En korkulan mahkum müebbet hükümlü

Güncelleme Tarihi:

En korkulan mahkum müebbet hükümlü
Oluşturulma Tarihi: Haziran 28, 2000 00:00

Haberin Devamı

Cezaevlerinde her gün yeni bir skandal patlak veriyor. Artık herkes cezaevlerini düzeltebilmenin neredeyse imkansız hale geldiğini kabul ediyor. Cezaevlerini yönetmekle sorumlu olanlar bile bütçeden ayrılan payla ancak bu kadar olabiliyor diyorlar. Cezaevlerinde artık kendilerine özgü gelenekler, görenekler ve farklı değerlerin hakim olduğu bir yaşam tarzı var. Mahkumlar cezaevinde nasıl yaşıyorlar, içeriye sokmaya çalıştıkları malzemelerin listesi, mahkumlar arasındaki itibar ayrımı, nasıl eğleniyorlar, sorunlarını nasıl çözüyorlar? Gerçek olaylardan derlenmiş örneklerle cezaevi tarzı yaşamdan bir kesit sunuyoruz...

KOĞUŞLAR EKİPBAŞI TARAFINDAN YÖNETİLİYOR

Koğuşlarda, genellikle, 60-100 mahkum kalıyor. Bu koğuşlar, bir ekipbaşı ve dört ‘aza’dan oluşan yönetim kurulu tarafından yönetiliyor. Koğuşun düzeni, para toplanması, yemek, mahkumların yönetim ile ilişkileri, mahkumların çıkarlarının diğer koğuşlardaki mahkumlara karşı korunması gibi işlerin tamamı, koğuştaki ekipbaşından soruluyor. Ekipbaşının bilgisi olmadan, koğuşa hiçbir eşya sokulamıyor. Ünlü ‘baba’lar, kendileri bu rolü üstlenmiyorlar ama ekipbaşı seçiminde etkili oluyorlar, destekledikleri kişiyi seçtiriyorlar. ‘Baba’lar, cezaevinde ‘kral muamelesi’ görüyorlar, açık görüş dahil nereye girerlerse orada herkes ayağa kalkıp onları saygıyla selamlıyor.

AYAK BASTI PARASI TOPLANIYOR

Ekipbaşı, koğuşa gelen her yeni mahkumdan ‘ayak bastı’ parası alıyor. ‘Ayak bastı parası’, koğuştaki eski mahkumlardan da haftada bir kez düzenli olarak toplanıyor. Ekipbaşı, etrafına toplanan ‘gariban mahkumları’ yedirip içiriyor; gerekirse cezaevi yönetimiyle ilişkilerde de kullanıyor.

PARALI MAHKUMDAN HARAÇ ALINIYOR

Zengin mahkumlar, eğer bir 'baba' tarafından korunmuyorlarsa, cezaevinde ciddi baskılarla karşılaşıyorlar. Kimi zaman, zengin olarak tanınan bazı mahkumlara zorla senet imzalattırıp tahsilatını dışarıda yaptırıyorlar; kimi zaman da koğuşta çivili sopayla dövme, şiş batırma, şişeye oturtma gibi çeşitli işkenceler yaparak, korunmasız ve paralı mahkumların dışardaki yakınlarından para sızdırıyorlar. Baskı yaparak haraç alınan mahkumların konuşmaması, olup bitenlerle ilgili dışarıya bilgi vermemesi için de yakınları ve avukatıyla yalnız başına görüşmesine müsaade etmiyorlar.

EN AŞAĞILANAN SUÇ IRZA GEÇME

Cezaevlerine düşen mahkumlar arasında en gözde ve en çok saygı gören mahkumlar, cinayet sanıkları ve gaspcılar. Cezaevi aleminde namus cinayeti işleyen ve hasmını öldüren sanıkların itibarı çok yüksek. En fazla korkulan mahkumlar, müebbet hükümlüler. Irza geçme suçundan hapse düşen mahkumlar ise öbür mahkumlar tarafından aşağılanıyor. En fazla haraç bu mahkumlardan alınıyor; koğuşların temizlik ve ayak işlerini yapmak zorunda bırakılıyor ve sık sık dövülüyorlar.

HER FIRSATTA KUMAR OYNANIYOR

Mahkumların cezaevinde kumar oynamaları engellenemiyor. Kumar tutkunu mahkumlar, yemek sırasında tabağa konan sinek üzerine bile bahse giriyorlar; sineği önce uçan parayı kaybediyor! Ya da televizyon reklamları başladığında bahse tutuşuyorlar; kimin tuttuğu reklam önce yayımlanırsa o kazanıyor ve ortadaki paraları alıyor.

EKMEKTEN BİLE SİLAH YAPIYORLAR

Mahkumlar, cezaevlerinde kılıçtan, boğma ipine, hatta tabancaya kadar her türlü silahı imal edebiliyorlar. Ekmeği bile silah haline getirebilen mahkumlar, el ve ayaklarını bağladıkları itirafçının, ağzını ve burnunu hamur haline getirilmiş ekmekle tıkayıp, nefes almasını engelleyerek öldürebiliyorlar. Ayrıca tahta kaşığın sapını sivriltip, kızgın yağa batırarak çelik şişten daha tehlikeli bir silaha dönüştürebiliyor, çamaşır suyuyla betonu delebiliyor, tüpgazdan lav silahı yapabiliyorlar.

