Engellerini müzikle aşıyorlar

Güncelleme Tarihi:

Engellerini müzikle aşıyorlar
Oluşturulma Tarihi: Şubat 02, 2010 09:08

Başkentte birkaç engellinin bir araya gelmesiyle oluşan “Tepetaklak” müzik grubu performanslarıyla profesyonel müzisyenlere taş çıkartıyor.

Kübra Büyükbalta, Murat Sarı, Ahizar Özbek ve Utku Şener, Çankaya Cinnah Caddesi'ndeki küçük bir müzik stüdyosunda müziğin gücünü kullanarak engellerini aşan 4 genç...

Girişinde, “Dikkat! Şiddet, Karamsarlık, Başarısızlık, Saygısızlık, Stres Giremez” yazılı bu stüdyoda çalışan 4 engelli arkadaş, yaklaşık 2,5 yıldır birlikte sürdürdükleri müzik serüveni içinde başardıklarıyla pekçok engelliye örnek oluyor.

Grubun kurucusu ve öğrencilerin eğitmeni Bülent Hatiboğlu, yaptığı açıklamada, müziğin engelli gençlerin hem sosyalleşmeleri hem de sıkıntılarının çözümünde yararı olduğunu söyledi.

Kendisi de doğuştan görme engelli olan Hatiboğlu, özellikle fiziksel engelli birçok kişi için yorucu ve sıkıcı olabilecek egzersizleri müzik sayesinde keyifli hale getirdiklerini belirtti.

Bir öğretmenin yapması gereken şeyin öğrenciyi sırtlayıp götürmek değil ona yol göstermek olduğunu ifade eden Hatiboğlu, “Bilgi, tohumluk buğday gibi düşünülürse çoğu yerde pişirip yiyorlar ya da yediriyorlar. Biz, çocuklara tarlayı ekmeyi öğrettik. Şimdi artık provalarında yanlarında olmasam bile kendi eserlerini çalışıyorlar, üretiyorlar, çıkıp çalıyorlar” dedi.

Grubu kurmasındaki amacının, herkese engellilerin de diğer insanlar gibi bir şeyler yapabileceğini göstermek olduğunu dile getiren Hatiboğlu, “Sanat ruhla yapılan bir şey olduğu için fiziksel engellerin ruhla yapılacak şeylere ne engeli olabilir ki? O yüzden yola çıktık. Bütün amacım, bu grubumuzla daha büyük faaliyetler yapmak” diye konuştu.

Destek verildiğinde engellilerin de sanatın her alanında başarılı olabileceğini ifade eden Hatiboğlu, “Tepetaklak” grubunun bunun en güzel örneği olduğunu söyledi.

Müziğin, engellilerin rehabilitasyonundaki önemine dikkati çeken Hatiboğlu, “Yetenekli olmasalardı müziğin gücünü kullanarak sadece fiziksel ve zihinsel sıkıntılarıyla ilgili yol alacaklardı. Biz, okullarda bunu müzikle ilgisi, yeteneği olmayan çocuklarla da çalışıyoruz. Onlarda sadece bir tedavi aracı olarak kullanıyoruz. Ama bu arada eğer yetenekleri varsa iyi birer müzisyen de oluyorlar. Yoksa sadece tedavi düzeyinde kalıyor” şeklinde konuştu.

Engellilerin çalışmalarını daha rahat bir ortamda sürdürmeleri amacıyla geçen yıl “Sanat ve Sevgi Toplumu Derneği” adında bir dernek kurduklarını bildiren Hatiboğlu, “Derneğimiz çalışır durumda. Sorunları giderilmiştir. Öğrencilerimiz çalışmaya başladı. Temel amacımız, gün gelip o kapının anahtarlarını onların eline vermek. Artık kendileri yürütecekler” dedi.

“BULUNMAZ BİR NİMET”

Grupta gitar çalan görme engelli Kübra Büyükbalta da 3,5 yıldır Bülent Hatiboğlu'nun stüdyosunda çalışmalarını sürdürdüğünü belirterek, grupla yaklaşık 2,5 yıl önce çalışmaya başladığını söyledi.

Atılım Üniversitesi Psikoloji bölümü 1. sınıf öğrencisi olan Büyükbalta, “O kadar sahte insanların, sahte arkadaşlıkların arasında böyle bir şeye sahip olmak bulunmaz bir nimetti. Buraya geldiğimde kendimi çok huzurlu hissediyorum. Okulun stresi, sahte arkadaşlıkların verdiği tatsız ruh durumunu burada tamamen bırakıyorsunuz. Herkes birbirini çok daha iyi anlıyor burada” dedi.

Grubun görme engelli bir diğer üyesi Murat Sarı da Keçiören'deki bir ağız ve diş sağlığı merkezinde bilgi işlem görevlisi olarak çalıştığını belirterek, müziğe 10 yaşında bağlama öğrenerek başladığını kaydetti.

Yaklaşık 14 yıldır bağlama çaldığını anlatan Sarı, “2-2,5 yıldır gruptaki arkadaşlarımla çalıyorum. Müziği insanları etkileyecek bir araç olarak görüyorum. Onun dışında kendi ruhum açısından bir terapi oluyor müzik. Müziğin içinde sahtekarlığa kesinlikle yer yok. Bu grup bana çok iyi dostlar kazandırdı. Müziğin bu konuda bana çok büyük kazancı var. Daha iyi bir dünyada yaşamak istiyorsak bunu insanlara müzik yoluyla çok daha iyi aşılayabiliriz” diye konuştu.

Grubun yeni üyelerinden görme engelli Ahizar Özbek ise müziği çok sevdiğini, gitar ve org çaldığını söyledi.

Halide Edip Lisesi 1. sınıf öğrencisi Özbek, ortaokulda koroda olduğunu daha sonra da Bülent Hatiboğlu ile tanıştığını kaydetti.

Ortaokuldayken güzel sanatlar lisesine gitmeyi istediğini anlatan Özbek, “Olmadı ama ben hayırlısını istedim. Hayırlısı burasıymış. Liseye giremediğim için bir daha müzikle uğraşamayacağımı sanıyordum. Ama Bülent Hoca'yı tanıyınca bunun böyle olmadığını anlamış oldum” ifadesini kullandı.

Grubun bateristi Serebral Palsi (SP) hastası Utku Şener de 2005 yılında Bülent Hatiboğlu'ndan bateri dersleri almaya başladığını söyledi.
Hatiboğlu'ndan bateri çalmanın dışında da çok şey öğrendiğini belirten Şener, ileride bateri dersleri vermeyi düşündüğünü de sözlerine ekledi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!