Güncelleme Tarihi:
Zaman Gazetesi yazarı Gülerce, Meclis Darbeleri Araştırma Komisyonu’nda, Refahyol’un düşürülmesi için düğmeye Kaddafi’nin çadırında basıldığı iddiasında da bulundu.
Gülerce şöyle dedi:
"O çadırda ben de vardım. Öyle bir komplo vardı ki. Orası Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'nı rencide edecek bir çadırdı, bir Başbakan'ın ağırlanacağı bir yer değildi. Orada Türkiye’ye yazılanlardan çok daha ağır hakaretler vardı. Bir ara eski milli mücadeleciliğim tuttu, git bu adama (Kaddafi) bir yumruk çak diye aklımdan geçti. Bu olayın iç ve dış bağlantıları da olabilir. Saddam’ı nasıl Kuveyt’i işgal etmeye ikna ettilerse Kaddafi’yi de öyle ikna etmiş olabilirler. Kaddafi, Kıbrıs savaşında Türkiye’ye yardım etmişti, bununla ilgili iç bir irtibat da olabilir. Erbakan hükümetinin düştüğü yer Kaddafi’nin çadırıdır."
Gülerce, Refahyol’un hatalarına da dikkat çekerken bunları o dönem köşesinde yazdığını da söyledi. Gülerce, "Keşke o zaman Erbakan Başbakan olarak ilk ziyaretini İran yerine bir Avrupa ülkesine yapmış olsaydı" dedi.
Asker tartışması
Komisyonun, Zaman Gazetesi'nin eski sahibi Alaattin Kaya’yı dinlediği oturum ise şu ilginç "asker" tartışmasına sahne oldu:
Kaya- (Askeri müdahalelere ilişkin görüşlerini aktarırken) Bizi idare etsinler diye o görevlere getirdiğimiz insanların bunları yapmaları yanlıştır.
Kıyıklık- Biz bizi idare etsinler diye hiç bir zaman onları oraya getirmedik.
Kaya- Ben askerliğimi o kadar zevkle yaptım ki, çocuklarıma da tavsiye ettim.
Kıyıklık- Hayatımın en zehir zamanı askerlik dönemimdir.
Kaya- Biz orayı peygamber ocağı olarak görüyoruz.
Kıyıklık- Biz onu da görmüyoruz.
Kıyıklı, Hürriyet’in sorusu üzerine de, "Orası askerlik, peyganbek ocağı diye bir şey yok ki" dedi.
Hayatımın en büyük ayıbı
Kaya, 28 Şubat sürecinde Fethullah Gülen’in Refahyol’un çekilmesine ilişkin açıklamaları anımsatılınca da, "Sayın Gülen, bu olaydan 1.5 yıl sonra bunun için ‘hayatımın en büyük ayıbıdır’ dedi" diye konuştu.
"O zaman Sayın Gülen haksız mıydı, hayır" diyen Kaya, o dönem generallerin astları tarafından yanlış yönlendirilip kandırılmış olabileceğine de dikkat çekerken, Çevik Bir ve Hurşit Tolon ile yaşadığı iki olayı örnek gösterdi. Kaya’nın, "Çevik Bir’in bu işi kolaylaştırdığını düşünüyorum. Bugünkü iktidar, Çevik Bir’in yanlış hareketlerinin sonucudur" sözlerine de Kıyıklık, "Bugünkü iktidar Çevik Bir’in marifeti değil, kadrolarının halkla kucaklaşmasının sonucudur" diye itiraz etti. Kaya, o dönem bir baskı yaşamadıklarını da söyledi.
"Dengeli olalım hocam"
Kaya şöyle dedi:
"Sayın Gülen, Başbakanlığı döneminde Tansu Çiller’e, ‘bazı yanlışlıklar, haksızlıklar var’ diyerek kendisine ulaşan bazı bilgi ve belgeleri vermek istedi. İzmir’de Yamanlar Koleji’nin töreni sırasında yaşanan bu olayda Tansu Hanım, ‘Lütfen dengeli olalım hocam’ dedi, çok şaşıran Sayın Gülen dosyalarını toplayıp dışarı çıktı.
Erbakan Hoca’ya da Başbakanlığının ilk YAŞ toplantısına girmesinden hemen önce ben, bize ulaşan dinleme kayıtlarını götürdüm. Kayıtta, ordudan ihraç edilecek 76 kişi de dahil YAŞ’ta olacaklar anlatılıyordu. Oğuzhan Asiltürk’ün bütün ikazlarına rağmen Erbakan Hoca dikkate almadı. Sonra İzmir’de ‘Atılacaklar 150’ydi 76’ya düşürdüm’ diye açıklama yaptı."
Kaya, "O dinlemeyi kimler yapmış?" sorusu üzerine, "Bugün kim dinlemişse o gün de onlar dinlemiştir" dedi. Kaya, bazı sorunların da Erbakan’ın iyi niyetinden kaynaklandığını savunarak, "Bugün Erdoğan değil de Erbakan olsaydı daha iyi olurdu diyen bir çok insan var" dedi. Kaya, Gülen’in 28 Şubat’ta okulları devlete devretme düşüncesine ilişkin de, "Biz teslim olmaya hazırdık, okulları verip kurtulacaktık" dedi.