Gökyüzü maratoncuları

Güncelleme Tarihi:

Gökyüzü maratoncuları
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 10, 1998 00:00

Haberin Devamı

Posta güvercinlerinin o küçücük gövdeleri, sanki hassas bir pusula. Yüzlerce kilometre uzaktan bırakıyorsunuz. Pusulanın hep kuzeyi gösteren ibresi gibi, direkt yuvalarına kanat çırpıyorlar. İstanbul'un keşmekeşinde insanlar adres bulamazken, onlar binlerce evin arasına sıkışmış yuvalarına şaşmaz bir isabetle iniş yapıyorlar. Güvercin yarışlarında, son iki yılda üç şampiyon çıkartan Osman Barut ‘‘Bilim bunu açıklayamıyor’’ diyor. ‘‘Fazla kafayı yormamak lazım. Anlamak mümkün değil.’’

Enerjileri bitip tükenmiyor. Güneşin doğuşuyla batışı arasında geçen zamanda, 900 kilometrenin üzerinde mesafeler katedenler var. Rekor hızları saatte 145 kilometreye kadar ulaşıyor.

Milattan önce 12'nci yüzyılda ilk kez Mısır'da askeri amaçlı olarak kullanılmaya başlanan posta güvercinlerine sevdalananların sayısı, ülkemizde de hızla artıyor. İstanbul'da tam 13 derneğe yaklaşık iki bin güvercinsever kayıtlı. Çorlu, Balıkesir, İzmir ve Manisa'daki derneklere yenileri ekleniyor. Sadece İstanbul'daki posta güvercinlerinin sayısı 10 bine yakın.

Şampiyon güvercinler

İlk kez 1818 yılında Belçika'da, spor amaçlı gerçekleştirilen posta güvercini yarışları, ülkemizde de hızla yaygınlaşıyor. Şu anda Türkiye'de çeşitli dernekler tarafından üç ayrı yarış organize ediliyor.

1986 yılında güvercin sevdasına tutulup, Eyüp'te modern bir kümes kuran kuyumcu Osman Barut, şu anda 300'e yakın yarış güvercinine sahip. Kümeste 3 şampiyon güvercin var. Bir çok da şampiyon adayı.

Osman Barut, her gün işini gücünü bırakıp üç saatini güvercinlerine ayırıyor. Hastalığıyla uğraşıyor. Yemliyor. Antreman yaptırıyor. Kümesleri temizliyor. Üretime kafa yoruyor. İyi uçan bir güvercin elde etmek için, çiftleşecek kuşların, soyunu iyi bilmek gerekiyor. Şampiyon dişiler, şampiyon erkeklerle eşleştirilip, yeni şampiyonlar üretmek apayrı bir iş. Elindeki tüm kuşların soy ağaçları var. ‘‘Beslediğim her kuşun yedi nesil geçmişi kayıtlı’’ diyor Osman Barut.

Uçuş Bilecik’ten

Havalar ısınınca yarışlar başlıyor. Osman Barut, hafta sonları İstanbul dışında. Kuşlar geçen hafta Gerede'den havalandı. Önümüzdeki günlerde Bilecik'ten uçuş var.

Yarışlara, iki bine yakın kuş katılıyor. Bir bulut gibi havalanıp, yuvalarına doğru kanat çırpan güvercinleri izlemek, güvercinseverler için haftanın yorgunluğuna karşı birebir. Hele yuvalarına dönüşlerini beklemek. O apayrı bir heyecan. ‘‘Kilometrelerce uzaktan salınan kuş yuvasına dönünce, heyecandan dili tutulanları biliyorum’’ diyor Osman Barut.

Bu yıl yarışların son iki etabı Konya'dan ve Kıbrıs'tan uçulacak. Konya İstanbul arası kuş uçuşu 600 kilometre. Kıbrıs'tan ilk kez deniz aşırı uçacak olan kuşlar İstanbul'a ulaşmak için tam 750 kilometre kanat çırpacaklar. Geçtiğimiz yılın rekor uçuşu ise Malatya'dan yapıldı. Yuvalarına dönen güvercinler tam 780 kilometre uçtular.

DOĞAYA ARMAĞAN

Yarışa katılan kuşların hepsinin yuvaya dönmediğini öğrenince üzülüyoruz. Osman Barut, ‘‘Bu da bizim çevreci yönümüz’’ diyor. Her yarışta salınan güvercinlerin yüzde 30'a yakını yuvaya ulaşır. İyi beslenmeyenler, iyi soydan gelmeyenler, hasta olanlar yuvalarını bulamazlar. Çoğunlukla yorulup kondukları bölgede kalırlar. Her yıl bu şekilde 7-8 bine yakın kuşu, doğaya armağan ediyoruz.'' Posta güvercini meraklıları, bu hobilerini tatmin için ciddi masraflara giriyorlar. İyi kuşlar yetiştirebilmek için, kümeslerin özenle yapılması gerekiyor. İyi bir soydan gelen yavru güvercinin fiyatı 75 mark civarında. Şampiyon olmuş bir güvercini ise bin marktan ucuza almak imkansız. Güvercinler, yarış zamanlarında bal katkılı, enerjisi yüksek yemlerle besleniyor. Sık sık İstanbul dışına çıkıp kuşlar uçurularak antrenman yaptırmak gerekiyor. Güvercin yarışları konusunda bizden ilerde olan komşumuz Bulgaristan ve Romanya'yı sık sık ziyaret eden Barut, şampiyon güvercinler alarak, elindeki ırkı daha da iyileştirmek için çaba sarfediyor.

