Dericilerden kalitesiz deri uyarısı

Matraş, basın mensupları ile düzenlediği sohbet toplantısında, DTG'nin, 2 yıl önce hem yurt içinde hem yurt dışında Türk derisinin önünü açma ve markalaştırma amacıyla kurulduğunu bildirdi.

Türkiye'nin deri sektörü ile kendini ön plana çıkarabileceğini ifade eden Matraş, “Fransa'nın şarabı, İtalya'nın makarnası varsa Türkiye'nin de derisi var” diye konuştu.

Matraş, Türkiye'ye gelen her 4 turistten birinin deri ürünü aldığını kaydederek, Türk derisini yurt içinde ve yurt dışında tanıtmak amacıyla iki yıldır çeşitli faaliyetler yürüttüklerini söyledi. Bu kapsamda, İstanbul ve Antalya'daki hava limanlarını deri reklamları ile donattıklarını ifade eden Matraş, “Bu reklamların geri dönüşlerini İstanbul'da izlemek çok mümkün değil, ama Antalya'da deri satışlarını yüzde 30 artırdığını söyleyebiliriz” dedi.

Erdal Matraş, yurt içinde tanıtım amacıyla aralarında Devlet Bakanı Kürşat Tüzmen ile Gülben Ergen, Ebru Akel, Sinan Çetin, Hıncal Uluç, Ercan Saatçi gibi tanınmış isimlerin katıldığı reklam kampanyaları düzenlendiğini hatırlattı. Yürütülen bu kampanyalar sonucunda Türkiye'de deri satışlarının yüzde 20 oranında arttığına işaret eden Matraş, geçen yıl ayrıca hedef ülke olarak belirledikleri ABD'de deri fuarı düzenlediklerini, aynı fuarı 2008 yılının Şubat ayında tekrarlayacaklarını dile getirdi. Matraş, ABD'deki deri pastasının 1,5 milyar dolar olduğunu, Türkiye'nin ise bu ülkeye 30-35 milyon dolarlık ihracat yaptığını bildirdi.

“TÜRK DERİSİ YURT DIŞINDA BENİMSENDİ”

İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçı Birlikleri (İTKİB) ve DTG'nin verilerine göre, deri sektörünün 2006 yılında 237 milyon dolarlık ayakkabı, 154 milyon dolarlık çanta ve saraciye, 348 milyon dolarlık konfeksiyon ve 144 milyon dolarlık ham deri ihraç ettiğini ifade eden Erdal Matraş, “2007 yılının ilk 6 ayı ihracat toplamı 448 milyon 363 bin 396 dolardır. 2007 yılının ilk 6 aylık ihracat artış oranı ise 2006 yılının ilk 6 ayına oranla yüzde 27,11 arttı. Bu rakamlardan anlaşılacağı üzere Türk derisi yurt dışında benimsendi. Yani Türk derisi yurt dışında her geçen gün daha da beğeniliyor. Yurt dışı Türk derisini satın almaya devam ediyor. Rakamlar tatmin edici mi? Büyüyerek gelişiyor, ama tatmin edici değil. İki katına katlanması hayal değil.”

“BU PARA ÇAPUTA GİDİYOR”

İthalat rakamları hakkında da bilgi veren Matraş, aralarında Çin'in de bulunduğu Uzak Doğu ülkelerinden 2006 yılında 387 milyon dolarlık ayakkabı, 276 milyon dolarlık çanta ve saraciye, 33 milyon dolarlık konfeksiyon ve 27 milyon dolarlık ham deri ithal edildiğini bildirdi.Erdal Matraş, sözlerine şöyle devam etti:

“2006 yılında deri ve deri ürünleri toplam ithalatı 1,6 milyar dolar olarak gerçekleşti. 2006 yılının ilk 8 ayında deri ve deri ürünleri ithalatı yaklaşık 1 milyar 48 milyon dolar, 2007 yılının ilk 8 ayında deri ve deri ürünleri ithalatı yaklaşık 1 milyar 188 milyon dolar oldu. Yani artış yüzde 13 olarak gerçekleşti. Türkiye'de geçen yıl alınan her 100 ayakkabıdan 75'i, her 100 çantadan 89'u, her 100 konfeksiyon ürününden 77'si Uzak Doğu ülkelerinden geldi. Bu tabloya bakıp, duyarsız kalmak vatan hainliği. Uzak Doğu'ya giden 1,5 milyar dolarlık paranın 1 milyar dolara indirilmesi gerekir. Bu para çaputa gidiyor.”

