Erbakan: Tayyip de Abdullah da her bayram ararlar

Güncelleme Tarihi:

Erbakan: Tayyip de Abdullah da her bayram ararlar
Oluşturulma Tarihi: Aralık 03, 2010 09:04

Saadet Partisi Genel Başkanı Necmettin Erbakan, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Erdoğan’ın her bayram ve kandillerde kendisini aradıklarını belirterek, “Temiz çocuklardır. Onlara duyduğum sevgi ayrı ama izledikleri politika yanlış” dedi.

Haberin Devamı

Erbakan 28 Şubat döneminden Numan Kurtulmuş’un ayrılığına kadar Vatan Gazetesi'nden Deniz Güçer'in sorularını yanıtladı.

 

Genel Başkanlığa aday olmaya son dakika karar verip herkesi şaşırttınız...

Ben karar vermedim. İstişare kurulumuzda, 40 senedir hizmet eden arkadaşlarımız var. Onlara bıraktım. Karara uyduk.

 

Milli Görüş gömleğini çıkaran mı oy alıyor? Sayın Kurtulmuş’la bir ayrılık yaşadınız. Milli Görüş’te mi bir problem var?

Hayır. Onlara oy getiren Milli Görüş’tür. Bir “işbirlikçi görüş”, bir “mili görüş” vardır. Bir hak, bir de batıl vardır. Hak bizim milletimizin inancı ve medeniyetiyle asırlardır ortaya koyduğu nizamdır. Bunlara karşılık dünyada Siyonizm var. Siyonizm bir inanıştır. Hedefleri büyük İsrail’i kurmaktır. 19 ülkenin idaresi bizde olacak ve Türkiye olmayacak diyorlar.

 

Haberin Devamı

Wikileaks’ten sızan bilgilerin ardında da İsrail’in olduğu iddia ediliyor?

Hiç şüpheniz olmasın. Kendisi de onlardandır ama Roosevelt’in meşhur bir sözü var: “Siyasi sahada bir olay oldu mu biliniz ki bu olayı mutlaka bir tertip eden vardır. Hiçbir olay kendi kendine olmaz.” Tertipçisi siyonizmdir. Biz siyonizmin kurduğu dünyanın hapishanesinde yaşayan köleleriz, hepimiz. Siyonizm dünyaya hükmediyor. Dolar, ABD’nin milli parası değildir. Bu doları sırf İsrail’e para aktarmak için kiralıyor. Siyonizm öne ABD Başkanı’nı koymuşsa da arka tarafına kendi mührünü koymuş.

 

Her zaman siyonizmin dünyayı yönettiğini iddia edersiniz...

Şimdi ben sizin yüzünüzü görüyorum. Yüzünüzün derisini kazıdığımda altından adale, kemik, sinir çıkar. Buna vücudun anatomisi denir. Dünya haritasını orta yere koydum. Çeşitli ülkeler çeşitli renklere boyanmış, zannediyoruz. Boyalı sayfayı açtık mı, yüzün derisini kaldırmış gibi altından dünyanın anatomisi çıkıyor. Bakıyorsun nerede para varsa Siyonizm havuzunu, hortumunu kurmuş sömürüyor. Piramit siyonizmin ikinci gücüdür. Dünyayı nasıl idare ettiklerinin şemasıdır, 13 katlıdır. Dünya nasıl idare ediliyor? En alttaki bölüm açık kuruluşlar. Rotary, lions klüpler. Sorsanız hayır kurumlarıdır. Asıl vazifesi acemi erat muayene istasyonudur. En tepede 300’ler kulübü vardır. Kararı 300’ler Kulübü verir.

 

Haberin Devamı

Her kararı onlar mı alıyor?

300’ler Kulübü bugün şifreli internetle devamlı konferans yapıyorlar. Bu “Tayyip’i muhafaza edelim mi etmeyelim mi?” Buna kim karar verir Rockefeller verir, 300’ler Meclisi karar verir.

