Gümrükteki rüşvet çarkı hocanın gözünü açtı

Güncelleme Tarihi:

Gümrükteki rüşvet çarkı hocanın gözünü açtı
Oluşturulma Tarihi: Aralık 23, 2008 00:00

Her şey 1992’de Mehmet Baç’ın ABD’den dönerken gümrükte karşılaştığı manzara ile başladı. Baç’ın gümrükte ilk fark ettiği şey, hemen her şeyin rüşvetle döndüğü ve bunun da herkes tarafından normal karşılandığı gerçeğiydi. "Oradaki endrüstriyi gördüm" diyen Baç, bir süre sonra bu konu üzerinde akademik olarak çalışmaya başladı.

Bu alandaki çalışmalarıyla TÜBİTAK’ın bu yıl ilk kez verdiği Sosyal Bilimler Ödülü’ne değer görülen Prof. Dr. Mehmet Baç, aynı zamanda Sabancı Üniversitesi Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi Dekanı. Prof. Baç, önerdiği akademik sistemi şöyle anlatıyor:

İTÜ Elektrik Bölümü’nü bitirdikten sonra ilgim olduğu için iktisada geçtim. Boğaziçi Üniversitesi’nde master yaptım. Daha sonra doktora için ABD’ye gittim. Dönüşümde gördüğüm manzarayı hálá unutamam. Memur, ’köpek bağlasan durmaz’ diye tanımladığı bir ortamda iş yapmaya çalışıyordu. Biz de öyle bir yere girdik. İki günde işimizi hallettik ve o zaman onların etrafındaki endüstriyi gördüm. 1994’dan itibaren yolsuzluk ekonomisiyle ilgilenmeye başladım. Bana yeni gibi gelen şey, rüşveti insan faktörü kullanarak önlemenin maliyetinin sanılandan çok yüksek olduğu. O zaman mümkün olduğunca insani olmayan denetçiler kullanmalı. Kameralar, elektronik ortam gibi. Onlara rüşvet veremezsiniz. Etten kemikten denetçileri rüşvete bulaştırmamanın maliyeti çok yüksektir.

Risk unsuru

Eğer ceza unsuru öne çıkacaksa, daha baştan işi riskli riskli hale getiriyorsunuz demektir. ’Sen ne yaparsan yap maaşın budur’ demek en risksiz durumdur. Ama, ’Sen iyi denetlemezsen işten atarım, çok iyi denetlersen de ödül veririm’ derseniz risk yelpazesini genişletmiş olursunuz. O zaman daha dolgun bir ücret vermeniz lazım. Ama burada çok önemli bir tehlikeden söz etmek gerek: İnsanlar, ödül almak için, rüşvet olmayan yerde rüşvet var diyebilirler. Bunlar daha çok matematiksel modellerden ortaya çıkan sonuçlar olduğu için örnek vermek zor.

İşini bilen memur

Diyelim ki, başarılı denetçilere para ödülü vermek mümkün değil. Ama aynı zamanda para cezalarını da tahsil edemiyorsunuz. O zaman, ’Benim memurum işini bilir’ deyip denetçilere yakalayacakları rüşvetten pay vererek ödüllendirmek optimal olabilir. Bu az gelişmiş ülkelerde oldukça rastlanan bir olgu. Devletin denetçileri rüşvete bulaşıyorlar, çünkü kaynaklar kıt olduğu için buna göz yumuluyor. Devlette maaşların düşük tutulmasının açıklayıcı bir sebebi bu olabilir.

Şeffaflık artışı ve rüşvete bulaşması imkánsız olan elektronik denetçiler işin içine girerse, denetçilerin de rüşvete bulaşmasını önleyebilir. Ben medyanın da elektronik denetim sistemlerinin etkisi gibi bir etkisi olabileceğini düşünüyorum. Ancak, bu söylediklerimi bazı ortamlarda uygulamak mümkün değil. Mesela, sadece trafik memuru ile sürücünün olduğu ortam neredeyse denetimsiz ve rüşvetin cazibesi her iki taraf için de yüksek.

İşte rüşvetin belgesi

Biliyorum. Bana doçentlik jürimde bir profesör bunu sorduydu. Rüşvetin belgesi olur. ’Bakarsınız bir yerde üç katlı evler varsa, en fazla müsaade edilen, orada sekiz katlı bir ev varsa o işte rüşvetin belgesidir.’ demişti o hocam. Yani bir mahkeme belki bunu bir belge olarak kabul etmeyebilir. Ama o delil olduğuna inanmış

Model meselesi

’Şu şartlar altında ücretler artarsa rüşvet azalacaktır’ dersiniz. İki istenmeyen durum vardır: Biri memuru suçüstü yakaladığınızda, menfaat karşılığında olayı hasıraltı edersiniz. Bu kötü bir şey, zira yolsuzluğa bulaşmanın maliyetini düşürüyor. Diğeri de denetime başlamadan memurla işbirliğine girmek. Memur ile anlaşırsınız. Siz denetim yapmazsınız, karşılığında da memur istediği gibi rüşvet alacak. Bu çok daha kötü bir durum. Çünkü, organizasyonun içinde denetim kalmaz, rahat bir yolsuzluk ortamı oluşur. Buna denetim öncesi iç yolsuzluk diyorum ben.

Ceza caydırıcı mı?

Hayır, her zaman olmayabilir. Hatta, çok yüksek cezalarla rüşveti teşvik dahi edebilirsiniz. Yirmi liralık cezayı adam cebinden çıkarıp ödüyordur. Ama cezayı altmış lira yapıyorsanız o da yakalandığı zaman on beş lira rüşvetle kurtulurum diyecektir. Suçun işleyene maliyeti yirmi liradan on beş liraya düşmüş oldu. Suçun kendisini de teşvik etmiş olduk bu arada! Ayrıca geliri bin lira olan bir insana ’hız sınırını aştı’ diye iki yüz lira ceza yazarsanız bu yüksektir yani. Suç mazur gösterilmez, ama farkında olmadan da hız yapmış olabilir. Ceza miktarları tabii iyice araştırma yapıldıktan sonra belirlenmeli.

Rüşvet çalışmasına Sosyal Bilimler ödülü

TÜRKİYE Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu TÜBİTAK’ın bu yılki bilim ve teşvik ödülleri bugün Çankaya Köşkü’nde düzenlenecek törenle sahiplerine verilecek. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün katılımıyla yapılacak törende temel bilimler alanında Bilkent Üniversitesi’nden Prof. Dr. Metin Gürses ve Ege Üniversitesi’nden Prof.Dr. Mehmet E. Şengün, sosyal bilimler alanında Sabancı Üniversitesi’nden Prof.Dr. Mehmet Baç ödül alacak. Sağlık bilimlerinde Hacettepe Üniversitesi’nden Doç.Dr. Zafer C. Çehreli, Prof.Dr. Alper B. İskit, Doç.Dr. Bülent Yıldız ve Doç.Dr. Yasemin Gürsoy Özdemir, Ankara Üniversitesi’nden Doç.Dr. Mustafa Tekin ve GATA’dan Yrd.Doç. Dr. Mahmut İlker Yılmaz, sosyal bilimler alanında Koç. Üniversitesi’nden Yrd. Doç.Dr. Selva Demiralap ve Boğaziçi Üniversitesi’nden Yrd.Doç.Dr. Ayşe Gürel ödül alırken, TÜBİTAK özel ödülü de Boston Üniversitesi’nden Prof.Dr. M. Selim Ünlü’ye verildi. Temel bilimlerde 4, mühendislik bilimlerinde altı bilimadamı teşvik ödülüne layık görüldü. ANKARA

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!