Eğitim ütopyasız olmaz, efendiler...

Güncelleme Tarihi:

Eğitim ütopyasız olmaz, efendiler...
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 15, 1997 00:00

Haberin Devamı

Çağlar boyunca filozoflar, toplumun yapısı, yasaları, geçmişi ve geleceği hakkında düşünmüş, hayaller kurmuş, ütopyalar yaratmışlardı... Bütün yeniliklerin kaynağı ütopyalardı... Çünkü ütopya, kıytırık olanı değil, yetinmeci olanı değil, oradan kırpma, buradan ekleme olanı değil, kesintili olanı değil, iyice olanı değil, toplum için en iyisini istemekle başlar... 20. yüzyılın sonuna geldiğimiz bugünlerin özelliği ise ne yazık ki düşünce üretme tembelliği, ütopya isteksizliği hatta ütopya düşmanlığı değil mi? Artık sanki eşitlik, adalet, dayanışma gibi kavramları, bozuk düzenleri, despotları, yetersiz ve yeteneksiz yöneticileri iyileştirmenin, bunlar için düşünce sistemleri icat etmenin bir anlamı yok!!! Ütopya gibi kavramları kullanıp bu konuları iş edinenlere, sözüm ona gerçekçiler ya meczup ya da "keriz" gözüyle bakmıyorlar mı? Ütopya, zamanı geçmiş bir kavram olarak itilip kakılmıyor mu?.. Bu yüzden herşeyin ya para ya da siyaset olarak yüceltildiği bir "karşı ütopya" yaşamakta değil miyiz?.. Ütopyalar yenildi, düş kırıklığına uğradık... Ütopya sahibi olmak artık hiç "şık" değil... Onun için "fikirsizlik" ve "kayıtsızlık" güya okumuş yazmış pek çok kişinin kimliği haline gelmedi mi?

Amaaa, konu eğitimimizin yüz yıllık özlemini gerçekleştirmeye gelince, buna ütopyacı bir şekilde yaklaşmak mı gerçekçiliktir, yoksa ütopyasızlıkla mı??? Ütopyasızlaştırılmış ortamların boşluklarında karşı ütopyalar kolaylıkla üretilmedi mi? Aynen bugün temel eğitimi kesintide bırakma çığlıklarından anlaşıldığı gibi... Toplumumuzda ütopyayı teşvik eden yaratıcılık kaybolmuş olduğu için bugün korkunç bir karşı ütopya ile karşı karşıya değil miyiz??? Eğitim konusunda ütopya yaratmaya bizi tahrik etmeleri için Jean Jacques Rousseau, Saint-Simon, John Dewey, Maria Montessori, Jean Piaget gibi eğitim devrimcilerine ya da her daim, her dalda "ütopya"ya buyur ola bu kez de...

1 Sekiz yıllık temel eğitim özleminin bizde 115 yıllık bir ütopya olduğunu Cumhuriyet'te çıkan yazısında anlatan Necdet Sakaoğlu'na göre bu gerekliliği

Kitab-ı Bürhan-ı Hakikat adlı eserinde ilk dile getiren Osmanlı paşası kimmiş?

a. Yedi Sekiz Hasan Paşa

b. Büyük Reşit Paşa

c. Lala Mustafa Paşa

d. Mustafa Şevket Paşa

2 Osmanlılardan bu yana süregelen temel sorun şu değil miydi? Türkiye, elit kesim ile avam kitle arasındaki bariyeri kaldırıp atabilecek miydi? İki toplumu da yaşamış olan "mefkureci" düşünürümüz bakın ne diyordu: "Bu memlekette halk medeniyet ve eğitim durumları açısından üç tabakadan oluşur. Sıradan halk, medrese çıkışlılar ve modern laik eğitim almış olanlar... Sıradan halk Uzak Doğu medeniyetinin etkisi altındadır. İkinci grup Doğu medeniyeti içinde yaşamakta... Üçüncü grup Batı medeniyetinden biraz nasiplenebilmiştir. Bu demektir ki toplumumuzun bir kesimi çok eski çağda, bir kesimi orta çağda, bir kesimi de modern çağda yaşamaktadır. Böyle bir üçlü içinde milletimizin hayatı normal sayılabilir mi? Bu üç kesimin eğitimini birleştirmedikçe gerçek bir millet olabilir miyiz?" Bakalım bu düşünür kimmiş, şıklar arasından kestirebilecek misiniz acep?

