Gureba Çapa'ya veriliyor

Güncelleme Tarihi:

Gureba Çapaya veriliyor
Oluşturulma Tarihi: Nisan 21, 2000 00:00

Haberin Devamı

Türkiye'nin tek vakıf hastanesinin İstanbul Üniversitesi'ne devredilmesiyle ilgili olarak yapılan protokol, yeni bir tartışma başlattı.

TÜRKİYE'nin tek vakıf hastanesi olan Vakıf Gureba'nın İstanbul Üniversitesi'ne devredilmesi için bir protokol yapıldı. İstanbul Üniversitesi Rektörü Kemal Alemdaroğlu, Vakıflar Genel Müdürü Nurettin Yardımcı ve Vakıflardan Sorumlu Devlet Bakanı Yüksel Yalova'nın isimlerinin yeraldığı protokol, Gureba Hastanesi'yle ilgili yeni bir tartışma başlattı. Bakanlar Kurulu'nda imzaya açılması beklenen protokol, vakıf hastanesi Gureba'nın bütün gayrımenkulleri, tıbbı cihazları ve çalışanlarıyla birlikte 10 yıllığına İstanbul Üniversitesi'ne devrini öngörüyor.

Protokol uyarınca, Gureba Hastanesi'nin halen kullanılan yeni binasıyla, metruk haldeki eski binaları, Tıp Fakültesi tarafından onarılacak ve işletilecek. Gureba Hastanesi'nin vakfına ilk üç yıl için 1 milyon 400 bin dolar, dört ve yedinci yıllar için 2 milyon 700 bin dolar, sekiz ve onuncu yıl içinde de 3 milyon 500 bin dolar tahsis (kira) bedeli ödenecek.

Devrin perde arkası

İstanbul Üniversitesi Rektörü Kemal Alemdaroğlu'nun Vakıf Gureba'yı üniversiteye bağlamak için aylardır sessiz bir mücadele verdiği söyleniyor. 80 dönüm arazi, trilyonlarca liralık modern tıbbi gereçlere sahip Gureba Hastanesi’nin İstanbul Üniversitesi'ne devrine Vakıflar Genel Müdürü Dr. Nurettin Yardımcı ve Bakan Yüksel Yalova'nın da sıcak baktığı belirtiliyor. İçişleri Bakanı Saadettin Tantan ve ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'ın ise devre soğuk baktığı ifade ediliyor.

Vakıf Gureba Hastanesi'nin devri on yılda bir gündeme gelen bir konu. Hastane, 1979 yılında İstanbul İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi'ne bağlanmak istendi. Hastane yönetiminin itirazı üzerine konu yargıya intikal etti. Yargı, Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün Teşkilat ve Kararname'ye dayanarak devir işlemini iptal etti. Gureba Hastanesi'nin, vakfiyesindeki nizamnameye uygun olarak vakıf hastanesi olarak hizmetine devam etmesine karar verdi. Sözkonusu madde, ‘‘Görev ve hizmetleri ile bütün vakıfların vakfiyelerinde veya vakfiye yerine geçen Hüccet, Berat, Ferman gibi belgelerden veya vakıf senetlerinde yazılı, hayri, sosyal, kültürel ve ekonomik hizmetleri yerine getirmesi’’ ni esas alıyor.

Yılmaz iktidarında olmadı

İstanbul 10. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin bu kararından sonra yıllar geçti. Bu defa da hastaneyi İstanbul Üniversitesi'ne devretme girişimleri başladı. Mesut Yılmaz'ın başbakanlığı döneminde konu yine göndeme geldi. Ancak Yılmaz, Gureba'nın vakfiye hastanesi olduğunu belirterek bu talebi geri çevirdi. Öte yandan Fatih'te belediye başkanlığı yaptığı dönemde hastaneyle yakından ilgilenen İçişleri Bakanı Saadettin Tantan'ın da devir işlemine sıcak bakmadığı öne sürülüyor. Bu arada, ANAP, DYP, FP ve MHP İstanbul il teşkilatları da devir işlemine karşı girişimlerde bulundu.

Bakanlar Kurulu'nda imzaya açılması beklenen protokolde Vakıf Gureba Hastanesi'nin tüm mal varlığı ile birlikte İstanbul Üniversitesi'ne devri öngörülüyor. Protokolde Gureba'da çağdaş bir tıp hizmeti verilemediği öne sürülüyor. İ.Ü yönetimi porotokolde Gureba Hastanesi binasını depreme dayanıklı hale getirmeyi vaadediyor.

Hastaneyi devralacak olan İstanbul (Çapa) Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Faruk Erzengin, Bezm-i Alem Valide Sultan Gureba Hastanesi Vakfı'nın vakıf senedine aynen uyulacağını, personelin özlük haklarının aynen korunacağını, yoksul hastalara yine ücretsiz sağlık hizmeti verileceğini söylüyor.

Tıp Fakültesi Dekanı ne diyor?

