Değişmeyen kadın yüzleri

Güncelleme Tarihi:

Değişmeyen kadın yüzleri
Oluşturulma Tarihi: Aralık 14, 1999 00:00

Haberin Devamı

Ressamın Cihangir'deki ferahfeza atölyesi insanı şaşırtıcı derecede derli toplu. Bir teknoloji harikası olan kocaman müzik setinden büyüleyici ve egzotik bir müzik yükseliyor ve her biri tek tek seçildiği belli olan objelerden gözümüzü alamıyoruz. Ötede tamamlanmamış bir tuval, az ileride sallanan bir oyuncak at ve karşımızda safran sarısı gömleğiyle Balkan Naci İslimyeli duruyor...

Saçma bir soru biliyorum ama sergiyi niçin karşı tarafta açtınız? Kadıköy bazen başka bir şehir gibi geliyor insana...

- Karşı taraftakiler bu duruma çok bozuluyor ama! Onlara Avrupa yakası başka bir şehir gibi gelmiyor da bize öyle geliyor. Galiba bu mesafeyi kafamızda yaşıyoruz, halbuki karşıya geçmek ne kolay. Kadıköy'deki galerinin yöneticisi Mine Hanım'ın çalışmalarını çok beğenirim, zaten her on yılda bir onun galerisinde belli bir konsepti olan sergiler açıyorum.

Hocalığa hálá devam ediyor musunuz? (Prof. İslimyeli 1973'ten beri Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde ders veriyor.)

- Artık emekli oldum ve devam etmek istemedim çünkü ben memur yaradılışlı bir ressam değilim.

Ama emekli olana kadar da kalmışsınız...

- Kaldım çünkü ikisini birlikte idare edebiliyordum ama artık yorulmaya başladım. 26 yıl az değil, artık kendi projelerime yöneleyim dedim. New York'ta bir stüdyo açacağım, altı ay orada, altı ay burada yaşayacağım. New York'ta çok güzel ilişkilerim oldu, onları sürdürmek istiyorum. Bu arada gençlerle diyaloğum hiç bitmiyor, sürekli atölyeme gidip geliyorlar.

Gençlerin sanatsal yönelimleri hakkında ne düşünüyorsunuz?

- Genellikle ya akademik ve bilmiş bir tavır ya da bir zanaatçı tavrı oluyor, en büyük eksiklik bu. Bence ideal olan bir taraftan eli ve gözü geliştirmek için çalışmak, bir taraftan da bütün yan disiplinleriyle sanat biliminin içinde olmak. Gördüğüm kadarıyla da bilgi birikimi bakımından çok yetersizler. (Bir an duraklıyor) Bu röportajda hep eğitimi mi konuşacağız?

Oradan başladık ya devam ederiz diye düşündüm...

- Sanat öğrencisi hep endişe içinde, babam da benim için hep endişe ederdi. Üstelik o da sanatçıydı, karikatür çizerdi ama aynı zamanda bürokrattı. Dedem de, amcam da öyleydi.

Sizde memuriyetle sanatçılığı bir arada sürdürmek aile geleneği galiba.

- Evet, evet. Ben okulda kalmayı bir anlamda sanat yapmanın güvencesi saydım. Öğrenci yetiştirmek bana çok anlamlı geldi. Öğrencilerim de benim projelerime katkıda bulunuyor. Kimi modellik ediyor, kimi de bilgisayar kullanıyor.

Sanatçılar genellikle ondan öcü gibi uzak duruyor ama siz zaman zaman işlerinizde bilgisayardan yararlanıyorsunuz. Bilgisayara hákim misiniz?

- Hákim olmadığım zaman yardım alıyorum. Sanatta çağın getirdiği teknolojik imkanları kullanmaya karşı değilim, bunu kullanıp kullanmamak sanatçının kendi seçimidir.

Serginin adı ‘‘Deja Vu''. Hep söylenir, siz de ilk deja vu'nüzü yaşadığınızda kendinizi peygamber gibi hissetiniz mi?

- (Kahkahalar atıyor) Bu ismin mistik bir çağrışımı da var değil mi? Ama artık herkes peygamber bir bakıma. 'Deja vu' ismi yeniden hatırlamayı ve aynı şeyi ikinci kez yaşamayı bir bellek oyunu olarak anlatıyor. Ben bir şey üzerine iki defa düşünmenin önemine inanıyorum. Buradan kalkıp yeni bir bağlantı kurmak istiyorum. Vermeer'in, de la Tour'un dört yüz yıl önce yaptığı kadın portrelerindeki yalnızlık ve yalıtılmışlık duygusunu günümüz kadınlarının ifadesine yansıttım. Benim resmim moderni yansıtmak için her zaman gelenekten yararlanır.

Ressam Balkan Naci İslimyeli'nin son iki yıllık çalışmalarının ürünü olan ‘‘Deja Vu'' sergisi tuval üzerine yağlıboya 26 yapıttan oluşuyor. Bu sergiyi 10 Ocak 2000'e kadar Kadıköy Mine Sanat Galerisi'nde görebilirsiniz.

Mine Sanat Galerisi, Bahariye Cad., Sokullu Sok. No: 1, Kadıköy. Tel: (0216) 346 78 10

Bir sergi, bir kitap

İslimyeli'nin sergisine aynı adlı bir kitap da eşlik ediyor. Ama kitabın bir özelliği var, serginin oluşum sürecini anlatıyor. Kitap bu süreci bir hazırlık olarak ele almıyor, başlıbaşına bağımsız bir sanat etkinliği olarak konu ediniyor. Kitap, sergi hazırlığını belgeliyor ve izleyeni de içine katmayı amaçlıyor. İslimyeli bu kitapta resmi hem yazarak hem de çizerek biçimlendirdiğini ve kitapta notlar, şiirler ve fotografik ayrıntıların bulunduğunu söylüyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!