El Kaide duruşmasında 'alet olma' tartışması

Güncelleme Tarihi:

El Kaide duruşmasında alet olma tartışması
Oluşturulma Tarihi: Eylül 17, 2004 00:00

El-Kaide'nin Türkiye yapılanması içinde faaliyet gösterdikleri ve İstanbul'da 15 ile 20 Kasım 2003 tarihlerindeki bombalı saldırılara karıştıkları iddia edilen 69 sanığın yargılandığı davanın 5 gün süren 3. duruşması sona erdi.Beşiktaş'taki İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapılan duruşmanın bugünkü oturumuna, tutuksuz sanıklardan 10'u katıldı. Duruşmada söz alan sanık İsmail Adıgüzel, 2002 yılında Arapça öğrenmek için Suriye'ye gittiğini belirti. Sanıklardan Yusuf Polat'ı tanıdığını kaydeden Adıgüzel, “Polat, paraya ihtiyacı olduğu için kitap satıyordu. Ben de ondan kitap aldım” dedi. Adıgüzel, İngiltere Başkonsolosluğu'ndaki tadilat çalışmalarında amcası, amcasının oğlu ve 2 ağabeyinin çalıştığını ifade ederek, yapılan saldırı sonucunda bu akrabaların yaralandığını ve bu yüzden kendisinin de mağdur olduğunu kaydetti.Sanıklardan Ali Üzüm de, 2000 yılında yardım amaçlı olarak Afganistan'a gittiğini ve buradaki kampta yardım çalışmalarına katıldığını anlatarak, İmamlar Birliği örgütü davasında İstanbul DGM'de yargılanıp beraat ettiğini söyledi.O olay nedeniyle gözaltına alındığında polisin baskısı sonucu Afganistan'da bir kampta silah eğitimi verdiğini kabul ettiğini ileri süren Üzüm, aslında böyle birşeyin olmadığını söyledi. Üzüm, 1996 ve 2000 yılları arasında, Pakistan'da bir üniversitede öğrenciyken Habib Akdaş'ı da orada gördüğünü belirtti. Sanıklardan İrfan Kavak ise dini kitaplar yayınlayan bir yayınevinde çalıştığı dönemde Habib Akdaş'ın da buradan kitap aldığını ifade ederek, cihat konusunda sert görüşleri olan Akdaş'a sıcak bakmadığını dile getirdi. Sanık avukatlarından Osman Karahan da, Habib Akdaş'ın daha önce cumhuriyet savcılığına gönderdiği CD'nin bir örneğinin savunma tarafı olarak kendilerine verilmesini istedi. Avukat Karahan, Habib Akdaş'ın ölümüne ilişkin bir yazının Emniyet tarafından savcılığa gönderildiğini dile getirerek, Akdaş ifade veremeyeceği için bu CD'nin içeriğinin daha çok önem kazandığını söyledi. Avukat Necati Ceylan da, müvekkili olan sanıklardan Hüseyin Suat Öz'ün 10 aydır örgüt üyeliği gerekçesiye tutuklu bulunduğunu, ancak terör örgütü El-Kaide ile bir ilgisinin olmadığını ifade ederek, ”Emniyet'in düzgün toplamadığı delilleri savcılığa verdiğini ve mahkemenin de bu oyuna alet olduğunu” öne sürdü.Bunun üzerine Mahkeme Heyeti Başkanı Zafer Başkurt sinirlenerek, ”Biz görevimizi yapıyoruz. 'Alet edilme' ne demek? Kelimeleri biraz seçelim lütfen” dedi.Diğer sanık avukatları da söz alarak, duruşmaya gelen tutuksuz müvekkillerinin vareste tutulmalarını istediler. Mahkeme Heyeti, daha önce Topluma Kazandırma Yasası'ndan yararlanmak için başvuran 19 sanığın beyanlarının Emniyet Genel Müdürlüğü'ne gönderilerek, verdikleri bilgi ve açıklamaların doğruluğu konusunda rapor istenmesine karar verdi. Duruşmaya katılan tutuksuz sanıkların diğer duruşmalardan vareste tutulmalarını da hükme bağlayan Mahkeme, avukat Osman Karahan'ın CD konusundaki talebini ise reddetti. Mahkeme Heyeti, bu ve daha önceki duruşmaları 5'er günlük oturumlar şeklinde yapılan davanın bir sonraki duruşmasının 22 Kasım'da ve bir günde görülmesine karar verdi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!