 

Cumhurbaşkanı, Başbakan ve arkadaşları sizin öğrencileriniz. 300’ler’in kararıyla mı iktidara geldiler diyorsunuz yani

Evet.

 

Yüzde 47 oya kadar çıktılar...

Demokrasi nerede? Bunun adına “Demokraturg” derler. Demokrasi halkın kendi kendini idaresidir. Demokraturg halkın idareye alet edilmesidir. “Sen seçiyorsun” sanatıdır. Sana sen seçiyorsun gibi gösterir kendi istediğini seçtirir. Siyonizmin geliştirdiği bir metottur. Dünyayı 300’ler Meclisi yönetiyor.

 

Haberin Devamı

Yıllarca yol arkadaşlığı yaptınız. O ayrılıkta bu tehlikeleri aktarmadınız mı?

Soğuk harp 90’da bitti. Margaret Thatcher İskoçya’da, ‘NATO’yu Rusya’ya karşı kurmuştuk ama dağıldı. Şimdi NATO’yu fesh mi edeceğiz?’ dedi. Sonra cevap verdi: Düşmansız ideoloji yaşamaz. Bu Darwin’in nazariyesidir ve uydurulmuş, yanlış bir şeydir. Rusya gitti kim olacak? Bu da İslamdır, dedi. Açıkça 20. Haçlı seferini ilan etti. 1990’dan sonra ABD de düşmanın rengini kırmızı değil yeşile çevirdi. 20 yıldan beri 20. Haçlı seferi devam ediyor. Büyük İsrail’in kurulması için Türkiye’nin yok olması lazımdı, ama Refah Partisi vardı.

 

Size yönelik komplo kuruldu yani...

Onların aklı fikri biziz. Bizde de kriptolar var. Bunları halletmek için 300’ler Meclisi Amerika’nın en çok tanınmış Siyonistlerinden birini görevlendirdi. O da 18 maddelik bir plan hazırladı ve 300’ler Meclisi’ne sundu. Bu plan bizim elimize geçti ama ne yazık ki sonradan. Çünkü 28 Şubat’ta Genelkurmay ‘Bizim teklifimizdir’ diye onların planını getirdi, önümüze koydu.

 

Haberin Devamı

Ne kadar sonra ele geçirdiniz?

3-4 sene sonra.

 

Onlara Anayasa’yı okudum

 

Bunu bilmeyerek mi imzaladınız 28 Şubat kararlarını?

Biz imzalamadık. 28 Şubat’taki teklifleri görünce ‘bunu bir Müslüman evladı hazırlamış olamaz’ dedik. Onu ortaya koyan adam da nereden geldiğini bilmiyor. Siyonizmin ustalığı budur. Siyonizm, “Kim? Ben mi? Ben hiç siyonizme hizmet edebilir miyim?” şarkısını söyleye söyleye size kendi ordusunda askerlik yaptırır. Bunlar olurken; TSK, Milli Görüş bakımından en sağlam kuruluşumuzdur. En sağlam kuruluşumuz ordumuzdur. Fakat emir komuta sistemine sahip olduğu için, içinde 5-6 kişilik bir cunta etti mi çeşitli etkinlikler yapabilir. Bugüne kadar da bu işler bu cuntalarla yapılmıştır.

 

Haberin Devamı

O ‘cunta’ dedikleriniz mi size bu metni verdiler?

Bunlar çağrıldı, meseleler başka türlü anlatıldı. Türkiye’de irtica tehlikesi varmış. Ne irtica tehlikesi be? Memura yüzde 50 fazla zam verdiğim için, adil bir düzen kurduğumuz için mi irtica oldu? Seni Siyonist seni.

 

Son belgelerde aslında AKP iktidarını hedef almış gibi görünüyorlar...

