayanamam. İlk ben öleyim' dediğini hatırlıyor.

‘‘Ben de korkardım ölümden. Ama Fatma'ya bir şey olacağı hiç aklıma gelmedi. O, o kadar canlı, o kadar hayat doluydu ki!’’ diye mırıldanıyor Esrin.

Kardeşinin son gününü dinlemiş, o gün yanında olan arkadaşından. Bir ipucu bulmaya çalışmış ölüme dair. Bulamamış.

‘‘Öldüğü gün en yakın arkadaşı Songül'leydi. Bir sürü gümüş takı almış kendine. Küpeler, kolyeler. Oldum olası severdi zaten takıp takıştırmayı. 'Kendimi değiştirmek istiyorum. Sıkıldım artık' demiş o gün. Hepsi bu!’’

Planları çoktu nasılsa. Orta birinci sınıftan beri otomobil almak için para biriktiriyordu. Eğitimine devam etmesi için yeni bir şans olan 'Dikey geçiş sınav tarihi 3 Eylül'ü bekliyordu. 12 Eylül'deki 22'nci doğum gününü hayal ediyordu. Ama o hepsini bir tarafa bıraktı.

Doğup büyüdüğü, sevdiği gençle tanıştığı mahallesinin bir köşesinde veda etti hayata.

Rengárenk bir yaşam

DANS ediyor, üniversite etkinliklerinde koreograflık yapıyordu Fatma. Şiir okurdu, Ömer Hayyam ve Nazım Hikmet'ten. Sevdiklerine onların birer şiirini kendi el yazısı ve süslemeleriyle göndermek, en sevdiği zevklerindendi. Ölmeden bir hafta önce bitirme tezini yazmıştı. 'Deprem olacaksa şimdi olsun da, şu tezden kurtulayım' der, sonra da gülerdi kendine.

Şoföre 5 yıl isteniyor

NEDİM Topkaya'nın (47) kullandığı 55 NA 260 plakalı TIR, bir bilgisayar şirketine parça götürüyordu 4 Temmuz gecesi. Atakan Sokak'a dönmek için manevra yaparken TIR'ın dorsesi, Fatma Keşci'nin başına çarptı. Olan bitenin farkında olmayan Topkaya'nın kullandığı TIR'ın dorsesi, çekiciden bir metre kadar dışarı çıkarak, duvara savrulan Fatma Keşci'yi ezdi. Yasak olmasına rağmen ara sokağa giren ve ölüme neden olan Topkaya'nın 5 yıla kadar hapsi isteniyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!