Depremzededen devlete tazminat davaları

Güncelleme Tarihi:

Depremzededen devlete tazminat davaları
Oluşturulma Tarihi: Eylül 22, 2000 00:00

Haberin Devamı

Felaket geliyorum demişti, ilgililer bunu saptamıştı ama felaket geldiğinde herkes hazırlıksızdı. Bir grup avukat, yüz civarındaki depremzede müvekkili adına, ‘‘ağır hizmet kusuru’’ bulunduğu için Başbakanlık, İçişleri, Bayındırlık ve İskan Bakanlıkları ile Yalova Belediyesine yaklaşık 3 trilyonu bulan tazminat davaları açmaya hazırlanıyor. Davaya konu olan kusurlar, önceki gün ayrıntıları açıklanan olası İstanbul depremi için de geçerli. Devlet İstanbul'da da önceki suçlarını işleyecek mi?

DEVLET 17 Ağustos felaketi öncesi ve sonrası yapılması gerekip de yapılmayanlardan kendini ne kadar sorumlu tutuyor? Bu sorunun cevabını alabilmek için Ceylankent ve Aydınkent depremzedeleri adına yasal yollara başvuran bir grup avukat, Başbakanlık, iki bakanlık ve Yalova Belediyesi'nden kocaman bir ‘‘Hiç’’ cevabı aldılar. Yani Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'na göre, asıl suçlu binaları denetlemeyen belediyeler ve belediyeleri denetlemeyen İçişleri Bakanlığı! Başbakanlık, avukatların başvurusuna cevap vermeyi bile gerekli görmezken, Yalova Belediyesi, ‘‘Biz tamamen kusursusuz’’ diyor. İçişleri Bakanlığı ise avukatların makama yazdığı dilekçeyi Yalova Valiliği üzerinden İl Sivil Savunma Müdürlüğü'ne gönderiyor.

İl Savunma Müdürü Ali Esen'in cevabi yazısı, dudak uçuklatacak türden. Deprem olup 13 bin 600 binanın yıkıldığı sırada 110 elemanı olan Sivil Savunma Müdürlüğü'nün tüm görevlerini yerine getirdiğini öne süren Esen aynen şöyle diyor: ‘‘Ceylankent'te vefat eden vatandaşların acaba depremin olduğu ilk anda, korku, kanama, sıkışma, darp gibi etkilerle hemen vefat etmediği ne malum!’’ Avukat Ergin Cinmen, bu yazının altında Ali Esen imzası olmasına rağmen, kendileri İçişleri Bakanlığı'na başvurdukları için, imzanın Sadettin Tantan'a ait olduğunu kabul ettiklerini söylüyor. Başvurularının üzerinden iki ay geçtiği ve yukarıdaki gibi ‘‘red’’ türü cevaplar aldıkları için şimdi müvekkilleri adına sözkonusu kurumlar aleyhine idare mahkemesine dava açacaklarını belirtiyor. Yaklaşık 100 depremzede adına, Yalova'da İdare Mahkemesi olmadığı için Bursa'da açılacak davalarda istenecek tazminat üç trilyonu buluyor.

Kimse görevini yapmadı

Avukat Ergin Cinmen, anlatmaya 1987 yılına giderek başlıyor: Maden Tetkik Arama (MTA) Genel Müdürlüğü, Türkiye'deki aktif fayların haritalanmasına yönelik bir projeyi tamamlıyor. Tüm fayların depremsellik açısından özelliklerini anlatan bir rapor hazırlanıyor. 1992 yılında ise bir Türkiye Fay Haritası yayımlanıyor, ilgili kuruluşlara gönderiliyor. Yer bilimciler Kuzey Anadolu Fay Hattı'nda olabilecek ilk büyük depremin Adapazarı-Yalova arasında gerçekleşeceğini belirtiyorlar.

Sonra, TBMM'nin 23.12.1999 tarihli Deprem Araştırma Raporu'nu hatırlatıyor Avukat Ergin. Raporun sonuç bölümünde, görevini yapmadığı belirtilen pek çok devlet kuruluşu var. Mesela Devlet Planlama Teşkilatı (DPT). Raporda DPT'nin adının üstündeki gibi hayatı planlamadığı, ‘‘olası felaketleri ve bunların yaratacağı zararları önceden belirleyip, senaryolar hazırlayıp önlem almadığı’’ açıkça söyleniyor.

Rapor, Sivil Savunma Müdürlüğü'nün de etkin ve yeterli görev yapmadığını belirtip, ‘‘İçişleri Bakanlığı'na bağlı bir kuruluşun 110 kişilik sivil savunma ekibinin, bölgede yıkılan 13 bin 600 bina arasında kaybolduğunu’’ anlatıyor. İdari yapı içindeki hiçbir denetim mekanizmasının da işlemediğini belirten rapor, belediyeleri ve bakanlıkları suçluyor. ‘‘Doğal afetlere karşı dayanıksız ve yaşam koşullarına uygun olmayan bu yapılanma ve imar sonucu, onca felaket gözönüne alındığında, etkin yapı denetimine acil gereksinme vardır, bunlar yapılmamıştır’’ diyor.

İstanbul'da aynı şeyler olacak

Evet avukatlar geçmiş depremin zararlarına ilişkin davalara hazırlanıyorlar ama geleceğe yönelik tehlike sürüyor: Olası İstanbul Depremi! ‘‘Tekrar aynı filmi yaşıyoruz’’ diyor Avukat Cinmen ve şöyle devam ediyor: ‘‘Marmara Denizi'nde büyük bir deprem bekleniyor. Şimdi yapılması gereken nedir? Biz avaz avaz bağırıyoruz buradan: Afet Kanunu'nda çok açık, Bayındırlık Bakanlığı'nın bütün İstanbul'u afet bölgesi ilan etmesi lazım. Özel şirketlerin binaların denetimini yapması doğru değil, devletin görevi kendiliğinden bunu yapmaktır. Binaları denetmeli, dayanıksız olduğu tespit edilenleri yıkmalıdır. İstanbul'da bir deprem olduğunda aynı şeyleri yeniden yaşamayalım.’’

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!