1990’da bunlar büyük İsrail’i mutlaka kuracağız dediler. RP’yi halletmek için ellerinden gelen bütün gayreti gösterdiler ama muvaffak olamadılar. Ben 28 Şubat’ta görevi bırakmadım, 4 ay daha kaldım. O tehditlere kulak asmadım. O MGK toplantısı 9 saat sürdü. 5 saati onlar, 4 saati ben konuştum. Ne diyorlar ‘devletin niteliklerini korumak’. Bu Anayasa’nın ikinci maddesinde yazıyor. O toplantıda, “Hepiniz anayasanın ikinci maddesinin 2. fıkrasını konuşuyorsunuz. Ama birinci fıkraya baktığınız yok” dedim. Cumhurbaşkanı’nın güzel bir adeti vardı, masasının üzerinde hep anayasa dururdu. “Yaver bey getir bakayım buraya” dedim. Ben ne diyeceğim diye hepsi nefesini tutmuş bekliyordu. Açtım ikinci maddeyi satır satır okudum.

 

Siz de anayasa ile karşılık verdiniz yani..?

O maddede 7 özellik saymış. Laik, sosyal, hukuk devleti değil sadece. İnsan haklarına saygılı, adil devlet olacak diyor. Ama devletin adil olmasının şartlarını aşağıya koymuyor. “Siz sadece laiklikten bahsediyosunuz, onu da yanlış bahsediyorsunuz. Laiklik elden gidiyor tedbir alalım diyorsunuz ama aldığınız tedbirlerin hepsi anayasaya aykırı. Anayasayı kendiniz çiğneyerek nasıl koruyacaksınız? Sizin getirdiğiniz maddeler insan haklarına, anayasaya, hukuk, laiklik ilkesine aykırı. Önce incelenmesi lazım, münakaşa edelim” dedim.

 

Hiç cevap geldi mi bu sözlerinize?

Demirel, “Başbakan bu saatten sonra bunları nasıl münakaşa edelim?” dedi. “Genel Sekreter’e verelim, rapor toplasın” dedim. “Genel sekreterlikte uzmanlar yok, hükümette var” dediler. “O zaman hükümete havale edelim” dedim. Aldığımız karar budur ve ben bunun altına imza attım. Anayasa’ya aykırı olduğu için hiçbirini uygulamadılar. Bu defa hukuki yollardan bir şey yapamadıklarını görünce ortağımızın yumuşak karnını buldular.

50 vekil ikna odalarına çağrıldı

 

DYP’ye yöneldiler..

50 tane DYP’li milletvekilini tehdit ettiler. Bir bir ikna odalarına çağırdılar. Kendilerine Yassıada’nın fotoğraflarını gösterip, “Sizi şu odaya koyacağız haberiniz olsun. Hükümetten desteğinizi çekeceksiniz” dediler. O vekiller sonradan benden özür diledi. Çiller Hanım bana geldi, “Bir gensoru verilse 50 vekilimiz korkusundan güvenoyu vermeyecek” dedi. Çoğunluğunuz olmazsa orada oturmanız da doğru olmaz. Demirel’e 291 imzalı seçim kararını verdim. “3 ay içinde seçim olacak, koalisyon protokolüne göre görevi Çiller Hanım’a bırakıyorum. Tekrar geleceğim. Bu şartla veriyorum” dedim. “Tabii” deyip aldı.

 

Ama olaylar pek istediğiniz gibi gitmedi...

Ertesi günü bile beklemedi. Çiller Hanım’a görev vermesi lazımdı ama 291 imzaya rağmen Yılmaz’a görev verdi ve Türkiye 15 yıl kaybeti.

 

Sizin çok eski arkadaşınız, neden böyle yaptı?

Kendisine sorun.

 

Cumhurbaşkanı ve Başbakan kandil ve bayramlarda arıyor

 

Siz açıkça eski öğrencilerinizi “Siyonizmle işbirliği yapmakla” suçluyorsunuz.