a. Sakallı Celal

b. Tevfik Fikret

c. Rıza Tevfik

d. Ziya Gökalp

3 Eski Yunan ve Roma çağında ütopyalar birer adadır. Euhemerus'un ütopyası, içinde alkinoos bahçeleriyle bir adadır. Hepsinin kökeni ise Atlantik Okyanusu'nda kayıp bir kıta-ada, Atlantis'tir... Rönesans Çağı'nın ilk ütopyası, 1516'da Thomas Moore'un "ütopya" kelimesine isim babalığı yaptığı Ütopya adlı eseridir. Bu eser bir adada geçer. Bu ütopyada eğitimin amacı mükemmel ahlakı yaratmaktır. Peki ütopyanın etimolojik anlamı nedir?

a. Ada

b. Hayal

c. En ideal yer

d. Olmayan yer (Yunanca'da ou= yok ve topos=yer)

4 Ütopyacı Thomas Moore, Ütopya'sında monarşilerdeki zorbalığa, saray insanlarının aşağılığına, görevlerin parayla satın alınabilirliğine, fetih çılgınlığına, soylularla keşişlerin sefahat düşkünlüğüne ve haksızlıklarına saldırır. Ona göre tüm kötülüklerin kaynağı nedir?

a. Ütopyası olmayan eğitim

b. Ezberci eğitim

c. Yalana alışmış çocuk

d. Kişisel mülk

5 1814'te yayınladığı "Avrupa Topluluğu'nun Yeniden Örgütlenmesi Üzerine" adlı kitabında, sanayici, bilim kişileri ve sanatçılardan oluşan bir yönetici üst grup öneriyordu. En yoksul ve en kalabalık sınıfın yaşama koşullarının düzeltilmesini buna bağlıyordu. Hedefi bir Avrupa parlamentosu kurmaktı. Bu eğitim ütopyasının temelinde, çocukların üretken çevreyle iç içe etkileşim içinde yetiştirilmesi düşüncesi hakimdi. Eğitimin amacı yaratıcı üretkenlikti. Karl Marx'ı çok etkilemiş olan bu sosyalist ütopyacı kimdi?

a. Robin Hood

b. Proudhon

c. Fourier

d. Saint-Simon

6 Jean Jacques Rousseau'nun "Emile ya da Eğitim Üzerine" adlı ütopyası kadar etkili olabilmiş bir öneri var mıdır? Çocukların okullara kapatılmasını reddediyor, onların doğanın içinde dolaysız deneyimle yetiştirilmesini istiyordu. Önerisine göre, 7 - 12 yaş arasında çocuğa kitap yasaklanıyordu. Yalnızca doğadan yararlanmayı öğreten hangi kitabı okumasına izin veriliyordu?

Not: "Emile ya da Eğitim Üzerine" kitabı skandallara yol açmış, yakılmaya mahkum edilmiş ve Rousseau İsviçre'ye sığınmak zorunda kalmıştı.

a. Cingöz Recai

b. Bin Bir Gece Masalları

c. Don Juan'ın Maceraları

d. Robinson Crusoe

7 Bugünün popüler yeşilciliği ve bahçeciliği bir ütopya olarak taa 18nci yüzyılda üretilmişti. Doğallık, sadelik, dürüstlük ve huzur bu ütopyanın temellerini oluşturuyordu... Voltaire, Candida adlı eserinin sonunda tahayyül ettiği bu ilk yeşilci ütopyanın başkenti olarak hangi şehri önermişti, düşleyebilir misiniz?

