Emniyet: Saldırının örgütsel bağlantısı yok

İki yıldır Trabzon'da bulunan rahibin, misyonerlik faaliyetlerinde bulunduğu için ‘sakıncalı’ olduğunun ilgili birimlere bildirildiği, ancak devreye İtalyan makamları girince ikamet izninin verildiği öne sürüldü. Bir görgü tanığı robot resmi çizilen saldırganın bir gün önce kilisede gürültü yaptığı için rahiple tartıştığını iddia etti.

Üst düzey bir Emniyet yetkili, “Cinayet kesinlikle ferdi bir eylem. Örgüt bağlantısı veya siyasi yönü yok. Papa’ya düzenlediği suikastten sonra adeta kahraman gibi gösterilen Mehmet Ali Ağca’ya özenmiş bir çocuğun işi de olabilir. Başka nedenler de ortaya çıkabilir. Tüm ihtimalleri değerlendiriyoruz” dedi.

4 KİŞİNİN İFADESİNE BAŞVURULDU

Cinayetin ardından başlatılan soruşturma kapsamında dün gece 4 tanığın ifadesine başvur

uldu. Tanıkların ifadeleri doğrultusunda önce 13-14 yaşlarında olduğu tahmin edilen saldırganın robot resmi çizildi. Kilise yakınındaki bir işyerinin güvenlik kamerası olduğu belirlendi, ancak arızalı olduğu için görüntü temin edilemedi.

Saldırganın, daha önce kiliseye birkaç kez gitmiş olabileceği, Santoro’yu tanıdığı ve aralarındaki kişisel bir soruna dayalı olarak cinayeti gerçekleştirdiği ihtimali kuvvet kazandı. Kilisede görevlinin anlatımına göre yüzünü göremediği saldırgan kiliseye girdikten sonra, “Allauekber” diye bağırdıktan sonra rahibe sırtından iki el ateş edip kaçtı.

HER İHTİMAL ARAŞTIRILIYOR

Saldırının ardından başlatılan soruşturmada kiliseye daha önce giden bazı çocukların bilgisine de başvuran polis, Katolik rahibin, para verdiği çocukları kiliseye alıştırdığı bilgisine ulaştı. Kiliseye küçük yaşta kişilerin de geldiği bilgileri üzerine Rahip Santoro’nun öldürülmesiyle ilgili olarak, polis cinsel taciz ihtimali de dahil olmak üzere tüm ihtimalleri araştırıyor. Hz. Muhammed’in karikatürlerine tepki vermek isteyen birilerinin de, saldırganı kışkırtmış olabileceği ihtimali de titizlikle değerlendiriliyor.

VASİYETİ YERİNE GETİRİLDİ

Öte yandan bu sabah Trabzon’a gelen İtalya’nın İstanbul Konsolosu Stefano Canzio önce Santa Maria Kilisesi’nde incelemelerde bulundu. Daha sonra Vali Hüseyin Yauzdemir’i makamında ziyaret eden Canzio, ardından Adli Tıp Kurumu’na gitti. Cumhuriyet Başsavcısı Burhan Çobanoğlu ve soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Fatih Genç ile de görüşen Canzio, olayla ilgili bilgi aldı. Savcılığa gelen Katolik rahibin yeğeni 32 yaşındaki Loredana Palmıerı ise, Santoro’nun olaydan sonra el konulan özel eşyalarını teslim aldı. Bu eşyalar arasında bulunan ayin elbisesi, Adli Tıp Kurumu’na götürülerek vasiyeti üzerine Andrea Santoro’ya giydirildi. Santoro’nun son isteğinin, ayin elbisesi ile gömülmek olduğu öğrenildi. Katolik rahibin gözlüğü ve cebinden çıkan 200 YTL parası da yeğeni Palmıerı’ye verildi.

Trabzon Adli Tıp Kurumu’ndan alınan Andrea Santoro’nun cenazesi Santa Maria Kilisesi’ne götülerek, mozaleye

konuldu. Cenazeye Trabzon Vali Yardımcısı Mehmet Özmenoğlu da katıldı.

YEĞENİ SALDIRIYI GÖRMEDİ

Rahibin yeğeni olan Loredana Palmıerı'nin kilisede bulunduğu ancak, saldırıyı görmediği belirtildi. Polis dün olaydan sonra rahibin yeğeninin ifadesine başvurdu.

Öte yandan, kilisenin çevresinde bulunan işyerlerindeki bazı görgü tanıkları, kilisenin içerisinde ilk atılan 2 el silah sesini duymadıklarını, zanlının daha sonra kilisenin dışında havaya sıktığı tek kurşunun sesini duyduklarını ifade ettiler.