Kendi ordusunda askerlik yaptırır dedim ya. Onlar hiçbir zaman siyonizme alet olmak istemez, memlekete hizmet etmek isterler. Şahıslarını ayırıyorum. Politikaları ve yaptıkları işler başka, şahıslar başka. Şahıslar benim evladımdır. Severim, efendi insanlardır. Terbiyede eksik, kusur yapmazlar.

 

Ama politikaları yanlış size göre...

Yanlıştır. Yahudi bunları kullanıyor, farkında olmadan kullanıyor. Çünkü bunun ustasıdır. Sadece Türkiye değil bütün ülkelerde. Bunların hocası, ağabeyi olarak yapılacak şey nasihat etmektir. Ben işe başlarken ne yapmaları icap ettiğini söyledim. Toprak kayıyor. Yarın Türkiye’nin bölünmesi karşısında ne yapacaksın? Türkiye’yi büyük tehlikelerin beklediğini görüyorum ve seyirci kalamam. Siyonizm demokrasi oyunu oynuyor.

 

Nasihatınızı dinlemediler mi?

8 senedir tutmadılar. Nasihat da para etmeyince ne olur? Yönetim ve karar yetkisini ellerinden almak lazım. Dediğim gibi bunlara şahsen sevgim, şefkatim ayrı, zihniyeti hakkındaki kanaatlerim ayrı. Fakat söylediğim gerçekler de ayrı. Gerçekler bu söylediğimiz sonuçları zorunlu ve tabii kılıyor.Şimdi yüzde 3-5’lik partisiniz diyorlar. Biz yüzde 3’lerden 30’lara açıkmanın antrenmanına sahibiz.

 

Cumhurbaşkanı ve Başbakan hâlâ sizi arar mı?

Bayramlarda ve kandillerde ararlar.

 

Büyümek istiyorsunuz ama Numan Bey’in ayrılığıyla iyice küçülmediniz mi?

Hayır. Budamak ağaçları küçültmez büyütür.

 

Dinin içini boşaltmak için özel çalışma yapılıyor

 

İktidara yönelik dinle ilgili eleştirileriniz de oldu.

Dinin değiştirilmesi iki türlüdür. Birincisi yasaklarsınız. Bir de dinin içini boşaltırsınız. İçini boşaltmak özel çalışmalar yapılıyor. Nereden çıktı bu Kürt-Türk, Alevi-Sünni meselesi? Bin yıllık tarihimizde böyle mesele var mı? Kürtleri ve Türkleri birbiriyle çarpıştıracaklar. Bu kalkan projesi Kürdistan’ı korumak için yapılıyor. Buna toprağın kayması derler. Adım adım Türkiye yok edilmeye götürülüyor. SP’den korktuğu için AKP’ye makyaj yapıyor. Pudralıyor, allıyor pulluyor. Bizim hacı efendi SP’ye değil AKP’ye oy versin diye.

 

Ama vatandaş oy da veriyor.

Bizi arıyor millet. AKP’ye verilen oylar biz zannedilerek verilen oylardır. Seçim öncesi çok tanınmış bir cami cemaatinin hocası bizi davet etti. “Hastayım, seçimde evlatlarımla meşgul olamayacağım. Hocanın izinden ayrılmayacaksınız” dedi ve hastaneye yattı. Seçim sandığı listelerine baktık ki, yüzde 50 AKP’ye oy vermiş. Bunları azletti hocaefendi. Çağırdık sorduk. Ne dediler biliyor musunuz? “Cumhuriyet mitinglerini televizyonlarda gördük, o kalabalıklardan korktuk. Ya bunlar CHP’ye destek verirse, iktidara gelirse o karanlık günlere nasıl tahammül edeceğiz? AKP CHP’den iyidir.”

 

Tayyip ve Abdullah Türkiye’ye kötülük yapmak istemezler

 

Yani AKP’yi iktidara siyonizm mi taşıdı?

