Erol Evcil'i bulduk -2-

Güncelleme Tarihi:

Erol Evcili bulduk -2-
Oluşturulma Tarihi: Ekim 10, 1998 00:00

Haberin Devamı

Nesim öldürüldüğünde Çakıcı'yla tanışmıyordum

Çakıcı olayının kilit ismi Erol Evcil'le 4 saatlik sohbetimizin 2. bölümünde Türkbank'ı satınalma girişimi, Adil Öngen'in kurşunlanması ve Nesim Malki cinayetiyle ilgili iddialara karşı görüşlerini alacağız. Evcil, ‘‘Malki'nin ölümünden sonra kim banka aldı, yükselişe geçti ona bakmak lazım’’ diyor.

SORU: Bir de 'Türk Ticaret Bankası' olayı var, bu bankadan da kredi almışsınız, daha sonra Bankayı satın almak istemişsiniz.

EVCİL: Türk Ticaret Bankası ile ilişkimiz 1995'in Kasım ayında başladı. O dönemde hem zeytin, hem de iplik konusunda Türkiye'nin en büyük işini biz yapıyorduk. Bütün bankalar kredi vermek için kapımızda kuyruktu. O dönemde kullanabileceğimiz kredi limiti bütün bankaların toplamı olarak 240 milyon dolardı. Biz bunların içinden sadece 100 milyon dolar kredi kullanıyorduk. O dönemde Türkbank yöneticileri de kredi vermek için bize geldiler. Krediye ihtiyacım olmadığını söyledim, ancak onlar yine de bana 20 milyon dolarlık kredi açtılar. Daha sonra banka yetkilileri ve yönetim kurulu bizi ziyarete gelerek, bu bankanın çalışanların bankası olduğunu sermaye yapısından dolayı zorlandıklarını ve çok acil olarak bankaya taze paranın girmesi gerektiğini bu nedenle de bankanın satılacağını belirttiler. Bize teklif ettiler, biz başlangıçta yanaşmadık ama sonra alabilecek güçte olduğumuza inandığımız için biz de bankaya talip olduk.

Zaten ben de olayın bundan sonraki kısmını sormak istiyordum. Bir takım siyasi kişiler bankanın satışı için size söz vermişler. Çok önemli bazı isimler araya girmiş.

- Haklısınız. Ne olduysa bundan sonra oldu. Bir anda banka yönetiminin dışarda başka güçlerin elinde olduğu ortaya çıktı. Meğer bu banka daha önce birilerine satılmış ya da satılmak üzere anlaşma yapılmış, biz de alıcı olunca birilerinin işini bozmuş durumuna düştük ve bir anda aldığımız kredilerin faizi yüzde 68'den yüzde 360 çıkarıldı.

Ama bankanın size satışı için devreye girdiğini televizyonda bizzat Çakıcı söyledi. Kime inanacağız?

- Bütün bu bilgileri isteyen banka kayıtlarında görebilir. Türkiye'nin hiçbir yerinde bu kadar yüksek faiz uygulanamayacağı gibi bu faizle de iş yapılamazdı. Yönetim değiştikten sonra bu problemi çözmek için defalarca görüşme talebimize rağmen hiçbir olumlu gelişme kaydedemedik. Uzun süredenberi ileri sürülen ve son günlerdede basına malzeme olan Türk Ticaret Bankasının tarafımızdan satın alınmak istenmesi gerçekleri saptırmaktan başka birşey değildir.

Şantaj kasetleri de gerçek değil mi?

- Bu bankanın alınabilmesi için kasetleri şantaj malzemesi olarak kullandığımız söylentileri tamamen gerçek dışıdır. Biz bu bankayla 1996'nın Mayıs ayından sonra hiç ilgilenmedik. Bu bankanın alınması için şantaj kasetleri düzenlediğimiz, gerçekleri saptırmaktan başka birşey değildir.

ÖNGEN OLAYINDA CEZAEVİNDEYDİM

Banka Müdür Muavinlerinden Burhan Ünlüata'nın bu girişime engel olması üzerine onun yakın arkadaşı borsacı Adil Öngen'e baskı yaptırdığınız, hatta onu Çakıcı'ya kurşunlattırdığınız söyleniyor.

- Adil Öngen'in kurşunlanması sırasında ben Kasımpaşa Askeri Cezaevi'ndeydim ve dışardan hiç kimseyle ne telefonla ne de sözlü görüşmem sözkonusu değildi, bana yöneltilen suçlamaların hepsi asılsızdır. Bu konuyla ilgili gerekli yerlere ifademi verdim, dava devam ettiği için şimdilik daha fazla konuşmak istemiyorum.

Gelelim son günlerin en önemli konusuna. Kendisine önemli miktarda borcunuz olduğu için Nesim Malki'yi sizin öldürttüğünüz iddiaları var.

