Güncelleme Tarihi:
Demirel, ''Siyasete girmeyeceğim ama, memleketimin hizmetinde olmaya devam edeceğim'' diyorsunuz bunu nasıl gerçekleştireceksiniz? şeklindeki soruyu, şöyle yanıtladı:
''Böyle... Türkiye'nin üniversite sorununu anlatıyorum. 'Türkiye, bu üniversitesine sahip çıkmalıdır' diyorum. 'Yeni kurumlar yapmalıdır' diyorum. 'Türk vatandaşı da sahip çıkmalıdır' diyorum. Benim buraya gelişimin sebebi bunları söylemektir. Yeni Kadir Has'lar arıyorum ülkem için.''
ÇOK PARTİ VARSA AZALTMAK HALKIN İŞİDİR
Demirel, ''Bugünlerde birçok isim yeni partiler kuruyor, bu bölünmüşlüğü nasıl yorumluyorsunuz'' şeklindeki bir soru üzerine de, şunları söyledi:
''Macaristan'da 66 partiyle seçime girdiler. 3 sene öyle gitti. Åžimdi birkaç partiye indi. Ä°srail'de 31 partiyle seçime girerler. Herkes nasibini alır. EÄŸer çok parti varsa, onu azaltmak halkın iÅŸidir. Partilerin çok olması bölünmüşlüğe, oyların bölünmüşlüğüne, istikrarsızlığa, istikrarsızlık da, memleketin iyi idare edilmemesine sebep oluyorsa, bunu anlayacak olan halktır. Hayatı yaÅŸayan o. EÄŸer bir ülkenin halkı, o ülkede istikrarın deÄŸerini, hürriyetin deÄŸerini, birliÄŸin, beraberliÄŸin deÄŸerini anlamazsa iÅŸiniz zordur. Bizim ülkemizde, bizim halkımız kendi başına bırakıldığı takdirde, herÅŸeyi nizama koyacaktır. Bu duruma Türkiye'yi halk getirmedi. Türkiye'de rejimle çok oynandı, bu duruma geldi. ''Â
HALK MÜDAHALE ETMEZSE SİSTEMİN NE SUÇU VAR?
''Türkiye'nin, yeni bir seçim ve yeni bir hükümete ihtiyaç duyup duymadığına'' iliÅŸkin bir soru üzerine de Demirel, bu sorunun muhatabının kendisiÂolmadığını belirterek, ''Herkes hayatından memnunsa mesele yok. Memnun deÄŸilse, bunun sebebini bir yerde arayacak. Hem hayatından memnun deÄŸil, hem sebebini aramıyor veya yanlış yerde arıyor, hiçbirÅŸeye çare bulamazsınız'' diye konuÅŸtu.
''Türk siyasi yapısından memnun musunuz?'' şeklindeki bir soruya da Demirel, şöyle yanıt verdi:
''Türk siyasi yapısı, başka ülkelerin yapısından farklı bir yapı mı? Seçimse, hür ve serbest seçim bu ülkede... Parlamentoysa, o da var. Parlamento, açık bir parlamento, kürsüsü hür bir parlamento. Anayasa devletiyse, o da var. Hür yargıysa, o da var. Hür medyaysa, evelallah hiçbirinizin 'hayır' diyecek durumunuz yok, o da var. Hür sokaksa, hür vicdansa, o da var. Bunların hepsi var bu ülkede, hadi çalıştırın bunu.
Bir otomobil almışsınız. En yeni bir otomobil bu. En yeni fabrikadan çıkmış. Bir şoför gidiyor, bir duvara çarpıyorsunuz. Kusur duvarda mı, otomobilde mi, şoför de mi? Eğer siz derseniz ki 'kusur duvarda', Allah size selamet versin. 'Şofördedir' deyinceye kadar bir ülkede, ülkeyi yönetenlerin iyi yönetmiş olmaları lazım. Halkının da 'iyi yönetiyorsunuz' demesi lazım. Eğer hem halk sıkıntılar içinde olacak. Hem 'iyi yönetiyorsunuz' demeyecek, hem 'kötü yönetiyorsunuz' demeyecek. Hem 'değişin başkaları gelsin' demeyecek. O zaman doğruyu bulamazsınız. Burada sistemin ne kusuru var.''
Bir gazetecinin ''Cezayir gibi sindire sindire geliyoruz' söyleminin ardından 'deÄŸiÅŸtik' söylemi sizce inandırıcı mıdır?'' ÅŸeklindeki soruya da Demirel, ''Herkes kendi attığı taşın nereye düştüğüne bakar. Ben kendi attığım taşın nereye düştüğüne bakıyorum'' dedi.Â
KARAMSARLIK FETHEDİLEMEYECEK İŞ DEĞİL
Demirel, kampuste yaptığı konuşmada da, Türkiye'nin birçok sıkıntı içinde kıvranırken burada herkesi memnun edecek bir olaydan haberdar olması gerektiğini kaydederek, günlük gailelerin ve ağır şartların vatandaşınyarına olan ümidini zaafa uğrattığını söyledi.
Yarına olan ümidin kaybedilmesi durumunda kime ve neye hizmet edildiğinin önemli olmayacağına dikkat çeken Demirel, ''Bir ülkenin şartları ne kadar ağır olursa olsun ve ne kadar büyük sorunları bulunursa bulunsun dikkat edeceğimiz en önemli konu yarına olan ümidimizin muhafazasıdır'' diye konuştu.
Türkiye'nin pekçok zor şartların içinden geçtiğini kaydeden Demirel, şöyle konuştu:
''EÄŸer Türkiye her karşılaÅŸtığı sorun esnasında onu aÅŸamayacağına ve ondan sonrasına olan güvenini kaybetseydi bugünlere gelmezdik. İçinde bulunduÄŸumuz 2001 yılı böyle olmamalıydı. Böyle olması için sebep yoktu. Ama bir defacto durum var. Böyle olunca yapılacak iÅŸ milletçe yılmadan, bezmeden, bıkmadan kendimize, devletimize, ülkemize, demokrasimize olan inancımızı yitirmeden bunu aÅŸmaya çalışmak lazım. Böyle yapıldığı taktirde görülecektir ki, bu aşılacaktır. Karamsarlık fethedilemeyecek bir iÅŸ deÄŸil.''Â
Â
Â