a. Dallas

b. Bağdat

c. Yeşil Bursa

d. İstanbul

8 Atatürk'ün eğitim ütopyası Türk çocuğunun çağdaş evrensel uygarlıkla bütünleşmesini hedeflemişti... Bu idealinin program ve projesinin gerçekleştirilebilmesi için dünyanın bir numaralı eğitimcisini Türkiye'ye davet etmişti... Özgün eğitim felsefesiyle bütün dünyayı etkilemiş olan bu çok etkili ve değerli Amerikalı eğitimci ve filozofun eğitim sisteminde, okul yaşamı toplum yaşamına özdeş kılınıyordu... 4 - 16 yaşlarındaki çocuklar atölye düzenine ve çeşitli sanat çalışmalarına dayalı kolektif etkinlikler içinde yetiştiriliyordu. Disiplinin yerini sorumluluk, ezberciliğin yerini yaratıcılık alıyordu.Yaparak öğrenmek eğitimin temeliydi... Bu eğitimci filozofun Türkler için hazırladığı rapor 1924 tarihlidir. Atatürk'ün temel eğitim ütopyasına katkıda bulunmuş bu büyük düşünür kimdi acep?

a. Dale Karneci

b. E. V. Gatenby

c. Mr. ve Mrs. Çalapala

d. John Dewey

9 1870'te İtalya'da doğdu. İtalya'nın ilk kadın doktoru oldu. Çocuklar üzerine çalışırken geliştirdiği metot ile yirminci yüzyılın en dikkat çeken eğitim ütopyasını yarattı... John Dewey ile birbirlerini etkilediler... Bu kadının adı Maria Montessori... Sadece ABD'de 5000'e yakın Montessori okulu varmış... Aşağıdakilerden hangileri bu metodun öğeleridir acep?

a. Çocuğun hayal gücünü ve yaratıcılığını kışkırtmak Montessori ütopyasının temelini teşkil eder...

b. Çocuk her şeyi yaparak, yaratarak, kesip biçerek öğrenir... Öğretmen sadece yardımcı bir elemandır...

c. Çocuğun okula uyumu değil okulun ve çevresinin çocuğa uyumu esastır... Bütün mimari çocuğun algılama ölçülerine göre ve çocuğun ölçeğinde kurulur...

d. Montessori ütopyasının çok hoş tarafı diğer eğitim ütopyalarıyla akrabalık halinde oluşu... Bütün şıkların hepsi...

10 "Öğrenmek icat etmektir." Bu söz 20nci yüzyılın en etkin eğitim psikolojisini yaratan bir İsviçreli bilim adamına ait... Çocuk mantığının ve düşünce sisteminin büyüklerinkinden çok farklı olduğunu keşfetti... İnsandaki öğrenme yeteneğinin insanın genetiğinde saklı olduğunu ve giderek geliştiğini ispat etti... Aktif öğrenme sisteminin doğruluğunu kanıtladı... Kimdi?

a. Jean Valjean

b. Jean Genet

c. Jean Piaget

d. Jean Vigo

11 Temel eğitim ütopyalarının yaratıcılarından söz ettik... Kişilerden... Bir de Reggio Emelia metodu var... Bunun farklılığı bir kişinin değil bir ekolün adı olması... Bu ekol temel eğitim öncesi yaşlardaki çocuğun çevreyle aktif etkileşimine dayanıyor... Örneğin küçük çocuğun grafik algılama yeteneğinden yararlanıyormuş... Peki bu yaklaşım adını nereden almış?

a. Reggio Emelia İtalya sahillerine vurmuş bir balinaya verilmiş addan geliyor...

b. Reggio Emelia İtalya'da 130 bin nüfuslu bir kent... Kuzey İtalya'da Emilio Romagna bölgesinde yer alıyor... Bu metod buradaki bir kaç okulda denenmiş başlangıçta... Şimdi çok revaçta...

c. Reggio bir dağın adı... Çocuklar kendi ürettikleri kayaklarla bu dağda ski yapıyorlar...

d. Hiç biri... Hayal gücünüzü kullanın...

Yanıtlar: 1) d, 2) d, 3) d, 4) d, 5) d, 6) d, 7) d, 8) d, 9) d, 10) c, 11) b

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!