- Nesim Malki ile ilgili iftiralar Alaattin Çakıcı'nın iadesini sağlamak için yapılan düzmece suçlamalardır. Benim bu cinayetle yakından uzaktan ilgim yoktur.

Çakıcı'dan bu konuda hiç bir isteğiniz olmadı mı?

- Ben bu tarihte Çakıcı ile hiç tanışmıyordum, telefonda dahi görüşmemiştim, bu söylentileri çıkaranlar bunu çok iyi biliyorlar. Şu anda beni Alaattin'e yakın yakın gördükleri için ve ona sadece arkadaşlığımdan dolayı bana bunu yaymaya çalışıyorlar.

MİT'le bu kadar sıkı ilişkide bulunduğunuza göre, cinayeti kimin işlediğini en azından tahmin edebilirsiniz?

- Bu işten kimlerin faydası olduysa onlar araştırılsın, eminiminki bazı kesimler bu dediğimi çok iyi anlıyorlardır. Bizler onu 'Niso' diye çağırırdık. Asıl 'Niso' cinayetinden sonra kimlerin yükselişe geçtiği, o sıralarda kimlerin banka sahibi olduğu ve fayda sağladığına iyice bakmak gerekir.

Cinayetle ilişkiniz yoksa niye yurtdışına kaçtınız?

- Ben Türk vatandaşıyım, kaçak değilim hiçbir zaman gizli işim olmamıştır. Yurtdışındaki işlerimi bitirmek üzereyim, işlerimi yoluna sokar sokmaz en kısa zamanda Türkiye'ye döneceğim. Nesim Malki cinayetiyle ilgili olarak bana atfedilen bütün suçlamalar tamamen gerçek dışı, iftira ve yalandan başka birşey değildir. Bazı kesimler bunu sebebini bilmediğim nedenlerden dolayı bana yıkmaya çalışıyorlar. Bu son derece korkunç bir iftiradır.

Peki Malki ile hiç bir ilişkiniz yok muydu?

- Benim Nesim Malki ile hiçbir şekilde, hiçbir zaman bir ortaklığım olmamıştır. Sadece bir ara Naylon iplik ticareti konusunda küçük çapta bir ortaklık yapmayı düşündük ancak daha sonra verimli olmayacağına karar verdiğimiz için bu projeden vazgeçtik. İkimiz de polyester iplik piyasasının en büyük satıcılarıydık. Bu yüzden birbirimizle rekabet yerine fiyatlarda ortak hareket ediyorduk. Hiçbir zaman Malki'nin tefeciliğini görmedim, yaptıysa da bilemem. Fakat son zamanlarda en büyük amacı finans sektörüne girmekti, çok ketum bir insan olduğu içinde yaptığı işlerden hiçbir zaman haberim olmazdı. Zeki ve çalışkan bir tüccardı, ölümüne en çok üzülen kişilerden biri ben oldum, çünkü iş hayatında herşeyi kuralına göre oynayan dürüst bir insandı. Benim bu olayla hiçbir ilgim ve bilgim yoktur yazılanlar ve söylenenler tamamen karalamadan başka birşey değildir, bu konuda söyleyecek başka birşey de yoktur.

İSPANYA'DA FABRİKAM VAR

İspanya'da 30 milyon dolarlık fabrika satın aldığınız iddiasına ne diyorsunuz?

- Evet... İspanya'nın Sevilla kentinde küçük çapta bir fabrikaya ortak olduğum doğrudur. Ama sözkonusu fabrikanın değeri 30 milyon dolar değil, yalnızca 4 milyon dolardır ve bunun da sadece yüzde 50'si bizimdir. Bu fabrikanın satın alınmasındaki bütün işlemler yasal olarak yapılmıştır ve İspanya'da başka bir malım yoktur.

Çakıcı yakalandıktan sonra Fransa'ya bir valiz parayla gelerek onu kurtarmaya çalıştığınız doğru mu?

- Çok yakın bir dostum, arkadaşım tutuklandığı için, diğer arkadaşları gibi ben de Fransa'ya geldim, olmadık iddialar ortaya atılıyor. Benim valizle Fransa'ya para getirdiğim kesinlikle yalandır. Türkiye'den böyle bir para çıkarmadığımız gibi, Fransa'ya da benim tarafımdan böyle bir para girmemiştir. Zaten Alaattin Çakıcı'nın buna ihtiyacı yoktur, eğer olsa onun diğer Avrupa ülkelerinde olduğu gibi Fransa'da da bir çok varlıklı arkadaşı dostu vardır ve yakalandığını öğrenince koşup gelmişlerdir. Kardeşi de devamlı yanındadır, ben de arkadaşlık görevim neyse onu yerine getirdim.

-BİTTİ-



Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!