TAKIM ELBİSEYE ÇOK DÜŞKÜNLER

Mahkumlar, mahkemede hakim karşısına takım elbiseyle çıkmak gerektiğini düşünüyorlar. Duruşmaya takım elbisesiz çıkmanın hakim nezdinde kötü bir imaj yaratacağını düşünüyorlar. Bu yüzden mutlaka bir takım elbise edinmeye çalışıyorlar.

EN ÇOK TALEP EDİLENLER LİSTESİ

Mahkumların, temel gıda maddelerinin dışında, cezaevlerine ne yapıp edip sokmaya çalıştıkları malzemeler şunlar: Cep telefonu, tesbih, televizyon, pilli radyo, walkman, gazete, kitap, alkollü içki, parfüm, top, uyuşturucu madde, silah, boya, lap top, elektronik daktilo, fotoğraf makinası.

DIŞARIDAN ADAM GETİRİP İŞKENCE YAPTILAR

Ankara'lı tekstilci A.S., cezaevinde yatmakta olan mafya babasının adamları tarafından GAMA iş merkezindeki bürosundan silah zoruyla alınıp görüşme talebi bahanesiyle cezaevine sokuldu. İşadamı rehin alındığı koğuşta türlü işkencelere uğradıktan sonra borç senedini imzalamak zorunda kaldı. İşadamı daha sonra serbest bırakıldı ve senet tahsil edildi.

MÜDÜR ODASINDA BASILDILAR

Ankara Merkez Kapalı cezaevinde çete kurmak suçundan yatan M.Ö. ile kocasını öldürmek suçundan tutuklu bulunan E.İ., cezaevinde tanışmışlardı. Müdürün odasında aşk yaparken basıldılar. Cezaevi Müdürü her iki sanığın da avukatlığını yapan kişiyi çağırıp ‘‘sizin bilginiz var mı, nasıl oluyor bu olay ’’ diye çıkıştı. Soruşturma halen savcılık aşamasında devam ediyor, adı geçen avukat da tanıklar arasında.

ÇEŞMEDEN SU YERİNE İÇKİ AKTI

Yer Kırıkkale Keskin Cezaevi. Yıllar önce tahliye olan bir mahkum, ‘Hayrat olsun ve kendisinden sonra cezaevine düşen mahkumlar, buz gibi su içsinler’ diye cezaevi avlusuna bir çeşme yaptırır. Ancak bir süre sonra bir grup mahkum, bir plan kurar. Tahliye olan mahkumlardan biri, uygun bir yerden çeşmeye uzanan su borusuna bir küçük depo bağlatır. Bu depoya kimi zaman bira, kimi zaman da şarap doldurarak, cezaevindeki arkadaşlarının alkolsüz kalmamasını sağlar. Aylar sonra bu sır tesadüfen ortaya çıkar ve çeşme kapatılır.

BABA HAMAM YAPTIRDI AMA

Mafya dünyasının ünlü simalarından ‘İnci Baba’ lakaplı Mehmet Nabi İnciler, hapse düştüğünde, cezaevindeki duşları bakımsız ve pis bulduğu için bir türlü yıkanamaz. Cezaevi yetkilileriyle pazarlık yapar: ‘Cezaevine hamam yaptırırım ama haftanın iki günü sadece bana ait olacak.’ Cezaevi yönetimi İnci Baba'nın talebini olumlu bulur ve mafya babası hamamı yaptırır.

LEZBİYEN GARDİYANA SUÇÜSTÜ

Merkez kapalı cezaevinde kadınlar koğuşundan sorumlu kadın gardiyan H.C. kadın mahkumlarla para karşılığı lezbiyen ilişkiye girer. Kadınlardan gelen yoğun talep üzerine koğuşun bir köşesini bu amaçla kullanmaya başlar. Aniden artan kazancıyla kendisine ticari bir dolmuş alır. Meslekdaşları onu kıskanıp ihbar ederler. Suçüstü yakalanan, H.C., mahkemede yargılanır ve disiplin cezasıyla birlikte sürgün cezası da alır.

KARISININ BİLEZİKLERİNİ ALDILAR

S.D. isimli paralı mahkum koğuşta rehin alınır, vücudunda sigara söndürülüp şişeye oturtulur. Türlü işkenceler yapıldıktan sonra, cep telefonu ile karısını araması sağlanır. Rehin alınan mahkum, para bulunmadığı takdirde öldürüleceğini söyler. Mahkumun eşi, kolundaki bilezikleri belirlenen kişilere teslim ederek kocasının hayatını kurtarır.

KADIN GELMEYİNCE İSYAN ÇIKTI

Cezaevinde yatan genelev mafyasının öndegelen isimlerinden B. A. irtibatta olduğu kişilerden cezaevine çağırdığı fahişeleri içeriye sokmasını ister. Uzun süren pazarlıklardan sonra görevlilerden ‘olmaz’ yanıtını alan baba, çılgına döner ve ortalığı savaş alanına çevirir. Her yeri yakıp yıkarlar. Cezaevinde o gün başlayan isyan, üç gün sonra güçlükle bastırılabilir.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!