ÇÜNKÜ BU ÖZEL DEĞİL POLİTİK BİR DURUM

Güncelleme Tarihi:

ÇÜNKÜ BU ÖZEL DEĞİL POLİTİK BİR DURUM
Oluşturulma Tarihi: Mart 09, 2007 17:52

Şimdi size birçok insanın saçlarını diken diken edecek bir cümleyi aktaracağım: "Özel olan politiktir."

Haberin Devamı

Sakin olun; bu bir feminist ideoloji terimi. Siyasi literatüre öyle girdi yani. Yıllar önce, batıda, sonra da Türkiye'de. Dolayısıyla feminizm de üç beş kadının fantezilerinden ibaret uçuk bir oyalanma alanı değil; ciddi ciddi politik bir akım. Şiddet gösterenler de "hasta", "cahil" ya da "anormal" insanlar değil, bildiğimiz insanlar, komşularımız, iş arkadaşımız, seçtiğimiz yerel yönetici, milletvekili, hatta üniversitedeki hocamız.

Öyle olmasa, bütün medeni devletler, feminizmin yıllardır söylemeye çalıştıklarını bir bir Anayasa'larına, yasalarına geçirir, ülkelerinin toplumsal hayatlarını buna göre düzenlerler miydi? (Türkiye Cumhuriyeti Hukuku da onları takip eder miydi?)

Avrupa'da 1970'ler, Türkiye'de '80'lerden itibaren "Özel olan politiktir" cümlesini dillendirmeye başlayan 2. Kuşak Feministler (1. Kuşak, 20. yüzyılın başında oy hakkı ve eşit işe eşit ücret için mücadele veren ve kazanan kadınlar) şunu kastediyorlardı: Dünyanın herhangi bir yerinde bir erkek, bir kadına karşı ekonomik, politik, cinsel, duygusal ya da fiziksel bir şiddet uyguluyorsa bu o iki kişi arasında olan, "münferit" bir şey değildir. Bu toplumsal hayatın yazılı olan ya da olmayan yasalarının bir sonucudur. Tüm tarih kesitlerinde, tüm dinlerde, dillerde, bölgelerde, tüm eğitim, yaş, gelir gruplarında bu gerçekleştiğine göre, bunun toplumsal, kültürel, politik, geleneksel nedenleri ve sonuçları vardır. Bu özel bir durum olamaz.

Haberin Devamı

Onun için önce şunu kabul etmek gerekiyor: Feministler, sivilceli, çirkin, erkek bulamadıkları ya da bir dönem onlardan dayak yedikleri için erkeklere saldıran, "üstelik lezbiyen" kadınlar grubu değil; kadınların en az erkekler kadar bu toplumda yeri olduğunu anlatmaya çalışan, bir cinsiyetin, diğer bir cinsiyet üzerindeki her türlü tahakkümünün yanlışlığını/kabul edilemezliğini ortaya koyan, bunu değiştirmeye çalışan politik bir akımın savunucuları. Hiç şaşırmayın; yukarıdaki cümlenin içeriğine (yani savunulana) devletin ileri gelenleri, hükümetin en sözü dinlenen üyeleri bile "yoo, olmaz" demiyor artık. Yeni Medeni Yasa'ya, Türk Ceza Kanunu'na bakarsanız, geçmişte bu "sivilceli ve dayak yemiş" kadınların söylediği her şeyin bir yansımasını görebilirsiniz...

Haberin Devamı

SORULACAK SORULAR ARANACAK CEVAPLAR

Ama bu konuda sorulacak çok soru, aranacak çok cevap ve daha değişmesi gereken çok şey var henüz. Bu sayfa, bütün bunları birlikte görmek, tartışmak, çözüm aramak ve belki de değiştirmek için hazırlandı.

Bundan böyle bu sayfada "kadının gündemini" takip edeceksiniz: Hangi kadın örgütü nerede ne yapıyor'dan hukuki sorularınızın cevaplarına, TBMM'nin kadın gündeminden töre cinayetlerine, kadın sığınma evleri meselesinden gerçek kadın hikayelerine her şeyi burada bulacaksınız. Dileğimiz cevap aramaya sizin de katılmanız. Çünkü konuşacak çok şeyimiz var. Beraber konuşalım mı?

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!