İSTANBUL Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Faruk Erzengin şunları söylüyor: ‘‘1933'de İstanbul Tıp Fakültesi'nin dahili bilimlerinin tümü Gureba Hastanesi'ne taşınmıştı. 20 yıl öncesine kadar işbirliği sorunsuz sürüyordu. Ancak Gureba Hastanesi'nden bazı şeflerin kişisel davranışları yüzünden karşılıklı işbirliği sona erdi. Daha önceleri de birkaç kez bize devredilmesi aşamasına gelindi. Ancak çıkarı bozulan 3-4 kişi yüzünden gerçeklemedi.

‘‘İstanbul Tıp Fakültesi'nin 520 öğretim üyesi, üç bin öğrencisi, iki bin asistan ve doktoru, iki bin personeli var ve hastaneye günde yaklaşık 50 bin kişi girip çıkıyor. Millet Caddesi ile Adnan Menderes Bulvarı arasında sıkışan fakültenin yer darlığı nedeniyle hizmetleri istenildiği kadar artıramıyor.

‘‘Depremde hasar gören bazı binaların boşaltılarak onarımı için Gureba Hastanesi ile kullanılmayan boş, eski ve tarihi binaların fakülteye devri büyük önem taşıyor. Gureba Hastanesi 600 yatağından 400'ünü çalıştırabiliyor, 50 yataklı onkoloji hastanesini ise kullanamıyor. Hastane her yıl devletten 2.5 trilyon lira yardım alıyor.’’

Vakıf Gureba Başhekimi ne diyor?

VAKIF Gureba Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Rıza Kutaniş, devir işlemiyle ilgili konumu gereği bir yorum yapmasının sözkonusu olmadığını belirtiyor. Protokolde yer alan ‘‘Vakıf Gureba'da çağdaş bir tıp hizmeti verilmiyor’’ ibaresinin gerçekleri yansıtmadığını belirterek şunları söylüyor:

‘‘Hastanemiz araç ve gereç bakımından Türkiye'nin önde gelen sağlık kuruluşlarından biridir. Modern ameliyathaneleri Türkiye'nin birçok hastanesiyle boy ölçüşecek düzeydedir. Vakıf Gureba her geçen gün gelirlerini antıran, kendi kendine yeten bir hastanedir. Vakfiyesine bağlı olarak hiçbir mağdur hastayı geri çevirmeden en modern koşullarda tedavilerini yapan bir sağlık kuruluşudur.

‘‘200 doktor, 200 hemşire ve 122 personelle hizmet veriyoruz. Para kazanmak gibi bir problemimiz olmadığı halde gelirlerimizi artırıyoruz. Hastanemizin modernleşmesi için yeni gelir kaynakları oluşturmayı hedefliyoruz. Ayrıca bugüne kadar tıp alanında her kurumla işbirliğine açık olduk. Gureba Hastanesi'nin vakfiyesine uygun bir şekilde hizmetine devem etmesi için çalışıyoruz. Bizim hizmetimiz Çapa'yla kıyaslanmaz. Az para ve az elemanla yüzde 80 kapasiteyle çalışıyoruz. İki hastanenin devletten aldığı para kıyaslansın. Hangisi daha iyi hizmet veriyor? Çapa'nın durumu içler acısı. İSKİ'ye olan borcunu bile ödeyemeyecek durumda.’’

157 yıldır fakirlere hizmet ediyor

VAKIF Gureba Hastanesi, Sultan Abdülmecid'in annesi Bezm-i Alem Valide Sultan tarafından yaptırıldı. 1843'de hizmete giren hastanenin vakıf senedi gariban ve fakirlere hizmet vermesini gerektiriyor. Zaten gureba, Arapça ‘‘garipler’’ anlamına geliyor.

Hastane giderlerinin karşılanması amacıyla vakfiyeye bir hamam, beş ev, 13 dükkan, 11 bahçe, 73 dönüm tarla, dokuz zeytinlik, iki çiftlik, 65 oda, beş zeytin mengenesi, 180 parça çeşitli büyüklüklerde arazi, 29 bin 264 zeytin ağacı, bir taş ocağı, bir samanlık ve bir su değirmeni devredilmiş.

Vakıf Gureba'nın malvarlığı arasındaki en önemli kalem ise Terkos gölü. Gureba Vakfı'nın tüm gayrımenkulleri gibi Terkos gölü de zamanla el değiştirmiş. Hastane yönetimi dört yıl önce İSKİ'ye dava açarak vakfa ait Terkos gölünden gelir talep etmiş. İSKİ'yle yapılan protokol çerçevesinde Vakıf Gureba Hastanesi'nin suyu ücretsiz kullanması karara bağlanmış.

Vakfın elinde şu anda sadece eski ve yeni hastane binalarıyla Vatan Caddesi ile İstanbul Tıp Fakültesi hastanesi arasında bulunan 80 dönümlük arazi var.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!