Gül’den Erbakan’a ince D-8 çalımı

Güncelleme Tarihi:

Gül’den Erbakan’a ince D-8 çalımı
Oluşturulma Tarihi: Haziran 12, 2005 00:00

PROF. Necmettin Erbakan, Refahyol iktidarında (1997) başbakan iken, Batı’nın G-8’ine inat olarak 8 büyük Müslüman devletini ‘barış ve bereket cephesi’ olarak bir araya getirmişti. Bu dayanışma hareketine D-8 adını vermişti.İslam dünyasını AB benzeri bir birleşmeye götürmeyi amaçlayan Erbakan, 28 Şubat süreciyle iktidardan düşürülünce hareket ‘güdükleşti’ ve bundan sonra da ciddi bir adım atamadı.Abdullah Gül, ilk kurulduğunda D-8’den sorumlu devlet bakanı idi.Erbakan’a göre, İslam Kalkınma Bankası, ‘fakirleşme’ politikaları güden Dünya Bankası’na (ve de IMF’ye) alternatif bir dayanışma kuruluşu ve kredi kaynağı haline getirilmiş olsaydı, İslam ülkeleri için daha iyi olmaz mıydı? AKP’liler D-8’e pek sıcak bakmazken, İran ve Malezya’daki son iki zirveye Cumhurbaşkanı Sezer’in katılması dikkat çekmişti.D-8’in temelini atan Erbakan ile birlikte hareketi oluşturan ülkelerin devlet ve hükümet başkanları bugün artık görevde değiller. Tümü bir şekilde devrildi ya da görevden alındı.Endonezya’da Suharto; Malezya’da Mahathir Muhammed, Pakistan’da Navaz Şerif, Bangladeş’te Begüm Halide vardı, ancak bir şekilde gittiler. Mısır’da Kemal Ganzuri görevden alındı; Nijerya’da darbeyle gelmiş olan general bir başka darbeyle gitti. İran’da Rafsancani’nin yerine Hatemi gelmişti.Erbakan, ‘iktidar’ olmasa da bu anlaşmaya imza koyan liderleri ve ülke büyükelçilerini her yıl geleneksel bir şekilde, hareketin kuruluş tarihi olan 15 Haziran’da Türkiye’ye çağırıyor, onları Çırağan Oteli’nde konuk ediyor.Davet bu yıl da 15 Haziran için yapıldı. Ancak önceki gün Erbakan’ın beklemediği bir durum ortaya çıktı. Üye ülkelerin Ankara’daki büyükelçilerinden, Erbakan’ın organizasyon komitesine telefonlar gelmeye başladı:‘Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, D-8’in büyükelçilerine yemek verdiği için sizin toplantınıza katılamayacağız.’Erbakan bu duruma kızmalı mı, sevinmeli mi?Bunu SP’den bir yöneticinin sözlerinden anlamak mümkün:‘AKP, iktidar olduğundan beri D-8’e sahip çıkmadı. Geçmişte D-8’den sorumlu olmasına rağmen Gül, Başbakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı döneminde D-8’i ağzına bile almadı. Yoksa Amerika korkusundan mıydı? ABD ve AB’deki son gelişmelerden sonra tavır değiştirip hemen bu davetin yapılması hayli ilginç bir durum. Neden acaba? Her şeyi yeni yeni öğrenmeye başladılar; öğrenmeye de devam edecekler daha.’Hükümetin manevrası karşısında D-8 davetini haziran ayının sonuna erteleyen Erbakan ‘eski öğrencileri’nin yaptıklarını gördükçe nasıl gülüyordur acaba?Kapalı kapılar ardında politikaİŞGALCİ devletler, Osmanlı’ya imzalattıkları Sevr’i, Ankara hükümetine dayatma kararı verirler.1920’de Londra’da konferans düzenlenir. Ankara hükümeti de çağırılır. Giden hükümeti, Dışişleri Bakanı Bekir Sami Kunduk başkanlığında bir kurul temsil eder.Konferans sırasında Bekir Sami kuruldan habersiz kapalı kapılar arkasında işgalci devletlerle özel anlaşmalar yapar.Atatürk, Misak-ı Milli’ye aykırı anlaşmaları kabul etmez.Bekir Sami’ye sorar:- Bin zorlukla topladığımız Meclis uygar dünyadan çok basit bir şey istedi: Hür ve bağımsız yaşamak... Doğru mu?- Doğru.