“TÜRKİYE DÜNYADA İKİNCİ SIRADA”

Türkiye'nin deri ürünlerini İtalya'dan ve İspanya'dan değil Uzak Doğu ülkelerinden ithal ettiğini dile getiren Matraş, Türk halkının, Türk derisi giymek yerine, kendini insan sağlığını tehdit eden deri ürünlerine teslim ettiğini iddia etti. Matraş, “Senin ülken deri yapamaz, gider alırsın. Ama senin ülken deri sektöründe İtalya'dan sonra dünyada ikinci sırada. Dünyanın en önemli markaları Türkiye'de yapılıyor” diye konuştu.Türk deri üreticisinin yıllardır gözünü ihracata çevirdiğini, iç piyasa ile ilgilenmediğini dile getiren Erdal Matraş, şunları kaydetti:

“Halk bilinçli değil. Halkın 100 ayakkabıdan 75'inin Uzak Doğu'dan geldiğinin bilincinde olduğunu düşünmüyorum. Türk insanının, Türk malı olmayan deri ürünlerinin batı Avrupa değil, Uzak Doğu menşeli olduğunu bilmesi gerekiyor. Bizim Uzak Doğu'dan aldığımız ayakkabı ve çantalar, AB ülkelerinin önünden bile geçemez.

Uzak Doğu'dan gelen deri çeşitli riskler, zararlı kimyevi maddeler taşıyor. Aldığımız deri ürün her gün derimizle temas ediyor. Uzak Doğu'dan gelen ve zararlı kimyasal maddelerle üretilen deri, 37 çeşit kansere, solunum yetmezliğine, hamilelikte düşüğe ve erkeklerde iktidarsızlığa neden oluyor. Bunlar ayrıca deri olmadığı için ucuz. Uzak Doğu'dan alınan deri ürünleri sağlığı, ekonomiyi ve sanayiyi tehdit ediyor.”

“REKLAM KAMPANYASI BAŞLATACAĞIZ”

DTG'nin bu konuda Türk halkını bilinçlendireceğini belirten Matraş, önümüzdeki 15-20 gün içinde Uzak Doğu'dan gelen deri ürünlerinin insan sağlığını tehdit ettiğini anlatan yeni bir reklam kampanyası başlatacağını bildirdi.

Erdal Matraş, bu kampanyada sağlığa dikkat çekeceklerini, Uzak Doğu menşeli deri ürünlerinin alımında dikkat edilmesi ve seçici olunması konusuna değineceklerini ifade ederek, “Dünyanın en kaliteli deri ürünlerinin olduğu ülkemizi, en kalitesiz deri ürünlerine teslim etmeyiz” dedi.

Marka tasarımcısı Ivan Chermayeff'in çantadan ayakkabıya, deri ceketten konfeksiyona kadar Türkiye'de üretilen tüm deri ürünlerinde yer alacak bir etiket üreteceğini dile getiren Matraş, bu etiketin deri ürünlerinde 2 ay içinde yavaş yavaş kullanılmaya başlanacağını söyledi.

“Vatandaşların 10 liraya 5 tane Uzak Doğu'dan gelen deri bir ürünü alacağına, 20 liraya 2 tane almaları hem daha sağlıklı hem de daha ekonomik” diyen Matraş, vatandaşları deri ürün alırken daha dikkatli olmaları konusunda uyardı.

Matraş, önümüzdeki yıldan itibaren gümrüklerdeki laboratuvarları daha da geliştirilmesini sağlayarak sağlıksız deri ithalini önlemeye çalışacaklarını da kaydetti.