Haşimi'ye "Kırmızı Bülten"in perde arkası

Güncelleme Tarihi:

Haşimiye Kırmızı Bültenin perde arkası
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 08, 2012 15:08

Uluslararası Polis Teşkilatı (Interpol), halen Türkiye'de bulunan Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık el Haşimi hakkında "Kırmızı Bülten" yayımladı. Böylece Irak-Türkiye gerginliğinde yeni bir noktaya gelindi.

Haberin Devamı

Irak’la Türkiye arasında, iki Başbakan’ın karşılıklı söz düelloları ile başlayan gerginlik, yeni bir aşamaya geldi. Gerginliğe ilk kez, uluslararası bir oluşum da dahil oldu.

HAŞİMİ HAKKINDA ŞOK KARAR

Çünkü Irak hükümeti, ulusal polis teşkilatlarının uluslararası alandaki işbirliğini yürüten Interpol’e başvurarak, hakkında suçlamalar olan Irak Cumhurbaşkan Yardımcısı Tarık Haşimi’nin “bulunmasını” istedi. Interpol de Haşimi hakkında bir “Kırmızı Bülten” yayımlayarak, tüm üye ülkelerden bulunmasını istedi.

Interpol bülteni ile Ankara da karıştı. Çünkü Haşimi halen, Türkiye topraklarında, İstanbul’da bulunuyor.

Ancak yetkililere göre, Interpol’ün yayımladığı Kırmızı Bülten, kamuoyuna ilk etapta yansıdığının aksine, bir “yakalama” kararı değil. Interpol üyesi ülkelerden, Haşimi’nin nerede olduğunu bilmeleri halinde, bildirmelerini isteyen bir karar.

Haberin Devamı

Dolayısıyla, Türkiye bu aşamada Haşimi’yi “yakalamak/gözaltına almak” yükümlüğü altında bulunmuyor. Tek yükümlülüğü, Haşimi’nin Türkiye topraklarında olduğunu bildirmek.

HAŞİMİ’YE “DÖNMEN TERCİH EDİLİR” DEDİ
Haşimi konusuna, başından beri başta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamaları nedeniyle taraf olan Türkiye, aslında Irak hükümetinden bu konuda bir adım bekliyordu.

Gerginlik, Irak’ın Şii Başbakanı Nuri El Maliki’nin, Sünni Cumhurbaşkan Yardımcısı Tarık Haşimi’ye karşı suçlamalar yöneltmesi, Haşimi hakkında Irak içinde tutuklama kararı çıkarması ile başladı. Haşimi, Kuzey Irak’a kaçarak tutuklanmaktan kurtuldu. Bu aşamada, başta Başbakan Erdoğan olmak üzere, Türk yetkililer de Maliki’nin “mezhepsel ya da etnik politika izlemesini” eleştiren açıklamalar yaptılar. Maliki’nin bunlara karşılık vermesi ile de, Türkiye ve Irak arasında gerginlik başladı. Hatta karşılıklı protesto notaları verildi.

Ancak Haşimi, çeşitli temaslarda bulunmak için Kuzey Irak’tan ayrılmak istedi. Katar ve Suudi Arabistan’ı ziyaret edecekti. Bunun üzerine Türkiye’ye başvuruldu. Türkiye, kendi toprakları üzerinden yolculuk yapmasının sakıncası olmadığını bildirdi.

Haberin Devamı

Yine de, daha Haşimi gelmeden kendisine, “ memnuniyetle ev sahipliği yapılabileceği, ancak Türkiye’nin tercihinin kendi ülkesinde, yani Irak topraklarında bulunması olduğu” bildirildi.

Ancak Ankara, Haşimi ile temaslarda, Irak’ta “can güvenliğini tehdit edecek bir durum olması halinde, Türkiye’nin kapılarını açmaya hazır olduğunu” da Irak Cumhurbaşkan Yardımcısı'na bildirdi.

IRAK HÜKÜMETİ KATAR’DAN RESMEN İSTEMİŞ
Haşimi, Irak’tan ayrıldıktan sonra Katar ve Suudi Arabistan’da temaslarda bulundu. Irak hükümeti bu aşamalarda, Katar’a bizzat başvurarak, “Haşimi’nin yakalanmasını ve iadesini” istedi.

Haşimi, temaslarından sonra Kuzey Irak’a geçmek üzere Türkiye’ye geldiğinde ise, Irak hükümeti sessizliğini korudu.

Haberin Devamı

Haşimi, sağlık ve diğer nedenlerle, bir süre İstanbul’da kalmaya karar verdi. Türk hükümeti de kalmasına itiraz etmedi. Ancak Haşimi’nin Türkiye’de olduğu dönem boyunca, İstanbul’da olduğunun tüm kamuoyunca bilinmesine rağmen, Irak hükümetinden Türkiye’ye resmi düzeyde herhangi bir başvuruda bulunulmadı.
Ta ki bugüne kadar.

Katar’a ikili düzeyde başvurup, Haşimi’nin iadesini isteyen Irak hükümeti, Türkiye sözkonusu olduğunda ise araya uluslararası bir kuruluşu sokmayı tercih etti; Interpol’e başvurarak, Haşimi aleyhindeki suçlamaları bildirdi, Irak’ta mahkemeye çıkarılacağını ve bulunmasını istedi.

İşte Interpol’ün bugünkü kırmızı bülteni de Irak hükümetinin bu başvurusu üzerine yayınlandı.

Haberin Devamı

Şimdi Türkiye’nin uluslararası yükümlülükleri açısından  yapması gereken, “makul bir süre içinde” Haşimi’nin Türkiye topraklarında olduğunun Interpol’e bildirilmesi. “Yakalama” ve “gözaltı” kararı ise, ancak bu bildirimden sonra, Irak hükümetinin yine Interpol’e ya da doğrudan Türkiye’ye başvurması halinde gündeme gelebilecek.

Ancak Ankara’nın, Irak’ın tüm kesimlerinin temsil edildiği yönetim şeklini bozup, kendi etnik kimliğini öne çıkarmayı amaçladığına inandığı Başbakan Nuri El Maliki’nin bu istediğini yapmaya niyeti yok.

Ankara’nın mevcut tercihi değişmedi; Haşimi’nin nin Irak’ın kuzeyine, Kürtlerin kontrolündeki bölgeye geri dönmesini ve mücadelesini buradan sürdürmesini istiyor Türk yetkililer.

Haberin Devamı

Ancak bu durumun “can güvenliği” açısından mümkün olmaması halinde, Ankara’nın “B planı” içinde, Haşimi’nin Türkiye’de kalması ya da güvenli üçüncü bir ülkeye gitmesi de bulunuyor. Tutuklama/iade seçenekleri üzerinde ise durulmuyor.

IRAK TÜRKİYE’YE NİYE İKİLİ DÜZEYDE BAŞVURMADI
Ankara, Irak’taki Nuri El Maliki hükümetinin, Katar’a yaptığını yapmayıp, Türkiye’ye “ikili düzeyde başvurmamasını” da not etmiş durumda.

Bunun içerdiği siyasi mesaj ve bu mesaja verilecek karşılık üzerinde de Ankara’da çalışmalar sürüyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!