Eşitsiz Dünya

1975 Dünyanın zengin ve fakir ülkeleri:

1995 Farklılıklar büyüyor:

50'li yılların arkasından dünya üzerindeki eşitsizlik ekonomik olarak daha da belirginleşti. Dünya ülkeleri iki ayrı gruba ayrıldı: Zengin ve gelişmiş Kuzey Ülkeleri, daha iyi bir kader için savaşan Güney Ülkeleri.

90'lı yıllarda Birleşmiş Milletler'den başka yeni birleşimler ortaya çıkmaya başladı. Afrika ülkeleri, Güneydoğu Asya ülkeleri, eski Sovyetler Birliği ülkeleri fakir ülkeler arasında yer almaya başladılar.

Dünyanın en zengin üç kişisinin serveti 48 en yoksul ülkenin gayrısafi milli hasılasından fazla. Dünya ülkelerinin yüzde 20'si, dünya refahının yüzde 85'ini kontrol ediyor. Dünyada Kuzey ve Güney, Zenginler ve yoksullar arasındaki uçurum giderek büyüyor.

Güney

ülkelerinde

durum

Okuma yazma bilmeyen kesim

98 %

(1,4 milyar kişi)

HIV virüsünden yeni etkilenen kişiler

97 %

(5,6 milyon kişi)

Fakirlik (günde

4 dolardan az kazanan insanlar)

93.4 %

Nüfusun artışı

(yılda 85 milyon kişi)

93 %

Dünya nüfusu

(4,8 milyar insan)

83 %

Sağlık hizmetleri

40 %

Yiyecek stokları

25 %

Parasal zenginlik

18 %

Bilim için ayrılan yüzde

6 %

Bilgisayar donanımı

3 %

Yüzyılın ajandası

1900 1,630 milyar kişinin yüzde 70'i gelişmekte olan ülkelerde. 1945 51 ülkenin girişimiyle Birleşmiş Milletler kuruluyor

1950 2,850 milyar kişinin yüzde 75'i gelişmekte olan ülkelerde.

1952 Fransız Alfred Sauvy 3. Dünya Ülkeleri kavramını

ortaya atıyor.

1960 OPEC doğuyor.

1974 BM'nin yeni bölümleri ortaya çıkıyor

1975 Lome Konvansiyonu.

1977 Rio projesi

1977 Bangladeş'de yoksullara kredi veren ilk banka olan Grameen Bank kuruluyor.

1977 BM'nin Nairobi'deki çölleşme üzerine konferansı.

1981 Meksika'da uluslararası gelişim konferansı

1985 BM'nin kadın hakları üzerine Paris konferansı

1989 Uluslararası Para Fonu ve Dünya Bankası arasındaki anlaşma

1992 Rio de Janeiro'daki gelişim ve çevre üzerine konferans

1995 Lome konvansiyonu 70 üyeye sahip.

1996 Roma'da düzenlenen dünya beslenmesi üzerine konferans

1999 5,8 milyar kişinin yüzde 8'i gelişmekte olan ülkelerde.