Bizi bölmek için içimizdekileri aldattılar. Bu çocuklar Türkiye’ye kötülük yapmak istemezler. Tayyip, Abdullah... Aslında temiz, iyi niyetli çocuklardır. Bunlar benim talebelerimdir. Kendilerine şimdi de sevgi besliyorum. Yaptıkları iş bir aldanmadan ibaret, ellerinde değil. Karşı tarafın ustalığıdır. Bunlar kendileri iktidara gelmediler, onlar getirdi. Milli Görüş’ten ayrılan çok oy alırmış. Öyle yağma yok.

 

Ama dünyada bile İsrail’e karşı en kafa tutan isim Tayyip Bey oldu...

Bu SP’nin gücüdür. Halk SP’ye oy vermesin isteniyor. Onların stratejisidir. “Bize küfredin. Yeter ki iktidarda kalın” diyor adam. Tayyip, İsrail OECD’ye girerken ret oyu mu kullandı? Hayır. Milyarlık askeri ihale verirken hiç eli titremiyor. “One minute” diyor, sonra “ben tercümana söyledim” diyor. Bunların hepsi siyonizmin oyunları. Rejisör Siyonizm. Bu ülkeyi yönetmek için 7 Allah vergisi lazım.

 

Nedir bunlar?

Birincisi bilginiz olacak. Milletin inancını, tarihini bileceksiniz. Bu millet boynundan zincirle AB’ye bağlanacak bir millet değildir. İkincisi ülke idare etmek tecrübe ister. Hiçbirinin tecrübesi yok. Kürt meselesi diyor, Türkiye’nin bölünmesine neden oluyor, fakında değil. Demokratikleşme deyip orta yere ne koydu? Kıbrıs diyor, Kıbrıs ne hale geldi? Çözemez çünkü bu tecrübe, hidayet ister ki bu Allah vergisidir. Feraset ister, dirayet ister. Bir de şuurlu insan olacaksınız. Vizyonunuz olacak ve Türkiye’yi nereye götüreceğinizi bileceksiniz. Bu nedenle böyle gitmez. Biz çocuğun asıl anasıyız.

 

Demirel’i avucumun içi gibi tanırım

 

Siz, Demirel’le konuşmadınız mı sonrasında?

Konuşmadım. Ne diyeceğini bilirim, onun için. Demirel benim sınıf arkadaşım. Avucumun içi gibi tanırım. Bir şey yapamadılar 28 Şubat’ta ama ortağımız çürük çıktı. Uydurma hükümetler kuruldu. 5-6 sene Türkiye kaos içinde kaldı.

 

Demirel’in pişman olduğunu düşünüyor musunuz?

Bilmiyorum, herhalde memnun değildir. Çünkü gidişattan şikayet ediyor. Bu gidişat onun eseridir.

 

Partinizdeki ayrılık sinyalleri bu süreçten sonra mı geldi?

Bu kaos içinde bizim bu evlatlarımız “Siyonizm istediğini hükümet yapıyor. Biz de hükümet olalım” hevesine kapıldılar. Siyonisetlerin liderleriyle görüşmeler yapıldı.

 

Hala sizin partinizdeyken mi?

Evet. Hazırlıklar yapıldı. Siyonizm parti olarak da bizi rahat bırakmadı. İçimizdekilere girdi ve bunları etkiledi. Bu insanları aldattı. Mevki makam vereceğiz dedi, ayrı parti kurdular. Destekledi ve bunları Başbakan, bakan yaptı. Şimdi bunlar “Aman biz ne akıllı davrandık. Ayrıldık bakan olduk” zannediyorlar.

 

Torumlarım Merve ve Safa

Kızlarından 6 torun sahibi olan Erbakan, oğlundan da iki torun sahibi oldu. Fatih Erbakan ve Beyza Erbakan çiftinin geçen ay ikiz kız bebekleri dünyaya geldi. Erbakan’ın ikiz torunlarına Merve ve Safa isimleri verildi. Merve ve Safa Mekke’deki iki kutsal tepenin ismi.

 

 

 

 

 

 

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!