Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, Hacı Bektaş Veli'yi anma etkinliklerinde konuştu

Güncelleme Tarihi:

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, Hacı Bektaş Veliyi anma etkinliklerinde konuştu
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 04, 2021 21:50

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, "Hacı Bektaş Veli'nin ait olduğu, büyüttüğü ve derinleştirdiği gelenek, bizim Anadolu irfan geleneğimiz olarak yüzyıllardır sadece bu topraklara değil, bu toprakların çok ötesinde bütün insanlığa ışık tutmaya devam ediyor." dedi.

Haberin Devamı

Kalın, Cumhurbaşkanlığı ve UNESCO tarafından 2021'in "Hacı Bektaş Veli Yılı" ilan edilmesi dolayısıyla Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Hacı Bektaş Veli Külliyesi önünde düzenlenen anma programında yaptığı konuşmada, orman yangınlarında hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet diledi.

Kalın, yürekleri yakan bu yangınların sona ermesi için hep birlikte çalışacaklarını söyledi.

Tarihte iz bırakan bütün büyük fikirlerin, ya büyük bir geleneğe dayandığını ya da o geleneği devam ettirdiğini belirten Kalın, "Hacı Bektaş Veli'nin ait olduğu, büyüttüğü ve derinleştirdiği gelenek, bizim Anadolu irfan geleneğimiz olarak yüzyıllardır sadece bu topraklara değil, bu toprakların çok ötesinde bütün insanlığa ışık tutmaya devam ediyor. Zira gelenek Türkçede kelime itibarıyla 'gelene ek' demektir. Eklendiği oranda hayatiyetini koruyan dinamik, organik bir süreci ifade eder." diye konuştu.

Kalın, geleneğin sadece tarihteki yaşanmış hadiselerin envanterinden ibaret olmadığını vurgulayarak şunları kaydetti:
"Gelenek, biz ona bir şey kattığımızda, onun ruhunu kendi ruhumuzda teneffüs etmeye başladığımızda hayatiyet kazanan ve süreklilik kazanan bir şeydir. Yüzlerce yıl sonra bugün 750. yılında vefatını andığımız Hacı Bektaşi Veli, onun yolundan gittiği diğer erenler ve onun yolundan giden diğer Anadolu erenleri, bu geleneği yaşatmış ve bize büyük bir miras olarak bırakmıştır. Arifler, mutasavvıflar, dedeler, canlar ve mürşitler olarak bugün de bizim yolumuzu aydınlatmaya devam ediyorlar. Bugün aslında onların mesajına insanlığın her zamankinden fazla ihtiyacı var. Çünkü maddenin dar dünyasında bir mana krizi yaşayan insanın, bir çıkışa, bir kurtuluşa ihtiyacı var. Madde dünyası elbette önemli, göz ardı edemeyiz. İslam geleneği maddi dünyayı, içinde yaşadığımız alemi hiçbir zaman hafife almamıştır. 'Gidin ve o alemi imar edin' demiştir, 'o dünyada adalet tesis edin' demiştir. Böylelikle İslam medeniyeti çok güçlü bir medeniyet olarak ortaya çıkmıştır."

İslam medeniyetinin şehirleri, mimarisi, ekonomisi, sanatı, müziği ve şiiriyle maddi dünyayı da en güzel şekilde inşa eden bir geleneğe sahip olduğunu anlatan Kalın, bunu ayakta tutanın ise ruh ve mana olduğunu belirtti.

Kalın, 13. yüzyılın ilk yarısının sonları ve ikinci yarısının başlarında Moğol istilasıyla yerle bir edilen Anadolu topraklarını çok kısa bir sürede tekrar ayağa kaldıran, imar eden, medeniyet ruhunu kuranların yine bu erenler ve onların manevi öğretileri olduğunu vurguladı.

Tarih kitaplarına bakıldığında, 13. yüzyılın ikinci yarısı ve 14. yüzyıldan itibaren Moğol istilası hiç yaşanmamış gibi bir büyük medeniyet hamlesinin, maneviyat yürüyüşünün yeniden başladığını ifade eden Kalın, "Bu da Ahmet Yesevi'den Hacı Bektaş Veli'ye, Tapduk Emre'den Yunus Emre'ye, Mevlana'dan Sarı Saltuk'a ve günümüze kadar devam eden ilim irfan geleneğinin büyük bayraktarları, kılavuzları sayesinde inşa edilmiş bu medeniyet yolunun en güzel örnekleridir. Bugün buna her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var. "Hacı Bektaş Veli, 'Gelin canlar bir olalım.' dediğinde, 'can' dediği insanın kendisiyle, hemcinsleriyle, diğer insanlarla, eşya ile varlık, hayvan ve bitkilerle, hepsinin üzerinde de Rabbi ile ünsiyeti ve muhabbeti kurabilmiş ve ona göre yaşamış bir insandı. Bugün bunu tekrar hatırlamaya ihtiyacımız var." diye konuştu.

BAKMADAN GEÇME!