- Ben askerim, savaşın ne olduğunu hepinizden daha iyi bilirim. Zorunlu değilse savaş cinayettir. Ben de elbette barıştan yanayım. Çünkü yüzlerce yıllık yaralarımızı ancak barışta sarabiliriz. Ama galip devletler, hür ve bağımsız yaşama hakkımızı kabul etmiyorlar.Bekir Sami Kunduk’un kapalı kapılar ardında, kuruldan habersiz kendi başına işgalci devletlerle yaptığı kişisel anlaşmalar, Misak-ı Milli’ye aykırı olduğu için Ankara hükümeti tarafından kabul edilmez ve reddedilir.Bekir Sami de görevden alınır.(Turgut Özakman’ın Şu Çılgın Türkler’ adlı kitabından.)Kim kimdirOKURUMUZ İsmail Hoca diyor ki:‘Dünya üç grup insan topluluğundan oluşur: Sonuçları ortaya çıkaran ve yapan küçük bir seçkin grup... Olup biteni seyreden oldukça büyük diğer bir grup... Ve nelerin olup bittiğini bilmeyen muazzam bir kalabalık...’Buyurun Türkiye için değerlendirme yapın, kimler hangi sınıfa giriyor.İçme suyunuz ‘pıslıyor’ muBEN pet şişe imal edip, bu şişelere suyu arıtıp dolum yapan modern bir tesiste teknik sorumlu olarak çalıştım. Arıtma şöyle oluyor: Kaynaktan gelen su filtreden geçiriliyor. Reçine, aktif karbon (odun kömürü) ve bir ışından geçirilerek bakteriler öldürülüyor. İstanbul’da su istasyonlarında ve sokaklarda satılan suların yüzde 90’ı bu işlemden geçirilmiyor. Anlamak çok kolay; bir pet şişeye suyu doldurun, pencerenin kıyısında 10 gün bekletin, şişeyi açın, eğer ‘pıss’ diye bir ses geldiyse, suda bol miktarda bakteri var demektir. Çünkü bakteriler üreyip ölürken gaz çıkarırlar. Ben bundan 4 sene önce piyasada bu arıtma tesisinin evde kullanılabilir olanını gördüm. 250 YTL civarında bir para ödeyerek aldım. Yukarıda bahsettiğim testi de yaptım. Artık terkos suyunu güvenle tüketiyorum. Yücel İNANÇLIİTÜ’deki göbek havalarına son verinİTÜ Vakfı’nın Maçka’da bir ‘sosyal tesisi’ var. İTÜ mezunlarıyla mensupları arasındaki bağları güçlendirme amacına yönelik olduğu iddia edilen bu tesis, havaların ısınmasıyla beraber Maçka ve Teşvikiye sakinlerinin gecelerini berbat etme hedefine yöneldi. Bünyesinde Türkiye’nin ilk Türk Müziği Konservatuvarı’nı barındıran İTÜ’nün sosyal tesisinde konservatuvar öğrencilerine arabesk müzik yaptırılıyor, semt sakinlerinin geceleri ‘Haydi hop, hop!’ nidalarıyla ve göbek havalarıyla doluyor. İTÜ Rektörü Prof. Dr. Faruk Karadoğan’ı, geçmişi asırlar öncesinin ‘Mühendishane’sine dayanan okulun sosyal tesisini arabesk gazinoya çevirdiği ve Teşvikiye ile Maçka sakinlerinin yaz gecelerini göbek havalarıyla zehir etmeyi becerebildiği için binlerce defa kutluyorum.Murat BARDAKÇI-TEŞVİKİYEGÜNÜN SÖZÜDünyada iki tür kör vardır. Biri gerçek körler, diğeri hırslarından ötürü kör olanlardır.(Çin atasözü)MESAJ PANOSUÇİFTELER (Eskişehir)ile Emirdağ (Afyon) arasında bulanan 4 kilometrelik yol 8 yıldır bitirilmedi. Yeni Bayındırlık Bakanımızın ilgisini bekliyoruz. Ekrem KELEKÇİ Bolvadin Şoförler Odası BaşkanıKARAHASANUŞAĞI İlköğretim Okulu (Elbistan-Kahramanmaraş) öğrencileriyiz. Küçük bir kütüphanemiz var ama raflarında kitap yok. Artık kullanmadığınız kitap ve ansiklopedilerden bizleri mahrum bırakmayın. www.karahasanlilar.comFETHİYE’de tüm cadde ve sokaklarda turuncu tişörtlü, ellerinde makbuz koçanları olan otopark görevlileri var. Her sokak, her cadde otopark olmuş. Bunun bir sistem içinde olması gerekmez mi? Dr.İlkay ARICAN
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!