Güncelleme Tarihi:
Burma askeri cuntası
Myanmar'da, yani eski adıyla Birmanya ya da Burma'da son günlerde meydana gelen olaylar büyük tepkilere yol açtı. Silahsız Budist rahiplere ateş açan askerlerin ülkede yarattığı terör havası büyük bir endişe yarattı.
1988'de de 3 bin kişinin ölümüne neden olan kitlesel eylemlerden sonraki en büyük eylem olarak kabul edilen Budist Rahipler hareketine binden fazla rahibin katıldığı bildiriliyor.Bu da Budist rahiplerin zaman içerisinde İran'da mollaların yaptığı gibi siyasete müdahele edeceklerini gösteriyor.
İngiltere'den bağımsızlığını 1948 yılında kazanan Myanmar, 45 yıldır askeri rejimle yönetiliyor.
Dünyada hangi ülkeler askeri cuntalar tarafından yönetiliyor?
Askerlerin yönetime karışmasının nedeni ne?
Bütün bu soruların yanıtlarını dünyaca ünlü sivil toplum örgütü'Freedom House'un yayınlarında bulabiliriz.Â
Freedom House
Dünyada tüm ülkelerin demokrasi ölçüsünü, demokratikleşme eğilimini ölçen uluslararası sivil toplum kuruluşunun her yıl yayınladığı Dünyada Siyasal ve Sivil Özgürlükler başlığını taşıyan araştırmasında ilginç veriler var.
Freedom House araştırmalarını 1972 yılından bu yana dünyanın çeşitli ülkelerinde bulunan gözlemcileri vasıtasıyla sürdürüyor. Ankete dayalı olarak tesbit edilen siyasal özgürlükler indeks puanı, sözkonusu ülkenin demokrasi düzeyini ortaya koyuyor.
İndeks, 1 ila 7 arasında değişen puanlardan oluşuyor. 1 ila 3 arasında puan alan ülkeler siyasal özgürlükler yönünden "özgür" olarak tanımlanıyor. 3 ila 5.5 arasında puan alan ülkeler "kısmen özgür"; 5.5 üzerinde puan alan ülkeler ise "özgür olmayan ülke" olarak tanımlanıyor.
Dünyada Siyasal ve Sivil Özgürlükler başlığını taşıyan 2006 yılı raporunda 193 ülkenin siyasal özgürlükler yönünden 90'ı "özgür"(3 milyar ), 58'si "kısmen özgür"( 1 milyar ), 45'ü ise "özgür olmayan"(2.5milyar ) ülke kategorisinde yeralmaktadır.
Dünyada yaşayan 6.5 milyar nüfus içerisinde yaklaşık 3.5. milyar insan siyasal özgürlüklere sahip olmayan ülkelerde yaşıyor. Yani neredeyse dünya nüfusunun yarısı evrensel ölçülerde demokrasi olarak adlandırılmayan yönetimler altında.
Türkiye
193 ülke arasında Türkiye ve "kısmen özgür" ülkeler kategorisi içerisinde yer alıyor.
Raporda bir çok kez gerçekleştirilen askeri cuntalarla kesintiye ve hasara uğrayan demokrasisiyle Türkiye, demokrasi ve siyasal özgürlükler yönünden Tanzanya, Fas, Haiti, Uganda, Guetemala, Etyopya, Nikaragua, Hindistan,Zambia gibi ülkelerin daha gerisinde bulunuyor.
Ortadoğu ülkeleri arasında askeri ya da sivil diktatörlüklerin hüküm sürdüğü ülkelerin hemen hemen hepsi İslam ülkeleri.
KomÅŸularımız , Ä°ran,Suriye,Irak ve Ãœrdün,Lübnan, Körfez Emirlikleri,Suudi Arabistan, Mısır, Libya, Cezayir, Fas insan hakları ve kiÅŸisel özgürlüklerin en düşük düzeyde olduÄŸu ülkeler olarak tanımlanıyor.Â
Seçimler ve Ilımlı İslam
Bu raporun bize gösterdiÄŸi bir baÅŸka yön de son beÅŸ yılda Türkiye'nin de içinde bulunduÄŸu Ä°slam ülkelerinde gerçekleÅŸen demokratik hareketler. Askeri rejimler din söylemi yapan siyasi güçlerle mücadele içine giriyorlar. İktidar paylaşımı için asker ve din adamı yeni bir mücadeleye giriyor.Â
Bu bağlamda özellikle Türkiye'nin gerçekleştirdiği demokratik seçimlerle demokrasi coğrafyasında bir ilerleme kaydettiği bir gerçek.
Ä°slam ülkelerinde son elli yıldır geçerli olan askeri darbeler dönemi bir ölçüde sona eriyor tahmini yapılıyor. Â
Türkiye'de gerçekleÅŸen ve AKP'nin iktidara gelmesiyle sonuçlanan seçimler'özgür' ülkeler seviyesine gelmemize yetmiyor.Â
Ä°nsan hakları ve kiÅŸisel özgürlükler konusunda yapılması gereken bir dizi reformların olduÄŸuna iÅŸaret ediliyor.Â
Bu demokratikleşme diğer ülkeler için de geçerli mi?
Hayır. geçerli değil ama ilerleme kaydedildiği ortada.
Örneğin geçtiğimiz haftalarda Fas'da yapılan seçimler konusunda değişik görüşler var. Ortadoğu ülkelerinde genel olarak bir'Ilımlı İslam' ve 'Demokratlaşma' havası yok değil.
Radikal İslam söyleminden vaz geçen siyasi gruplar artık daha farklı bir mücadele sürdürmeye kararlı. Bu da'ulusal kimliği' öne çıkaran askeri cuntaların artık çağdışı kaldığını ,siyasette artık yıllardır bilinen ama yükselmesine izin verilmeyen 'ılımlı islam' ve'din' söylemi yapan partilerin daha kabul edilir olduğunu gösteriyor.
Ortadoğuda İran'da ,Pakistan'da olduğu gibi askeri cuntadan din adamları cuntasına geçiş tehlikelesi olmasına rağmen, parlementer demokrasiye geçişin temellerinin atıldığı da bir gerçek.
Â