Fazla söze gerek yok

Güncelleme Tarihi:

Fazla söze gerek yok
Oluşturulma Tarihi: Eylül 20, 1998 00:00

Lale Barçın İMERBinbir güçlükle gerçekleştirdiğim The Rolling Stones röportajı benim için bu yıl yaptığım en önemli işlerden biriydi, mesleki açıdan. ‘‘Adamlarımız’’ tahmin ettiğim gibi doğaldılar ve yaptıklarını da söylediklerini de iyi biliyorlardı. Ama röportajın gerçekleşmesinde bana yardımcı olanları hatırlatmadan geçemeyeceğim. Ahmet San'ın asistanı Hande Kızılkaya (o kadar işinin içinde bu işle de ilgilendi), Naz Gülesin (iyi bir diplomat) ve topluluğun tur menejeri Cheryl Ceritti (profesyonel, ama insan!). Onlara teşekkür etmeden geçemem!Aynadan rekorİkinci albümü ‘‘Dön Bak Aynaya’’ ile Ayna Grubu'ndaki arkadaşların turnayı yine gözünden vuracaklarını belirtmiştim daha önce. Bu projeyi başından beri başarıyla ve zekice yürüten Erol Köse'nin müzik sektörünün durgunluğundan etkilenmeden Ayna projesini götürmesi, onu piyasada en çok kıskanılan prodüktörlerden biri haline getirdi. Ancak Ayna Grubu dur durak tanımadan çalışmalarını sürdürüyor. Yaz dönemini çok beğendiğim şarkıları ‘‘Akdeniz’’in klibi ve 60 konserlik konser programıyla kapatan topluluk, yakın zamanda ülkemizin Güneydoğu illerini kapsayan 90 konserlik bir maratona hazırlanıyor. Ve Erol Köse ‘‘Sen Unutma’’ isimli kliple, grubu TV ekranlarından da uzak tutmuyor. Diyorum ya, hep prodüktörünüz iyiyse, akıllıysa, zekiyse, uyanıksa müzisyen olarak işleriniz yolunda gider...Kent ozanlığı sorumluluk isterAda Müzik'in yayıncılık tarzını ve yayınlamaya karar verdiği albümler konusunda stilini takdir ettiğimi sık sık yinelerim. Yine ilginç bir proje gerçekleştirip ‘‘Kent Ozanları’’ adı altında karma bir albüm yayınladılar. 15 parçadan oluşan albümde ‘‘kent ozanlığı’’nı kesinlikle hak edenler var, ama bir şekilde bu mertebeye terfi edenler de. İlgimi çekenleri merak ediyorsanız eğer, Mehmet Güreli'nin ‘‘Kimse Bilmez’’ (Belki ilk kez Türkçe şarkı söylediği için), Murat Hasarı'nın ‘‘Yansıma’’ (yorumunu sevdiğim için), Teoman'ın ‘‘Sessiz Eller’’ (muhteşem olmuş), Nejat Yavaşoğulları'nın ‘‘Mualla’’sı (bence çok matrak bir şarkı), Kudret Kurtçebe'nin ‘‘Çocuk’’ (farklı bir şarkı yapısı olduğu için)... Kent yaşamını, kentteki sorunları, kendi sözü ve kendi müziğiyle anlatan insanların ve işe emek vermiş olanların ‘‘Kent Ozanı’’ sıfatını hak ettiklerini düşünüyorum. Böyle bir albümde en başta Bülent Ortaçgil'i Fikret Kızılok'u, Mazhar Alanson'u aradım. Umay Umay, Tibet Ağırtan ve Murat Yılmazyıldırım'ın sözkonusu sıfatı haketmeleri için biraz daha zamana ihtiyaçları var derim, tabii bence!
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!