Pasaportsuz güvercinler

Posta güvercini meraklıları iddialı.

Bıraksalar Avrupa'da yarışacaklar. Dereceye de girecekler. Şampiyon da çıkartacaklar.

Ama posta güvercinlerinin pasaportu yok.

Bürokrasi gökyüzüne sınır çekmiş.

Postacı güvercinlerimizin Avrupa hava sahasında kanat çırpmasına izin yok.

Posta güvercinini görünce gümrük memurunun eli ayağına dolanıyor.

Çünkü onlarla ilgili mevzuat yok.

Mevzuat sorunu çözülse.

Bu sefer de federasyon yok.

Federasyon kurmak için girişim var.

İzin yok.

Bizim, federasyonsuz güvercin meraklılarını, bu yüzden Avrupa da yok sayıyor. Dünya da.

Uluslararası güvercin kataloglarına bakınca ne yazık ki göğsümüz kabaramıyor.

O kataloglarda bizim şampiyonlar yok.

Güvercinlerimizin, yüzlerce kilometre kanat çırpıp, rekor kırdıkları uçuşların tescili yok.

Devletin güvercinlere ayıracak vakti yok.

Ne de olsa bu işlerin rantı yok.

MEKTUP

Hürriyet Medya Towers Pet Corner

Güneşli-34544 İSTANBUL Faks: 0212 677 03 40

e-mail: bovacik@hurriyet.com.tr

Düşme rekorları

40 METRE: 1965 yılında , Anne Walker'a ait Pussycat adlı erkek kedi, gök gürlemesinden korkarak, Londra'daki evin 11'inci kat penceresinden 40 metre aşağıya düştü. Müthiş uçuşu, sağ bacağındaki bir kırıkla noktaladı. Pussycat, bu atlayışından ötürü İngiliz Paraşütçüler Derneği'nin daimi üyesi seçildi.

68 METRE: İki yaşındaki Gros Minou, aynı yıl Qincy'nin rekorunu kırdı. Sahibi Dr. Eugene Trudeau'nun 20'nci kattaki dairesinden 68 metre aşağıda bulunan yumuşak çiçek tarhının ortasına düştü. Kalçası kırıldı. Yeniden yürüyebildi ama asla balkon demirlerinin üstünde değil.

60 METRE: Quincy adlı dişi kedi, 21 Nisan 1973 tarihinde, Kanada'da 19'uncu kat balkonundan kayıp 60 metre düştü. Olaya tanık olan sahibi Peter Thompson'a göre, Quincy'nin yaşamını üzerine düştüğü çalı kümesi kurtardı. Quincy, bu uçuştan, kırık bir bacakla kurtuldu.

EĞİTMEN GÖZÜYLE

Sevgi ve iletişim

Hayvan eğitiminin temelinde sevgi ve iletişim yatar. Köpeğini sevmeyen yoktur. Ancak, iletişim kurma sorunu olabilir. Kendinizi bir köpek sanıp, onun gibi düşünmelisiniz. Bu eylemi, yabancı dil öğrenmeye benzetebilirsiniz. İngilizceyi öğrenmenin en kolay yolu İngilizce düşünmek, hatta İngilizce rüya görmektir. Peki, köpek gibi düşünmeyi nasıl başaracaksınız? Doğal olarak, onu ciddi bir şekilde izleyerek, inceleyerek. Saldırgan ve cezalandırıcı tavırlar, köpeğin psikolojik yönden zedelenmesine yolaçar. Terlik, gazete, sopa yoluyla ceza asla fayda sağlamaz. Önemli olan 'Evet' ve 'Hayır'ı öğretmektir.

Köpeğinizi eğitmeye başladınız. Sizi seviyor ve güveniyor. Siz ise dikkatle onu izliyorsunuz. Doğal olarak onun mantığına uygun davranıp, göstererek öğretmeye çalışıyorsunuz. Şıp diye öğreneceğini sanmayın. Bu iş uzun bir uğraş ve sabır gerektirir. Sıkıldığını ve yorulduğunu hissederseniz, eğitimi hemen bırakın. Başarılı davrandığında ise kocaman bir 'Aferin' ve okşamayla ödüllendirin. Eğitim sırasında tavrınız son derece net, kesin ve açık olmalı.

Diyelim ki sorunlu bir köpeğiniz var. Bazı nesnelerden korkuyor. Onu korktuğu nesnelere yavaşca yaklaştırıp çok yumuşak bir tavırla tanıştıracağız. Koklatacağız. Yanında tutacağız.

Tam tersi ısırgan bir köpeğiniz varsa, onu asla bu yönde teşvik etmeyin. Aksine bu tavırlarının yanlışlığını ya yumuşak bir 'Hayır'la, ya burnunun üzerine fiske vurarak ya da tasmasını çekerek anlatmalısınız.

Sabrın sonunda, sağlıklı, neşeli, sosyal bir köpeğiniz olduğunu göreceksiniz.

Cihan ÖZYAĞMUR (Köpek Eğitmeni)

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!