Elektriği Irak'a satıyoruz PKK'ya değil

Güncelleme Tarihi:

Elektriği Iraka satıyoruz PKKya değil
Oluşturulma Tarihi: Kasım 02, 2007 17:05

ODTÜ Teknokent tarafından düzenlenen “Girişimci Yatırımcı Zirvesi” çerçevesinde gazetecilerle bir araya gelen Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Olası sınır ötesi operasyonla birlikte bölgeye yönelik elektrik kesintisi uygulanıp uygulanmayacağına ilişkin olarak Güler, "Irak'a elektrik veriyoruz, PKK'ya vermiyoruz. Bunu komşumuz olduğu için ve dış politika gereği yapıyoruz. Elektriği hem özel sektör hem de kamu birlikte veriyor" diye konuştu. Hilmi Güler, bölgeye elektrik verilmemesine ilişkin her hangi bir yaptırımın söz konusu olmadığını ifade ederek, Irak ile Türkiye’nin ortak projesi olan Kerkük-Yumurtalık boru hattı projesinin bulunduğunu, Irak’a Türkiye’nin su, akaryakıt, gıda yardımı yaptığını, bunlara ilişkin de her hangi bir kararın verilmediğini kaydetti.

“İRANLA ANLAŞMAYI KARARLILIKLA SÜRDÜRÜYORUZ”

Güler, bir gazetecinin “İran’la Türkiye arasında yapılan doğalgaz anlaşmasının durdurulması söz konusu mu? Bu konuda ABD’nin tavrı nedir?” sorusu üzerine ise, anlaşmaya yönelik çalışmaların kararlılıkla sürdüğünü, İran’dan teknik ekibin Türkiye’ye gelerek çalışma yapacağını ve sonrasında İran Elektrik Bakanı'nın buraya geleceğini söyledi. Anlaşma çerçevesinde öncelikle iletim hatlarının güçlendirileceğini ve sonrasında Türkiye ve İran’da doğalgaz santralı yapılacağını belirten Güler, “İran, 10 bin megavat toplamındaki bir baraj paketinin Türk müteahhitlerine yaptırmak istiyorlar. Görüşmeler öncelikle gelecek teknik ekiple yapılacak ve İran Elekrik Bakanının geldiğinde ise karara bağlayacağız. Ardından da doğal gaz çalışmalarına devam edeceğiz” diye konuştu. Güler, bu çalışmalar sonrasında İran Petrol Bakanı Türkiye’ye geleceğini belirterek, anlaşma programında her hangi bir sapmanın söz konusu olmadığının da altını çizdi.

Güler, başka bir soru üzerine de, TPAO ile BOTAŞ’ın birleşmesinin gündemde olmadığını ifade etti.

"ÇEVRE DEĞİL BİLGİ KİRLİLİĞİ"

Kaz dağlarında altın çıkarılma girişimlerine ilişkin tartışmalara da değinen Güler, Kaz Dağları tartışmalarında, çevre kirliliğinden çok “bilgi kirliliğinin” yaşandığını öne sürerek, “Burada çevreye rağmen madencilik yapılmasını istemiyoruz. Aramada siyanür kullanılıyor ancak kullanılan siyanür hidrojen siyanürü değil, sodyum siyanürüdür” dedi. Türkiye’ye giren siyanürün yüzde 1’inin madencilikte kullanıldığını belirten Hilmi Güler, siyanürün zararlı etkilerine ilişkin de gerekli tedbirlerin alındığını kaydetti. Güler, “Kaz Dağları milli park. Buraya bırakın dozeri, araba girmesi bile yasak” diyerek, tabiat zenginliğini göz önünde tutarak çalışmaların yürütülmesi kararlılığında olduklarını bildirdi. Burada sadece altın değil, 20’e yakın maden ve endüstri mineralinin bulunduğunu vurgulayan Güler, Türkiye’nin siyanür kullanımı konusunda AB’den daha çevreci olduğunu, Avrupa’da bir litrede 50 gram, Türkiye’de ise 50’ye karşı 1 gram siyanür kullanıldığını söyledi. Güler, Türkiye’nin altındaki potansiyelini tam olarak kullanması halinde dünyada ikinci sırada yer alacağını, şu anda ise ispatlanmış rezervlerinde yedinci sırada bulunulduğunu bildirdi.