AMACI İSLAMİYET İLE DİYALOGDU

Trabzon Adli Tıp Kurumu’ndan alınan Andrea Santoro’nun cenazesi Santa Maria Kilisesi’ne getirildi. Kilisede mozaleye konulan Santaro’nun tabutuna sarılıp ağlayanlar oldu. Ayin başlamadan önce bir basın toplantısı düzenleyen Anadolu Bölgesi Katolik Kiliseleri Başpiskoposu Luigi Padovese, Andrea Santoro’nun 6 yıl önce Türkiye’ye geldiğini, 3.5 yıl Şanlıurfa’da görev yaptıktan sonra Trabzon’da görev başladığını söyledi. Başpiskopos Padovese konuşmasında şöyle konuştu:

“Andrea Türkiye’ye gelmeden önce Roma’dayken 100 bin kişilik kilisenin başrahibiydi. Buna rağmen orayı bırakıp Türkiye’ye geldi. Türkiye’yi çok seviyordu. Amacı misyonerlik değil İslam alemi ile diyaloğa girmekti. Urfa’da görev yaptığı sırada Hz. İbrahim Evi açmıştı. Barışı seven insandı.

Bu nedenle onu kaybettiğimiz için çok üzgünüm. Görgü tanığının ifadesine dayanarak söylüyorum. Onu vuran çocuk değil büyük bir insandı. Ateş etmeden önce ‘Allahüekber’ diye bağırdı.

O sırada kilisede bulunan bir gence de, ‘kendini kurtar’ diye bağırdı. Özellikle size söylemek istiyorum. Rahibin ölümünün Türkiye’ye huzur ve barış getirmesi lazım.

O kurban idi, onun kanı boşa gitmemeli. Biz Hıristiyanlar olarak Türkiye’de kalmak istiyoruz. Bu ülkeyi sevenler kalmalı. Biz seviyoruz. Çünkü onun kanı ile ıslanmıştır. Biz buraya Müslüman kardeşleri Hıristiyanlığa çevirmek için gelmedik. Barış köprüsü oluşturmak için geldik. Siz de köprü inşaatında yardımcı olun.”

Konuşmasının ardından gazetecilerin sorusunu cevaplayan Başpiskopos Padovese, “Bu olayın peygamber karikatüründen sonra olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna, “Malesef bu günlerde oldu. Çok acı verici bir olay. Bu kişi çok fanatik birisi olabilir. Televizyon ve gazetelerde gördüğü karikatür haberlerinden etkilenerek ruhi bunalım içerisine girerek, intikam duygusu oluşmuş olabilir” dedi.

VALİ YAVUZDEMİR: “OLAYLA İLGİLİ KAMERA GÖRÜNTÜSÜ YOK”

Trabzon Valisi Hüseyin Yavuzdemir, Sancta Maria Kilisesi Rahibi Andrea Santaro'nun silahlı saldırı sonucu öldürülmesi olayıyla ilgili kamera görüntüsü olmadığını bildirdi.

Yavuzdemir,  zanlının kaçarken güvenlik kameralarınca görüntülendiği ve bu görüntülerin polisin elinde bulunduğu iddialarının gerçeği yansıtmadığını belirterek, ”Olayla ilgili kamera görüntüsü yok. Güvenlik güçleri zanlıyı yakalayabilmek için çalışmalarını sürdürüyor” dedi.

Yavuzdemir, soruşturmanın selameti açısından daha fazla bilgi vermesinin sakıncalı olabileceğini kaydetti.

Bu arada, olay yerinden toplanan 3 boş kovan, balistik inceleme için Samsun'daki Laboratuvar Bölge Müdürlüğü'ne gönderildi.

AZERİ KADIN ZANLIYI KİLİSEDE GÖRMÜŞ

Santa Maria Kilisesi’nin karşısındaki Sümer Apartmanı’nda oturan ve kilisenin cemaatinden olan 46 yaşındaki Azeri uyruklu Karina Guliyeva, polisin hazırladığı robot resmi televizyonda gördükten sonra, saldırganın olaydan bir gün önce 4 arkadaşıyla birlikte kiliseye gelerek ayine katıldığını iddia etti. Azeri kadın, ayin sırasında çok ses çıkaran 13-15 yaşlarındaki 5 gencin, öldürülen rahip tarafından dışarı çıkarıldıklarını, daha sonra tekrar geldiklerini ileri sürdü.Trabzon'da dün dua ettiği sırada sırtından kurşunlanarak öldürülen

İZİN VERİLMEDİ İDDİASI

Santa Maria Katolik Kilisesi rahibi 61 yaşındaki Andrea Santoro’nun, Trabzon’daki ikamet izninin uzatılması için Emniyet Müdürlüğü’nün olumlu görüş vermediği iddia edildi.

VALİ: SORUN YOKTU

Vali Hüseyin Yavuzdemir ise, bu iddianın doğru olmadığını, Andrea Santoro’ya ikamet izninin sorunsuz verildiğini söyledi.

KORUMA TALEBİNDE BULUNMAMIŞ

Trabzon Valisi Hüseyin Yavuzdemir dün olaydan sonra yaptığı açıklamada, “Daha önce bazı gazetelerde öldürülen papaz Andrea Santoro hakkında misyonerlik faaliyetlerinde bulunduğu yolunda eleştiri haberleri çıkmıştı. Emniyet güçlerimiz, bu eleştiriler nedeniyle, tehdit almış olabileceği ihtimalini gözönüne alarak bu yönde de araştırma yapıyor. Ölen papazın bu yönde yetkili makamlara yaptığı bir başvuru ve koruma talebi bulunmuyordu” demişti.