Hatıra cimriliğine hakkımız var mı?

Güncelleme Tarihi:

Hatıra cimriliğine hakkımız var mı
Oluşturulma Tarihi: Şubat 10, 2002 00:00

DOKUZUNCU Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in deyimiyle, ‘‘Türk siyasetinin duayeni Osman Bölükbaşı’’ da, Türk siyasetini, siyasetçisini aydınlatacak anılarından bizi yoksun bırakarak ebediyete göçtü.Sevgili Hasan Pulur, ‘‘Bölükbaşı bir vilayete bedeldi...’’ (9 Şubat 2002, Milliyet) başlıklı yazısında onun belgelerle, tanıklıklarla ördüğü biyografisini kalemle çizmiş.Anılardan yola çıkan bir biyografi denemesi bence. Sözgelimi, belgeler, bilgiler elinde olsaydı, ince ironisiyle Hasan Pulur, onun hayatını yazabilirdi.Bölükbaşı gibi, siyaset fırtınası içinde yaşamış, hitabet sanatındaki ustalığıyla bu türe örnek gösterilmiş birinin anılarını okumayı o kadar isterdim ki...Eğer yazsaydı, siyaset sahnesindeki başrol oyuncularının birer Shakespeare soytarısına dönüşmesinden haince bir haz duyardım...Ben onu bir kez TBMM'deki tartışmalı bir oturumda seyrettim/dinledim.Belgelerle, dosyalarla dolu büyük bavulunu iki görevli kürsüye taşımıştı.Kim laf atarsa, sana da sıra gelecek, diyerek, o kocaman bavuldan bir dosya çıkarıp onun hakkında konuşmaya başlamıştı.Sözünün cazibesi yazısına yansır mıydı?O gün kızdıklarını, can düşmanlarını, Hasan Pulur'un dikkatimizi çektiği üzere, bir vilayeti (Kırşehir) ilçe yapanları, zaman içinde bağışlamış mıydı? Onları tarihe mi havale etti acaba?* * *EMİN ÇÖLAŞAN, sık sık onu ziyaret ederdi. Bir gün konuşmalarını teybe almayı önermiş, not tutmaya müsaade istemiş, ikisini de reddetmiş.Süleyman Demirel de onunla sık sık Çankaya'da yemek yermiş.Süleyman Demirel ile Emin Çölaşan bir araya gelseler de, bir Osman Bölükbaşı kitabı yazsalar. Bu öneri beni heyecanlandırıyor.Her şey, bir küskünlüğün, bir terk edişin/terk edilişin sisleri içinde kalsın istemiş... Bence bir ermişin dünyadan iz bırakmadan, sadece birkaç müridin hafızasında yaşamak arzusu gibi, doğu mistisizmine yakışır bir seçim...Bölükbaşı, Çölaşan'a ‘‘Kalbim’’ şiirini okumuş, yaşlı bir adamın aşkını anlatıyormuş. Onu bile yazıp vermemiş, oğlumda bile kopyası yok bunun demiş.Genç kuşakların, dürüst bir siyasetçiyi anılarından tanımasını kim istemez. Hem o dönemi, hem karizmatik bir kişiyi...İnancın ekseninde dönen herkesin anısı insanlığa bir mesajdır.Çok konuşan ama yazmayan bir toplumun üyelerinin; birikimlerini, deneyimlerini başkasına bırakmakta adeta genetik bir cimrilik taşıdıklarını seziyorum.Siyasetçilerin anı yazması güçtür, bilinciyle doğruyu yazmak istese de bilinçaltı onu yaptıklarını savunmaya çağırır.Sanatçıların, edebiyatçıların anılarında ise ego'nun egemenliğini fark etmemek mümkün değildir.* * *SÖZ uçar, yazı kalır.İsmet İnönü'nün Defterler'i yayınlanmasaydı, tarihin bazı soruları benim zihnimde cevapsız kalacaktı.İnsanların, hele önemli mevkilerde bulunmuş insanların, yaşadıkları dönemin kişileri hakkında müláhazat hanesine düştüğü notlar çok önemlidir.Anılarımızı yazalım.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!