DÜN SABAH 3’E KADAR RÜZGAR SANTRALİ İÇİN BAŞVURU OLDU”

Bakan Güler, enerji alanında yatırımlar için çeşitli teşviklerde bulunduklarını belirterek, yenilenebilir enerjide başta rüzgar olmak üzere 10 yıllık enerji alımı garantisi verdiklerini, enerjinin ise 5 euro sentten düşük olmayacağını vurguladı. Rüzgar santralleri için dün sabah 3’e kadar müracaatlar olduğunu, başvuruların toplamda 75 bin megavat olduğunu belirten Hilmi Güler, başvuruların ayıklanacağını söyledi.

TÜRKİYE’NİN GÜNEŞ HARİTASI ÇIKARILIYOR

Güler, Türkiye’nin rüzgar haritasını çıkardığını ve sırada güneş enerjisi haritasının çıkarılması geldiğini dile getirerek, enerji alanında verdikleri teşviklerin bu alana büyük yatırımcıların gelmesini de sağlayacağını söyledi. Türkiye’nin elektrik ihtiyacının çok yüksek olduğunu belirten Güler, “Bizim 3 katı daha elektrik üretmeye ihtiyacımız var. Bunu üretmek için yeni yatırımların gelmesi lazım. 2020’e kadar Türkiye’nin ihtiyacı olan enerji için harcanacak para 125 milyar dolar. Bunun 100 milyar doları elektrikle ilgili yatırımlar olacak” diye konuştu.

BİYOETANOL KULLANIMI CARİ AÇIĞA ÇÖZÜM OLACAK

Güler, sorular üzerine biyodizel ve biyoetanol ile ilgili de bilgi verdi. Biyoetanol başta olmak üzere bu alanda büyük imkanların bulunduğunu, bununla birlikte “enerji tarımını” gibi yep yeni bir sektörün ortaya çıktığını vurgulayan Bakan Güler, biyoetanol ile Türkiye’ye giren benzinin yüzde 30’unu karşılayacak potansiyele sahibiz. Bu cari açığın çözümü olacak. Hem tarım sahalarımız değerlenecek, hem de 600 bin çiftçi ailesine istihdam yaratılacak” dedi. Türkiye’de şeker fabrikalarının üretimde zarar ettiğinin söylenildiğini, bundan sonra şeker şurubundan direk etanole geçileceğini belirten Güler, ithalata ödenen paranın ise bu şekilde karşılanacağını anlattı. Güler, biyoetanoli geleceğin yıldızı ürün olarak nitelendirdi. Güler, “Veri ayarlanması gerekiyor. Avantajları üst üste konulduğunu, vergi de ayarlanırsa,

-ÖTV almasak bile- bütün yan kazançlarla bile biyoetanol daha karlı” diye konuştu.

Güler, zirveye katılanları, Türkiye’deki bor sahalarında, rüzgar, güneş enerjisi gibi yenilenebilir enerji alanlarına yatırım yapmaya çağırdı.

“ELEKRİK ZAMMINA YÖNELİK ALINMIŞ NET BİR KARAR YOK”

Güler, “Elektriğe zam var mı” sorusunu yanıtlarken, zam konusuna ilişkin çalışmaların TEDAŞ tarafından yapıldığını, şirket yönetiminin bunun değerlendirmesini kendi yönetimi içinde yaptıktan sonra bakanlığa bildirdiğini söyledi. “TEDAŞ yönetiminin bu konuyu görüştüğünü biliyorum” diyen Bakan Güler, zam konusuna ilişkin şu an itibarıyla verilmiş net bir kararın olmadığını söyledi. Güler, alınacak kararın ise ilgili bakanlıklarla görüşüldükten sonra uygulamasının yapıldığını ifade ederek, “Uygulamaya yönelik karar alınmış değil” dedi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!