Göksu'da doğal hayat kayboldu

Güncelleme Tarihi:

Göksuda doğal hayat kayboldu
Oluşturulma Tarihi: Eylül 11, 2000 00:00

Haberin Devamı

İstanbul'un en önemli mesire yerlerinden olan Göksu ve Küçüksu (Küçük Göksu) Dereleri'nde doğal hayat yok oldu. Bölgedeki tüm yerleşim alanlarındaki atıksuların derelere boşaltılmasının organik yaşamı etkilediği bildirildi. Derelerin geçtiği vadilerde gecekondulaşma ve kaçak yapılaşma ise tüm hızıyla sürüyor.

Göksu ve Küçüksu Dereleri'nin kaynağından denize döküldüğü alana kadar yaptığımız incelemede, bölgedeki tüm irili ufaklı sanayi tesislerinin ve yapıların atıksularını açıktan derelere boşalttığını gördük. Yağmurlu havalarda, kanalizasyon borularının atıksu borularıyla birlikte olmasından dolayı derenin rengi daha fazla kararıyor.

Özellikle Küçüksu Deresi'nin çevresindeki kaçak yapılarda oturanların hem atıksularını hem de çöplerini dereye boşaltmakta olduğunu saptadık. Suların taşıdığı çöpler köprülerin altında toplanarak tepeler oluşturuyor. Çöplerin yarattığı bariyerler birçok noktada suyun akışını engelleyecek düzeye ulaşıyor.

Ümraniye'den başlayıp Boğaziçi'ne kadar uzanan toplam 6 bin dairelik toplu konut alanının tüm atıksuları da Göksu ve Küçüksu Dereleri'ne boşaltılıyor. Binlerce yıl kendi halinde akarak geçtiği alanda derin vadiler oluşturan Küçüksu, çevresinde oldukça eğimli tepeler oluşturmuş. Toplu konutlar ise bu dik tepelerin vadinin düzlük alanlarına kadar molozla doldurulduğu alanda inşa ediliyor. Statik açıdan da oldukça riskli olan bu yerleşim alanları planlanırken altyapı projesi yapılmamış. Toplu konutları inşa edenler vadinin altında akıp giden İstanbul'un en zarif su yolunu bir açıkhava kanalizasyonu olarak kullanmamayı düşünmüş.

Toplu konut alanının hemen altındaki derenin kıyısı ve karşı tepeler gecekonduların istilasına uğramış. Bu bölgede bulunan Yavuztürk ve Kazım Karabekir Mahalleleri'ndeki gecekondulaşma faaliyeti 1988'de başlamış. Her iki mahalledeki görüntüler bundan 20-30 yıl öncesi gecekondu manzaralarını andırıyor. Köprülerin uzağında bulunanlar, derenin karşı kıyısına geçmek için her iki yakayı birleştiren ağaç gövdelerinden yararlanıyor. Gecekonduların sakinleri çocuklarını dört kilometre uzaktaki ilköğretim okullarına göndermek zorunda. Geçtiğimiz hafta yağan yağmurlardan sonra kıyıdaki evlerin tümünü sel basmış. Çocuklar açıkhava kanalizasyonuna dönüşen derelerde oynuyor. Sağlıksız koşullarda yaşam mücadelesi veren minikler arasında cilt ve bağırsak hastalıkları çok yaygın.

Kurtuluş projede

İSKİ ve Çevre Koruma ve Geliştirme Daire Başkanlığı derelerin kurtarılması için bir proje hazırladı.Hazırladıkları projenin hem Elmalı Barajı'nı hem de Küçüksu ve Göksu Dereleri'ni kurtaracağını savunan İSKİGenel Müdürü Vepsel Eroğlu, proje hakkında şu bilgileri verdi:

‘‘Bu derelerin menbaı Elmalı Su Toplama Havzası'na kadar uzanmakta. Bu yüzden Elmalı ve çevresindeki kolektör tesisiyle derelerdekini birleştirdik. Proje, Elmalı'dan Küçüksu'ya uzanan bir tünel inşaatını öngörüyor. Tünel, Küçüksu'daki kolektörle birleşerek denize kadar uzanacak. Elmalı Baraj Havzası'na akan atıksuları toplayıcılar vasıtasıyla biraraya getirip, Küçüksu Ön Tasfiye Tesisi'nde arıtarak Boğaz'ın dip akıntısına vereceğiz. 2380 metrelik tünel tamamlandı ve önkabülü yapılarak işletmeye alındı. İşin bünyesinde Yukarı Dudullu Atıksu Toplayıcıları da bulunmaktadır. 2253 metre uzunluğunda bir kolektör ve toplam 23 kilometre uzunluğunda atıksu kanalı döşenmiş ve işletmeye alınmıştır. Aşağı ve Yukarı Dudullu Atıksu Şebeke İnşaatı da bitmek üzere. Proje kapsamında yapılacak olan şu üç işin daha bitirilmesi gerekiyor: Küçüksu Atıksu Kolektörleri, Küçüksu Atıksu Ön Tasfiye Tesisi, Küçüksu Deniz Deşarjı. Üç yıl içinde bitirilmesi hedeflenen proje tamamlandığında, halen Elmalı Baraj Havzası'na boşalan ve 2010 yılında 2335 lt/sn'ye ulaşması beklenen kanalizasyon suları bütünüyle havza dışına taşınarak mekanik arıtmadan geçirilerek uzaklaştırılmış olacaktır.

Bu projenin en önemli özelliklerinden biri Göksu ve Küçüksu'da yok edilmiş yaşamın yeniden kazanılacak olmasıdır. Derelerin her iki yakasına döşenecek kolektörlerden sonra su temizlenecek ve balıklar geri dönecektir.’’

Göksu’da balık kalmadı

Göksu Deresi'nde de durum aynı. Bizans ve Osmanlı İstanbul'unun en gözde yerlerinden biri olan Göksu Çayırı'ndaki yüzlerce yıllık çınar, akasya ve meşeler kirli suyun etkisiyle kurumaya başladı. Özellikle sıcak yaz günleri koku ve sivrisineklerin etkisiyle çevresinde oturmak imkansız. Yüzyıllardır Boğaziçi'nin dalga ve akıntısından teknelerini kurtarmak isteyen balıkçılar için doğal bir sığınak haline gelen Göksu Deresi'ndeki tatlısu balıklarından eser kalmamış.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!