Çok köprü, çok ticaret

Güncelleme Tarihi:

Çok köprü, çok ticaret
Oluşturulma Tarihi: Şubat 09, 2004 00:00

SEULKÖPRÜ köprü üstünde!..3,5,10, 20 değil, Seul'un içinden geçen nehrin üzerinde düz, çapraz, iki katlı, birbirine pararelel, birbirini kesen, biri ötekine bağlı çok sayıda köprü var. 10-15 kilometre uzunluğundaki bir nehrin hemen her 300-500 metresinde bir köprü. Köprülerden insanın başı dönüyor. Başbakan Erdoğan, 3 günlüğüne Güney Kore'nin başkenti Seul'de. Bunca siyasal trafik, özellikle Kıbrıs arasında Güney Kore şimdi nereden çıkıyor?.. Dünyanın öteki ucu.Erdoğan'ın uçakta açıkladığına göre, önce bir davet var kendisine Güney Kore'den. İkincisi ve asıl üzerinde durduğu, Güney Kore firmalarının Türkiye'de yatırım yapması.Türkiye-Güney Kore ticaret ilişkileri pek parlak değil. Toplam genel ithalat ve ihracat genel payı içinde, Güney Kore'nin yeri yüzde 1.2'lerle ifade ediliyor. Ama buna karşı, Türkiye'deki Güney Kore yatırımları biraz daha harekli. Otomotiv, maden, turizm, elektronik ve imalat alanlarında Güney Kore firmalarının Türkiye'deki toplam yatırım miktarı 70 trilyon lira. Erdoğan'ın amacı dünya çapındaki Güney Kore firmalarını Türkiye'ye çekebilmek. Zaten bu amaçla dün uçaktan indikten iki saat sonra, bu büyük firmaların yöneticileri ile hemen görüşmelere geçiyor. SÜNGÜ SAVAŞI48 milyonluk Güney Kore nüfusunun dörtte biri Seul'da yaşıyor. Seul, İstanbul gibi 12 milyonluk bir kent. Güney Kore, Türkiye'de iki açıdan biliniyor. İlki, 1953'te Türkiye Güney Kore'ye Birleşmiş Milletler çerçevesinde asker gönderiyor. Tıpki, bugün Bosna'ya, Somali'ye olduğu gibi. O tarihteki Kuzey-Güney Kore çatışmasını önlemek üzere. İşte o tarihteki ünlü Kunuri savaşı, göğüs göğüse, süngü savaşı Türklerle Kuzey Koreliler arasında, Çinliler arasında. Güney Kore bunu hiç bir zaman unutmuyor. İkinciside, 1960 ve 70'lerde Güney Kore usülü kalkınma tartışmaları. İhracata dayalı kalkınma modeli, Türkiye'nin o yıllardaki büyüme arayışlarında mutlaka dile geliyor. Güney Kore, demokrasiyi askıya alarak, yaklaşık 20 yıl yüzde 16.9 gibi rekor bir kalkınma hızıyla, kişi başına düşen 90 doları, 10 bin dolara yükseltiyor. Ama, demokrasi yok!.. Sendika ve işçi hakları yok!.. Sermayenin askerle ittifakı!.. YEREL SEÇİMLERAnkara-Seul yolculuğu 9.5 saat sürüyor. Havalandıktan sonra Başbakan Erdoğan, uçaktaki iş adamı ve gazetecilerin tek tek elini sıkıyor. Onun bir üslubu var. Bu gibi gezilerde, sadece gidilen yer ile ilgili soruları yanıtlıyor. Diğerlerini değil. Gezi dışına taşan soruları, kendi değiyimiyle ‘Ayaküstü gündem’ olarak niteliyor ve yanıtlamıyor. Örneğin dün gece Kıbrıs sorularını yanıtsız bıraktığı gibi.Ancak, dün bu alışkanlığını değiştiriyor. Bir gazeteci arkadaşımız kendisine yerel seçimleri soruyor. Erdoğan, kendinden emin, ‘Rakam söylemek istemiyorum, ama oyumuz yükselecek ve halk farklı bir mesaj verecek’ diyor.Ayaküstü gündem!.. Erdoğan kendini yerel seçimlerde güçlü görüyor ve o yöndeki soruları yanıtlıyor!..Ama, bunlar şimdi çok uzakta. Şimdi Güney Kore'yi daha iyi anlamaya dönmek gerek.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!